İşte koskoca bir devlet böyle kuruldu! Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi

Sinop'un Türkeli İlçesi Belediye Başkanı Halil Dilek Özcan, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 717'iinci yılı nedeniyle Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Bilecik'in Söğüt ilçesine 'vatan toprağı' gönderdi.

İşte koskoca bir devlet böyle kuruldu! Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi

Sinop'un Türkeli İlçesi Belediye Başkanı Halil Dilek Özcan, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 717'iinci yılı nedeniyle Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Bilecik'in Söğüt ilçesine 'vatan toprağı' gönderdi.

Özcan, Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Ertuğrul Gazi Türbesi'ne ulaştırılmak üzere Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu'ya 'vatan toprağı' gönderdi.

Belediye Başkanı Özcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"27 Ocak 1299 büyük kahramanlıklarla dolu Osmanlı Devleti'nin tarih sahnesine çıktığı gündür. Ata yurdumuz Orta Asya'dan Anadolu’ya gelip, 400 çadırlık küçük bir beyliğin cihana hakim olacağı olayların başlangıç tarihidir. Peygamber efendimizin övgüsüne mahar olmuş gazi bir devlet, cihana hakim büyük bir İmparatorluk olan Osmanlı, bugün yaşadığımız kutsal vatan topraklarını Türk İslam ülküsüyle harmanlayıp, bizlere ebedi yurt olarak bırakmıştır. Devlet-i Ali kurulduğu günden itibaren hoşgörü, adalet, iman, akıl ve karamanlığı düstur eden yönetim anlayışıyla o günden bugüne bir köprü olmuş, bu ilkelerin devamı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve bizlere miras bırakmıştır. Fethettiği topraklara huzur ve güven götüren tebaasındaki tüm insanları Türk İslam ülküsüyle kardeşçe yöneten, birlik ve beraberliğinden aldığı güç ve dinimizin emri olan cihat ruhuyla dünyaya meydan okuyan Osmanlı Devleti, adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Bizleri, kurdukları devlete varis yapan ve yaşadığımız toprakların Türk vatanı olmasını sağlayan ecdadımıza en azından saygı ve şükranlarımızı sunmak amacıyla yaklaşık bin yıllık Türk Yurdu olan güzel ilçemizden, Osmanlı Devleti’nin kurulduğu Bilecik’in Söğüt İlçesine bir miktar vatan toprağı yolladık.''

Moğol saldırıları sonucu Kayı soyundan Kaya Alp'in oğlu Süleyman Şah, Horasan'dan 50.000 kişi ile Erzincan ve Ahlat yakınlarına 1224 yılında gelerek buraya yerleşmiştir. Yedi yıl sonra bu boy Fırat Nehri yatağını izleyerek Halep üzerinden Horasan'a dönmek istedi; ancak Caber Kalesi önlerinde Süleyman Şah atıyla suya düşerek öldü. Bu olay, onun emrindeki ailelerin dağılmasına yol açtı. Bazı aiӀeӀer Suriye'de kaldı, bazı aileler ise Anadolu içlerine ilerledi.

Süleyman Şah'ın dört oğlu vardı; Sungur Tekin, Gündoğdu, Dündar ve Ertuğrul. Bunlardan ilk ikisi Horasan'a döndü, diğer ikisi ise yanlarında yaklaşık 400 aile ile Erzurumcivarına gitti ve Sürmeli Çukur Ovası'na yerleşti. Bunlardan bir bölük ise Pasin Ovası'na yerleşti.

Dündar ve Ertuğrul, emrindeki ailelerӀe batıya ilerlerken iki ordunun savaşına rastladı. Bu iki ordudan güçsüz olarak gördüklerine yardım etmeye karar verdiler. Bu karar onların ileriki yaşamlarını oldukça etkiledi; çünkü güçsüz olup onların yardımıyla savaşı kazanan taraf Anadolu Selçuklu ordusu, düşman ise bir Moğol ordusuydu. Ertuğrul, bu yardımı sayesinde Selçuklu sultanı III. Alaeddin Keykubat ile tanıştı ve onu koruyucu olarak tanıyıp elini öptü. Sultan da ona hediye olarak Domaniç ve Ermeni dağlarını yaylak, Söğütyakınlarındaki ovayı da kışlak olarak verdi.

Ertuğrul'un ailesi oraya vardığında Kütahya'nın kuzeyindeki Karacahisar mevkiinde Rumlar yaşıyordu. Ertuğrul bu Rumlar tarafından rahatsız edilince Alaaddin'den sefer için izin istedi ve sefer yapıp bölgeyi aldı. Zafer haberini Eskişehir'de alan III. Alaeddin Keykubat, Eskişehir'in adını "Sultanönü"'ye çevirdi ve Ertuğrul Gazi'ye verdi

Ertuğrul Gazi'nin ise üç oğlu vardı; Osman, Gündüzalp ve Savcı. Bunlardan en büyüğü olan Osman, 1258 yılında doğdu. Bizans tekfurlarına karşı seferlerde bulundu ve bir savaşçı olarak nam saldı.

Babasının ölümü üzerine 1281'de aşiretin başına geçen Osman Gazi, 1284'te Bizanslılara ait olan Kulaca Hisar'ı ele geçirdi. İlerleyen yıllarda fetihlerine devam etti; 1288'de Karacahisar'ı, 1298'de Bilecik'i fethetti. 1299'da, III. Alaeddin Keykubad'ın kaçmak zorunda kalması ile Anadolu Selçuklu Devleti yöneticisiz kaldı. Bunun üzerine aynı yıl bağımsızlığını ilan etti. (Bu tarih, birçok tarihçi tarafından beyliğin kuruluşu olarak nitelendirildi fakat Halil İnalcık, kuruluşun 1302 yılında gerçekleşen Koyunhisar Muharebesi ile gerçekleştiğini öne sürdü.[1]) 1301'de Yenişehir'i ele geçirdi ve 1302'de Bizans ile yapılan ilk silahlı çarpışma olarak bilinen Koyunhisar Muharebesi'ni kazandı. 1321'de Mudanya ele geçirildi; 1326'da, Bursa Kuşatması sırasında vefat etti. Şehir, vefatından sonra fethedildi. Yerine, oğlu Orhan Bey geçti.

Osman Gazi, Anadolu'da faaliyet gösteren meslek teşkilatı Ahiler'in desteğini aldı ve teşkilatın lideri Şeyh Edebali'nin kızı ile evlendi. Ayrıca diğer Türk beylikleri ile mücadeleden kaçındı ve sınırlarını Bizans toprakları yönünde genişletti.

Orhan Gazi, beyliğin başına geçmeden önce Yarhisar tekfurunun kızı Holofira ile evlendi; 1326'da babasının ölümü ile beyliğin başına geçti ve aynı yıl Bursa'yı fethederek başkent yaptı. İlerleyen yıllarda İznik'i kuşattı fakat Bizans İmparatoru III. Andronikos'un karşı saldırıya geçmesi üzerine kuşatmayı kaldırdı. İki taraf, 1329'da Maltepe Muharebesi'nde karşılaştı; savaşın kazananı Osmanlılar oldu ve böylece Kocaeli Yarımadası'nın fethi tamamlanarak Bizans'ın Anadolu toprakları ile bağlantısı kesildi. 1331'de İznik, 1337'de İzmit ele geçirildi. 1345 yılına gelindiğinde Karesioğulları Beyliği, Osmanlı topraklarına katıldı. Beyliğin alınması ile Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması yolundaki ilk adım atıldı ve Osmanlı, Karesioğulları'nın donanmasından yararlandı. Ayrıca beyliğin konumu sayesinde Rumeli'ye geçiş kolaylaştı. Orhan Gazi, 1346'da Yannis Kantakuzenos'un kızı ile evlendi ve 1347'de Bizans tahtına geçmesini sağladı. Bizans'a, Balkan devletleri ile yaptığı savaşlarda asker yardımında bulundu. Yardımların karşılığı olarak kendisine 1353'te Gelibolu Yarımadası'ndaki Çimpe Kalesi verildi. Böylece Osmanlılar, Rumeli'deki ilk topraklarını kazandılar.

Orhan Gazi, beyliği devlet haline getirdi ve teşkilatlanma çalışmalarına önem verdi. Saltanatı sırasında, ilk Osmanlı medresesini İznik'te açtı; yaya ve müsellem ordusunu kurdu. İlk Divan'ı topladı ve vezirlik makamını oluşturdu. İlk kadı ve subaşı atamalarını yaptı. 1362'da vefat etmesinin üzerine, tahta I. Murad geçti.

Orhan Gazi, beyliğin başına geçmeden önce Yarhisar tekfurunun kızı Holofira ile evlendi; 1326'da babasının ölümü ile beyliğin başına geçti ve aynı yıl Bursa'yı fethederek başkent yaptı. İlerleyen yıllarda İznik'i kuşattı fakat Bizans İmparatoru III. Andronikos'un karşı saldırıya geçmesi üzerine kuşatmayı kaldırdı. İki taraf, 1329'da Maltepe Muharebesi'nde karşılaştı; savaşın kazananı Osmanlılar oldu ve böylece Kocaeli Yarımadası'nın fethi tamamlanarak Bizans'ın Anadolu toprakları ile bağlantısı kesildi. 1331'de İznik, 1337'de İzmit ele geçirildi. 1345 yılına gelindiğinde Karesioğulları Beyliği, Osmanlı topraklarına katıldı.[3] Beyliğin alınması ile Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması yolundaki ilk adım atıldı ve Osmanlı, Karesioğulları'nın donanmasından yararlandı. Ayrıca beyliğin konumu sayesinde Rumeli'ye geçiş kolaylaştı. Orhan Gazi, 1346'da Yannis Kantakuzenos'un kızı ile evlendi ve 1347'de Bizans tahtına geçmesini sağladı. Bizans'a, Balkan devletleri ile yaptığı savaşlarda asker yardımında bulundu. Yardımların karşılığı olarak kendisine 1353'te Gelibolu Yarımadası'ndaki Çimpe Kalesi verildi. Böylece Osmanlılar, Rumeli'deki ilk topraklarını kazandılar.

Orhan Gazi, beyliği devlet haline getirdi ve teşkilatlanma çalışmalarına önem verdi. Saltanatı sırasında, ilk Osmanlı medresesini İznik'te açtı; yaya ve müsellem ordusunu kurdu. İlk Divan'ı topladı ve vezirlik makamını oluşturdu. İlk kadı ve subaşı atamalarını yaptı. 1362'da vefat etmesinin üzerine, tahta I. Murad geçti.....

Kaynak: Diyarbakır Söz