''Trump, gündeme getirdi ama yanındakiler talimata uymuş değil''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti ne kadar güçlü olursa ülkemiz de o kadar güçlüdür. Buna karşılık AK Parti'nin zayıflaması demek, Türkiye'nin savunmasının zayıflaması demektir. Kaderi ülkesiyle bu derece bütünleşmiş bir başka siyasi kadro var mıydı bilmiyoruz. Bizim ülkemiz ve milletimiz için daha yapacak çok işimiz var." dedi.

''Trump, gündeme getirdi ama yanındakiler talimata uymuş değil''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılcahamam gerçekleşen AK Parti 29'uncu İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında konuştu. Erdoğan, genel merkez yöneticilerinin 7'nci Olağan Kongre hazırlıkları konusunda bilgilendirme yaptığını, AK Parti TBMM Grup Başkanı'nın yeni yasama dönemi gündemiyle ilgili izahat verdiğini, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci yılı değerlendirmesiyle ilgili sunum yaptığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Adalet, İçişleri ve Dışişleri bakanlarının da kendi alanlarıyla ilgili değerlendirmeler yaptığını aktardı.

'ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapmaları gerekeninin işlerine bakıp, yola devam etmek olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

"Çünkü bizim yapacağımız çok şey var. Bunun için de fitneyle, fesatla uğraşmaktansa biz kalkıp hayra tevessül ederek işlerimizi yapalım ve ülkemizde bizden beklenenlerin de cevabını vermiş olalım. Bunu üzüntüyle belirtmek durumundayım ki, ülkemizde AK Parti ve şahsım söz konusu olduğunda her türlü yalanı ve iftirayı üreten bir mekanizmayla, bunun alıcısı bir kesim mevcuttur. Şüphesiz ki yalanın müşterisi var. Ama doğrunun da müşterisi var. Biz burada doğruya müşteri bulmaya çalışacağız. Bu düşmanlığın asıl sebebini, dünkü konuşmamda da ifade ettiğim, medeniyet davamız, asıl hedefinin de milletimizin tarihi, kültürü, değerleri olduğunu biliyoruz. AK Parti'ye saldıranların gayesi, yerine bir başka partiyi ikame etmek değil, temsil ettiği değerleri tümden yıkmaktır. Bu bakımdan verdiğimiz mücadele, kendimiz için değil milletimiz adınadır. İçinden geçtiğimiz dönemin gerçeği şudur; AK Parti ne kadar güçlü olursa ülkemiz de o kadar güçlüdür. Buna karşılık AK Parti'nin zayıflaması demek, Türkiye’nin savunmasının zayıflaması demektir. Kaderi ülkesiyle bu derece bütünleşmiş bir başka siyasi kadro var mıydı bilmiyoruz. Bizim ülkemiz ve milletimiz için daha yapacak çok işimiz var."

'YA NEYİ DEĞİŞTİRİYORSUNUZ'

Kamuoyunu bilgilendirme noktasında bazı eksiklikler bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002 milletvekili seçimlerinde yüzde 34,5 ile iktidara geldiklerini kaydetti. 2004 mahalli idareler seçimlerinde yüzde 40 oy aldıklarını, 2007 milletvekili genel seçimlerinde ise yüzde 46,6 oy oranına ulaştıklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"2009 yerel seçimini yüzde 39 oy oranıyla tamamladık. 2011 milletvekili genel seçiminde yüzde 49,8 ile rekor bir netice elde ettik. 2014 yerel seçiminde yüzde 45 buçuk gibi bir oran yakaladık. Yine 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 51,8 oy oranıyla doğrudan millet teveccühüyle göreve gelen ilk kişi olduk. 2015 Haziran seçiminde yüzde 41, Kasım seçimlerinde yüzde 49,5 oy oranına ulaştık. 2017 Nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi halk oylamasında yüzde 51,5 oy oranıyla milletimizin takdirini kazandık. Birileri ne diyor hala, 'bunu değiştirelim' ya neyi değiştiriyorsunuz? Bu millet, yüzde 51,5 ile bu yeni sistemi ne yapmış, onaylamış, kabul etmiş. Neyi kime soruyorsunuz? Biz millete sorduk. Arkada, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazacak, sen egemenliğin bir defa kayıtsız, şartsız millete ait olduğunu kabul etmiyorsun ki. Senin dünyanda, senin kitabında egemenlik kayıtsız şartsız malum çevrelere, dağdakilere aittir. Onlarla omuz omuza geçersin, omuz omuza gezersin, ondan sonra da aldığın oyla, 'bak seçim kazandık' dersin. Yok, bunu kimse yutmaz."

'BELEDİYE MECLİSİNİ CUMHUR İTTİFAKI YÖNETİYOR'

Erdoğan, 2019 mahalli idareler seçimlerinde, Cumhur İttifakının yüzde 52,6, AK Parti'nin ise yüzde 44,3 oy oranına ulaştığını kaydederek, seçimlerin en çok tartışılan yerlerinin Ankara ve İstanbul seçimleri olduğunu vurguladı. Erdoğan, "İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 31 Mart'ta biz yüzde 48,6 oy alırken, CHP yüzde 48,8 oy oranına ulaşmıştı. Tekrarlama seçimindeyse biz yüzde 45’te kaldık, CHP yüzde 54,2 oy oranıyla seçimi kazanan parti oldu. Şimdi bir yere geleceğim. Büyükşehir Belediye Meclis'i seçiminde AK Parti yüzde 45,6 ile açık ara birinci parti çıktı. Belediye meclisinde CHP ne aldı biliyor musunuz, yüzde 38,5 oy oranına ulaşabildi. HDP yüzde 4, İYİ Parti, yüzde 3,5. SP yüzde 2,1 oy oranı elde etti. Şu anda Belediye Meclis'inde AK Parti'nin 176, MHP’nin 4, CHP’nin 127, İYİ Parti’nin 4 üyesi bulunuyor. Peki bunların konuştuğu ne? Hep bakıyorsun, işlerine geleni konuşuyor. Tamam da Meclis'i niye konuşmuyorsun? Meclis'teki tablo, açık ara önde. Bunu bir defa konuşmamız gerekiyor. Belediye meclisini Cumhur İttifakı yönetiyor" dedi.

'ŞİKÂYETLERLE ORTADA DOLAŞMANIN İYİ NİYETLE İLGİLİ YOKTUR'

"Elbette milletvekilliği ve belediye başkanlığı olarak kaybettiğimiz her yerin muhasebesini yapacak, gereken tedbirleri alacağız." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama evvela ortada asla bir başarısızlık, telafi edilemeyecek bir yıkım olmadığını önce kendimiz kabul edeceğiz, sonra da bunu milletimize aktaracağız. Rakamlar ve tablo aşikarken sürekli aksi yönde şikayetlerle ortada dolaşmanın iyi niyetle ilgili yoktur. Biz her zaman geleceğe bakan bir parti olduk. Bugün de yapmamız gereken, geçmişten aldığımız dersler ışığında, hep geleceğe bakmak, hep geleceğe doğru yürümektir. Geçmişe ders alma niyetiyle değil de, hesaplaşma gayesiyle bakmak, bize de, ülkemize de hiçbir şey kazandırmaz. Böyle bir tavır sadece enerjimizin ve zamanımızın boşa harcanmasına yol açar. Sizlerden ve tüm arkadaşlarımdan ricam artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp, yedinci olağan kongre sürecimizle partimizi daha da güçlendirmeye odaklanmamızdır."

'KENDİLERİNİ MUHATAP ALMAYACAĞIZ'

Erdoğan, bir kez daha, 'birlik, dirlik ve kardeşlik için yeniden yollara düşme' vakti olduğunu söyleyerek, doğan, mümkün olduğu kadar yapıcı, kucaklayıcı, pozitif gündemli bir siyaset izlemeye çalıştıklarını belirtti.  Birilerinin sürekli yalan ve iftira ile bu iklimi zehirlemeye çalıştığını, ancak mecbur kalmadıkça bunları muhatap almadıklarını belirten Erdoğan, "Bu duruşumuz hakkımıza, hukukumuza, haysiyetimize bütün bunlara yönelik saldırıları cevapsız bırakacağımız anlamına gelmiyor. En büyük cevabın da icraatımız olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar eser üstüne biz eser koyduk. Bunların en övündükleri işleri dahi AK Parti’nin her birinin ardında çok büyük emek, mücadele olan başarı hikayelerinin sadakası olamayacak düzeydedir. Yalandan ve iftiradan rabbimize sığınarak milletimize karşı daima açık sözlü olmaya gayret ettik. Kin ve nefret kokan söylemlerle değil, yaptıklarımızla, eserlerimizle bu kifayetiz muhterislerin çaplarını milletimize gösterme yoluna gittik. Biz, 17 yıldır her başarımızın gerisinde milletimizin feraseti ve desteği olduğunu bilerek bu günlere böyle geldik. Şayet, önümüzdeki dönemin en iyi şekilde değerlendirir, millete hizmetkârlık olan siyaset amacımıza sıkı sıkıya sahip çıkarsak, gelecekte bizi çok daha büyük başarılar bekliyor. AK Parti milletimizin tek umudu olma vasfını koruyor, bundan hiçbir endişeniz olmasın" diye konuştu.

'TRUMP GÜNDEME GETİRDİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam bir televizyon programında güvenli bölge tartışmalarına değinerek, şunları kaydetti:

"Çıkmış bir ukala, bir şeyler söylüyor. Neymiş, 'Güvenli bölgeyi Amerika kendisi planlamış', 'Güvenli bölge olayının Erdoğan'la alakası yokmuş' Ya bunlar geçmişi okumaktan aciz zavallılar. Bu ana muhalefetin atıkları böyle. Bunlara da televizyonlarda bu imkânları veriyorlar. Bir defa Sayın Obama döneminde bunları masalarda nasıl konuştuk, onlara güvenli bölgeyi nasıl teklif ettik, nerelerin güvenli bölge olabileceğini söyleyen şahsım. Sayın Trump döneminde aynı şekilde. Daha sonra Trump bizim dediğimiz noktaya geldi. Ardından da Fırat'ın doğusundan çekilmeyi gündeme getirdi. Ama gündeme getirmeye rağmen, Sayın Trump'ın yanındakiler bu talimata hala uymuş değiller. Ve ne yazık ki PKK/PYD/YPG gibi terör örgütleri burada cirit atıyorlar. Irak üzerinden buralara gelen 30 bin TIR. Silah yüklü, mühimmat, araç, gereç yüklü. Bütün bu araçlar kime geliyor? Niçin geliyor? Bunun hesabını sormak bizim hakkımızdır. Zira burada 911 kilometre bu sınır boyu bize ait. Biz burada sınırız. Ona göre de bütün hesabımızı yapmak durumundayız, tedbirimizi buna göre almak durumundayız. Güvenli bölge olarak söylediğimiz ve haritada da çizip gösterdiğimiz yerler ve Sayın Trump'ın '20 mil diyerek' ifade ettiği 30-32 kilometrelik o derinlik, onun üzerinde yaptığımız çalışmalar, hizmetler hepsi bizim bu bölgede durumumuzun ne olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Bunu bilmeyecek kadar bunlar aciz ve zavallılar."

Kaynak: Diyarbakır Söz