TBMM Dijital Mecralar Komisyonu toplandı

AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dijital Mecralar Komisyonu'nda, iletişim tarihine ilişkin sunum yaptı.

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu toplandı

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplandı. AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, akademik kimliği nedeniyle komisyona, iletişim tarihine ilişkin sunum yaptı. Bostancı, dijital konusunun derin bir mevzu olduğunu belirterek, "Temelde insan ve teknoloji arasındaki ilişkiden başlamak lazım, tarihsel süreç içerisinde insanın teknolojik araçları kullanma tarzı ve varsa mütekabil ilişkilerle teknolojinin insan üzerindeki etkisi, onun insanoğlunun içeriğini nasıl dönüştürdüğüne ilişkin bir değerlendirme icap ediyor. Mevzu derin dememin nedeni, Marx'ın bir sözü var: 'Görünen gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı'. Her şey gördüğümüz gibi olsaydı zaten anlamak için ayrıca bir çaba göstermemiz gereksiz olurdu" dedi.

ÜMİT VE KORKU İKİLEMİ

Teknolojik gelişme karşısında insanın hep korkuyla umut arasında olduğunu belirten Bostancı, "Dijital teknolojilere ilişkin bir taraftan ümitlerimiz bir taraftan korkularımız var. Tanıdık bir ümit ve korku ikilemi. Geçmişte de diğer teknolojilere, diğer araçlara karşı insanın takındığı tavrın bir benzeri. Teknolojiye karşı, alışmadığımız unsura karşı; alıştığını, güvendiğini arayan bir okuma yazma biçimi. Teknolojik gelişmenin arkasında ortaya çıkan yeni toplumsal ihtiyaçlara cevap verme dinamiği var. Dijital alana ilişkin korku ve ümit  hala var" diye konuştu.

Gerçek dünyada yanılsamalara yer olmadığını kaydeden Bostancı, "Sosyal medya dediğimiz zaman bir bakıma, sadece kendi dünyasında yaşayan kabile mantığında insanlarla da bağlantılı bir tarafı var. O kadar tarihsel zaman akmış, yeni teknolojiler çıkmış, herkes kendi söylüyor kendisi dinliyor. Sonuçta sosyal medya dediğimiz yerde de herkes kendi kabilesine bakıyor, diğerlerini dinlemiyor, bakmıyor. Zaten kullanılan dil, anlatım biçimi ve yaklaşım; Twitter'ın karakter sınırlılığı düşünüldüğünde, buna karşılık insani etkinlik ve eylemlerinin derinliği düşünüldüğünde, bu orantısızlık dolayısıyla ne yapılıyor; en kolay yöntem, en kışkırtıcı dil, mahrem duyguların ifşa edildiği bir alan olarak karşımıza çıkıyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz