"Bana bir şey yapamazlar!"

Diyarbakır’da saadet zinciri benzeri bir yöntemle mülki idare amirleri, yargı ve emniyet mensupları gibi birçok kamu çalışanlarının birikimlerini, “Paranızı çalıştıralım, size banka mevduat faizlerinin çok üzerinde kar payı verelim” diyerek 500 milyonu aşkın vurgun yaptıkları belirlenen 2’si tutuklu, 7 sanıklı davada para kaptıran mağdurlar dinlendi. Mağdurların zararını karşılaması için mahkeme tarafından duruşmadan önce tahliye edilen sanık Zülküf Ortaç’ın, bazı mağdurlara ulaşarak, zararı gidermek yerine, şikâyetlerinden vazgeçmeleri için baskı yaptığı, aksi halde kendilerini tefeci, faizci ilan edeceği yönünde şantajda bulunduğu duruşma kayıtlarına geçti.

Diyarbakır'da saadet zinciri gibi bir yöntemle milyonlarca liralık vurgun yapıp kaçtıkları Adana'da yakalanan Zerya Kuyumculuk sahipleri Zülküf ve Zülfikar Ortaç kardeşlerin de aralarında bulunduğu 7 sanıklı davaya Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Sabah Gazetesinde Özgür Cebe imzalı yayımlanan habere göre, Ortaç kardeşler mahkemeye; "Bizi tahliye edin, mağdurların zararını giderelim. Tutuklu kalarak zararı karşılamamız mümkün değil" demişlerdi. Bunun üzerine mahkeme duruşma günü beklenmeden sanık Zülküf Ortaç'ı, mağdurların zararlarını karşılaması için tahliye etmişti. Son duruşmada ise mağdurlar, kaptırdıkları paralarını alamadıkları gibi, şikâyetten vazgeçmeleri yönünde kendilerine baskı kurulduğunu iddia etti.

"ŞİKÂYET ETTİNİZ DE NE OLDU, BAKIN DIŞARIDAYIM"

Mağdurlar, "Altın ve paralarımızı dolandırıcılık yoluyla bu sanıklara kaptırdık. Zararı karşılasın diye serbest kalan Zülküf Ortaç bizimle irtibata geçmedi. Kendisini aradığımızda bize neden şikâyetçi olduğumuzu sordu. İşyerim tarandı, verilen sözler tutulmadı. Eğer paramız ödenmeyecekse yeniden tutuklanmasını istiyoruz. Bize 'Beni şikâyet ettiniz de ne oldu, bakın dışarıdayım. Bana bir şey yapamazlar' dedi. Aile büyüklerime 3 gün içinde paralarımızı ödeyeceğini söyledi, ancak 3 ay geçmesine rağmen tek kuruş ödemedi. Zülküf Ortaç dışarıda kalarak devletin itibarını sarsmaktadır" dedi.

"BU İŞ İÇİN 1,5 MİLYON VERDİM"

Mağdur avukatları da, sanığın tahliye edilmeden önce zarar giderme konusunda taahhütte bulunduğunu belirterek; "Şimdi de mağdurlara ulaşıp 'Şikâyetinizden vazgeçin, yoksa size tefeci derim. Bizim bağlantılarımız var. Ben nasıl dışarı çıktım sanıyorsunuz? Bu iş için 1,5 milyon lira verdim' diyor. Evindeki kasada yüklü miktarda altın bulunmuştur. Sanığın kuyumculuğa uzak biri olmadığı açıktır. Suç örgütünün liderlerinden biridir. Kendilerini sürekli devlet ile ilişkili gösterip devletin adını da kötüye kullanmıştır. Tahliyeden sonra sırra kadem basmıştır. Serbest kalınca mağdurları tehdit ettiği için yeniden tutuklanmasını talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme sanıklar Zülfikar Ortaç ile Serdar Adıgüzel'in tutukluluk halinin devamına, zararı gidermeyen Zülküf Ortaç'ın yeniden tutuklanma talebinin bu aşamada reddine karar verip duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

"NORMAL BİR TİCARİ FAALİYET DEĞİL"

İddianamede, altın ve paraların kaçırılmasında aktif rol alan Zülküf Ortaç'ın kaçış öncesi de hesabındaki parayı sıfırlamış olmasıyla doğrudan suçun içinde olduğu ifade edildi. Sanıkların yaptıkları işin normal bir ticari faaliyet olmadığı, parasını aldıkları mağdurlara göstermelik bir miktar para verip yersiz bir algı oluşturup güven telkin ettikten sonra asıl amaçları olan daha çok para girişini sağladıkları ifade edildi. İddianamede sanıklarla mağdurlar arasında normal bir ticari ilişki olsaydı, sanıkların para ve altınları işyerinden kaçırmak, banka hesaplarını sıfırlamak yerine mağdurların alacaklarını kısmen de olsa karşılama iradesini gösterebilecekleri ifade edildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler