Yaşlılara karşı "saygılı, destekleyici, açıklayıcı ve bilgilendirici" olunmalı

Prof. Dr. Hakan Türkçapar, özellikle bugünlerde yaşlılara karşı geliştirilmesi gereken doğru tavrın saygılı, destekleyici ve bilgilendirici olması gerektiğini söyledi.

Yaşlılara karşı

Koronavirüs salgını önlemleri kapsamında, 65 yaş ve üstündekilerin sokağa çıkması yasaklanırken, sosyal medyaya yansıyan bazı görüntülerde dışarıdaki yaşlılara yönelik saygısız tutum sergilenmesi ise tepki topladı. Prof. Dr. Hakan Türkçapar, salgının önlenmesi açısından sosyal mesafenin arttırılmasının önemini vurgulayarak, yaşlılarla ilgili alınan karara risk altındaki grupların kısıtlanması değil de korunması anlamında bakmak gerektiğini söyledi.

Evde kalın uyarılarına rağmen dışarı çıkmaya devam eden herkesin kendine özel bir durumu olabileceğinin altını çizen Türkçapar, "Psikolojik anlamda bu tür travmatik olayları bazı kişiler daha az, bazıları çok ciddiye alır. Bu uyarıya rağmen dışarı çıkan yaşlılarımız, bu işi daha az ciddiye alan, daha az önemseyen veya anlamayanlardan oluşabilir. Çünkü pek çok yaşlının da bu yasağa uyduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkçapar, yaşlıların ne kadar bir yoğunlukta dışarıda olduğuna dair herhangi bir veri olmadığını belirterek, kısıtlamaya rağmen dışarı çıkmakta ısrar edenlerin durumlarının bireysel olarak irdelenmesi gerektiğini söyledi.

Yaşlıların sokağa çıkmasının, kitle iletişim araçlarından yararlanamama, bunlardaki güncel gelişmeleri takip etme konusunda zorluk yaşama ve aldırmazlık gibi nedenlerden kaynaklanabileceğini dile getiren Türkçapar, şöyle devam etti:

"Yaş ilerledikçe insanlar bazı konularda daha rahat olabiliyor. Gençken çok önem verdiği konulara artık yaş ilerledikten sonra önem vermeyebiliyor. Yine onların işlerini yapabilecek, dışarıda alışverişlerini yapabilecek yakınları veya kimseleri olmadığı için dışarıya çıkıyorlar. Bir kısmı da geçimini temin etmek için, çalışmak amacıyla dışarıya çıkmak zorunda kalabilir."

- "EVDE KALMA KONUSUNDA ÖNEMLİ BİR DUYARLILIK VAR"

Prof. Dr. Hakan Türkçapar, koronavirüs salgını önlemleri kapsamında yapılan zorunlu haller dışında sokağa çıkmama uyarılarının büyük oranda karşılık da bulduğunu dile getirerek, "Toplumda yüzde 10 yüzde 20, bu çağrılara uymayabilir. Çan eğrisi dediğimiz aşırı uçlar vardır. Aşırı umursamaz da olabilir aşırı dikkatli de olabilir. Önemli olan ortadaki büyük ortalamanın ne yaptığı. Gençlerin kendini koruması bu anlamda çok önemli. Çünkü bu virüs yaşlılara bulaşacaksa bizden bulaşacak. Eğer çevremizde yaşlı biri varsa bizim de bu enfeksiyondan uzak durmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor." diye konuştu.

Son günlerde sokağa çıkma kısıtlaması getirilen yaşlılara yönelik sosyal medyada yer alan yakışıksız görüntülerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Türkçapar, Türkiye'de yaşlı insanların genelde hürmet gördüğünü, bu tür saygı sınırlarını aşan davranışlarda bulunanların da az olduğunu kaydetti.

Toplumun genelinin yaşlılara karşı olumsuz tutumu olduğunu düşünmediğini dile getiren Türkçapar, şöyle konuştu:

"Genelde bizim kültürümüzde yaşlı hürmet görür, destek görür ama bu tür aykırı davranışta bulunan insanlar var mıdır, vardır. Nitekim haberlerde veya sosyal medyada örneklerini görüyoruz. Ben bunların istisnai olduğunu düşünüyorum ama bunu yapan kişilerin kendilerinde de birtakım problemler olabilir. Belli yaş gruplarına, inançlara, cinsiyetlere karşı ön yargı kişilik bozukluğu belirtisidir. Yani işte kadınlardan hoşlanmam, x ırkından hoşlanmam, şu dinden nefret ederim gibi. Bu tür nefret ve ayrımcılık, bir anlamda ilişkilerle ilgili, yaşamla, insanlarla ilgili fanatizm kişilik problemlerinde çok görülür. Bu tür tepkileri olan bireylerde kişilik problemlerinin çok olduğunu söyleyebiliriz. İşte yaşlılara tepki duyma, çocuklara tepki duyma, belli gruplara tepki duyma ve bunu sosyal medyada ifade etme bence daha çok kişilik problemleri olan bireylerin yaptığı eylemlerle sınırlı diye düşünüyorum."

Türkçapar, ergenlik ve çocukluk döneminde olanların da bilinçsizce yaşlılara karşı bu tür davranışlar sergileyebileceğini vurgulayarak, "Ne yaptığını bilme, yaptığının farkında olma dediğimiz özellik genelde 17-18 yaştan sonra gerçekleşen bir şey. Bundan önceki daha küçük yaş grupları bazen bilinçsizce de böyle eylemlerde bulunabilir."  değerlendirmesinde bulundu.

Gençlerin, yaşlıların bilgi ve tecrübelerinden yararlanmasının önemine değinen Türkçapar, insanların davranışlarını değiştirmek için cezalandırma ya da aşağılamanın olumlu sonuç vermeyeceğini söyledi.

Sokaktaki yaşlılara aşağılayarak ya da kötü davranarak veya cezalandırarak bir şey öğretmeye çalışmanın olumsuz duygusal etkileşim nedeniyle doğru bilginin alınmasını azalttığını dile getiren Türkçapar, "Yani siz antipati duyduğunuz bir insanın söylediği şeyleri dikkate almazsınız. Dolayısıyla öncelikle biz birine bir şey öğreteceksek ilişkimizi iyi tutmamız ve olumlu yöntemlerle, olumlu pekiştirme ve olumlu ilişki biçimiyle öğretmemiz gerekir. " dedi.

- "YAŞLILARIMIZA KARŞI SAYGILI, DESTEKLEYİCİ VE AÇIKLAYICI OLMALIYIZ"

İçinde bulunulan dönemde yaşlılara karşı geliştirilmesi gereken doğru tavrın saygılı, destekleyici, açıklayıcı ve bilgilendirici olması gerektiğini belirten  Prof. Dr. Hakan Türkçapar, şu uyarılarda bulundu:

"Duygusal desteği gerçekleştirmek, evet fiziksel temas olmayabilir ama telefonla veya internet üzerinden yine temasımızı sürdürmek, desteklemek çok önemli. Çünkü gençlere göre onların fiziksel çevresi daha kısıtlı. Yani dost, ahbap, arkadaş çevresi daha kısıtlı. Bu kısıtlılığı yaşlılarımız ancak akrabaları yoluyla giderebildiğinden akrabamız olan yaşlı insanlara bu anlamda destek olmak gerekiyor."

Kaynak: Diyarbakır Söz