Görüş Bildir

Tuz konusunda elinizi korkak alıştırın

Sağlıklı bir yaşam sürebilmek için gerekli olan tuzun fazla tüketilmesi hayati risklere neden olan hastalıkları da tetikleyebiliyor.

Tuz konusunda elinizi korkak alıştırın

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler, “12-18 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası” öncesi tuz tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

İhtiyacımızın 3 katı tuz tüketiyoruz

Tuz, vücuttaki su ve kan basıncını sağlamasının yanında yaşam için son derece önemli ve hassas olan asit baz dengesini düzenlemektedir. Sinir kas sistemindeki uyarıların iletilmesini de sağlayan tuz sağlıklı yaşam için son derece önemlidir. Bir çay kaşığında yaklaşık 6 gram tuz bulunur ve günlük ihtiyacı karşılamak için bu oran yeterlidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) günlük en fazla iki bin mg sodyum yani 5 gr tuz alımı önermektedir. Türkiye’de son yıllarda tuz tüketimindeki hassasiyet artmasına rağmen günlük tuz tüketimi hala 15 gram yani tavsiye edilenin 3 katıdır.

Tuzu 1 gram azaltmanız bile hayatınızı kurtarabilir

Günlük tuz ihtiyacının çoğunluğu, işlenmiş besinlerdeki tuz ve doğal olarak tuz içeren besinlerden karşılanmaktadır. Türkiye’de tuzun yarısından fazlası yemeklere eklenen tuzdan, üçte biri ekmek tuzundan, %10’unu ise sofra tuzundan alınmaktadır. Sorun yemekler pişirilirken eklenen tuzdan kaynaklanmaktadır.

4 kişiden 1’i hipertansiyona bağlı hayatını kaybediyor

Türkiye’de her dört ölümden birinin nedeni hipertansiyondur. Dünyada hipertansiyon nedeniyle her yıl 7,5 milyon kişi hayatını kaybetmektedir.Gereğinden fazla tuz tüketmenin yarattığı en büyük problem de hipertansiyondur. Türkiye’de 18 yaş üzerindeki her 3 kişiden birinde hipertansiyon vardır. Yüksek kan basıncının neden olduğu en önemli sağlık problemleri ise, kalp krizi gibi kalp damar hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları ve felçtir. Dünyada ölümler için en önemli risk faktörü hipertansiyondur ve inmelerin %62’sinden, kalp hastalıklarının %49’undan sorumludur. Bunun yanı sıra idrar ile protein ve kalsiyum kaçağı, kemik erimesi, böbrek taşı ve astım atakları ile ilişkilidir. Yüksek oranda tuz tüketimi asitli içeceklerin kullanımını arttırarak obeziteye de neden olabilmektedir. Ayrıca mide-bağırsak ülserleri ve mide kanserlerine neden olan Helicobacter pylori enfeksiyonu tuz alımı ile ilişkilidir.

Fazlası kadar azı da zarar

Vücut sodyum değeri normalin üzerine çıkarsa; huzursuzluk, baş ağrısı, uyku hali, bilinç bulanıklığı, kas seyirmeleri ve nöbet geçirme görülebilmektedir. Genellikle hastanede yatan ciddi hastalığı olan hastalarda görülür. Vücut sodyum değerinin normalin altına düştüğü durumlarda ise; baş ağrısı, kusma, bilinç bulanıklığı, kas yorgunluğu, ağrılar ve solunum yetersizliği yaşanabilmektedir. Sodyum yetersizliği, hormonal nedenlerden böbrek hastalıklarına kadar pek çok durumda görülebilmektedir.

Çocuğunuzu erken yaşta tuzla tanıştırmayın

Fazla tuz tüketiminde çocuklar da risk altındadır. Fast food, hazır gıda ve cips gibi gıdaları fazlasıyla tüketen çocuklar 3-4 yaşlarından itibaren tuz tüketimiyle tanışmaktadır. Erişkinler kadar tuz tüketen çocuklarda sağlık sorunları çok daha erken yaşlarda ortaya çıkabilmektedir.

Sofradan tuzluğu kaldırmak faydalı olabilir

Zeka geriliğinden guatra kadar çeşitli hastalıklara neden olabilen iyot eksikliğinin önüne geçebilmek için Türkiye’de uzun yıllardır sofra tuzlarına iyot katılmaktadır. Tuz tüketimini azaltılırken iyot eksikliği yaşanmaması için işlenmiş iyotlu tuz alınması gereklidir. İçeriği bilinmeyen kaya tuzlarının bilinçsizce tüketilmesi istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabilir. Tuz tüketiminin azaltılması için Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı eylem planı ile ekmekteki tuz oranı %25, domates salçasındaki tuz miktarı % 64, zeytindeki tuz oranı %50 azaltılmıştır.Masalardan tuzlukların kaldırılması, küçük paketlerde iyotlu tuzların bulundurulması gibi önlemlerle tuz tüketimini azaltmak mümkündür.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi