Görüş Bildir

'Oğlum işkence edilerek öldürülmüş'

Devran Dinç'in, Evinden çıktıktan 4 gün sonra cansız bedeni merkez Sur ilçesindeki surların içinde bulundu. Baba İsmet Dinç, oğlunun işkence edilerek öldürüldüğünü iddia etti.

'Oğlum işkence edilerek öldürülmüş'

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki evinden çıkan 21 yaşındaki Devran Dinç 4 gün sonra, merkez Sur ilçesindeki tarihi surların içerisinde öldürülmüş halde cansız bedenine ulaşıldı.

Edinilen bilgiye göre, 30 Nisan itibariyle evden dışarı çıkan ve o günden buyana haber alınamayan 21 yaşındaki Devran Dinç'ın cansız bedeni 4 Mayıs günü Urfakapı ve Çiftkapı arasındaki, Sur'un içine açılan kırılmış kilitli bir kapının arkasında bulundu.  Vücudunda morluklar bulunan Dinç'in cenazesi, ailenin teşhisi ardındın hastane morguna katıldı. Covid-19 testi için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde test yapıldı.

Hastanedeki testten sonra cenaze otopsi işlemleri için Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi'nde götürüldü. Otopsi işlemlerinden sonra Dinç'in cenazesi Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Mezarlığı'nda defnedildi. Ön otopsi raporu aileye verilmediği için Dinç'in ölüm nedeni bilinmezken, aile çarpıcı iddialarda bulundu. Sur'da haftada bir gezmeye giden, arkadaş çevresi olmayan, kahvelere takılmayan, sigara ve uyuşturucu kullanmayan, saz çalan ve kitap okuyan çocuklarının bulunması yönünde yaptıkları başuru ve şikayetlerin, yaşının 21 olması nedeniyle alaka gösterilmediğini iddia etti.

YAKINLARINA EN SON SUR'DA GEZDİĞİNİ SÖYLEMİŞ

Devran Dinç'in babası İsmet Dinç, çocuğunun 30 Nisan günü Bağlar’daki evlerinden 200 metre mesafede olan ninesine eczaneden ilaç almak için saat 17.00'da çıktığını, ilaç alıp ninesine giden ve burada 2 saat kalan oğlunun, Ofis Semti'nde çalışan dayısını arayarak, 'Ben dışarı çıkıp gezeceğim. Senin işin bittikten sonra akşam 23.00'da birlikte eve geçeriz' dediğini aktardı. Baba Dinç, Devran'ı saat 19.30'dan gece saat 00.00'a kadar aradığını ve telefonun kapalı olduğunu söyledi:

YAPILAN TELEFON GÖRÜŞMELERİ

"İstanbul'da yaşayan ve cezaevinde olan dayısının eşini arıyor. 18.30-19.15'e kadar dayısının eşi ve çocuklarıyla konuşuyor. Yengesi iftardan sonra tekrar konuşuruz deyince Devran, 'yenge iftardan sonra konuşamaya bilirim, zamanım olmayacak' diyor. Yengesi nerde olduğunu sorunca Sur'da gezdiğini söylüyor. Gece sokağa çıkma yasağı başlıyordu. Çocuklarım Sur'da arama yaptıktan sonra sabaha doğru 04.00'te eve geldiler. 1 Mayıs günü sabah saat 08.00'da Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne çocuğumuzun kayıp olduğunu, ellerinde olup olmadığını sorduk. Devran'ın kimliğini verdik, sorgulatıldı. Polis, ne hastanelerde ne de gözaltında dedi. Sur'da ben, annesi, kardeşleriyle birlikte tekrar aramaya çıktık."

YAPACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK

Oğlu Devran'ın doğayı çok sevdiğini ve sürekli Sur'a gittiğini dile getiren baba Dinç, "Kaybolmadan önce ablasını 'akşam papatya toplayıp sana getireceğim' demişti. Emniyet Genel Müdürlüğü'nü aradık çocuğumuzu bulamadık deyince, '21 yaşındaysa bir şey yapamayız' dediler. Eve geldiğimizde gece 00.00'a kadar 3 kere aradığım Emniyet Genel Müdürlüğü, Bağlar Polis Karakolu'na gitmemizi söyledi. Bağlar karakolu, 'yapacağımız bir şey yok, çocuk reşit, arkadaşlarıyla birliktedir, eve gelecektir' dedi.

Saraykapı Karakoluna oradan Mardin Kapı Karakoluna gittiğini ifade eden baba Dinç, "Çocuğumun 3 gündür kayıp olduğunu söyledim. Kameralar bakmalarını talep ettim. Onun içinde izin almam gerektiğini yine ellerinden bir şey gelmediği cevabını aldık. Nereye gittiysek aynı şeyleri söylediler."

CENAZE BULUNDUĞUNDA

Mardinkapı Karakolu'nun 4 Mayıs'ta eşinin annesini arayıp 'Devran'ın ellerinde olduğunu söylediklerini iddia eden baba Dinç, olay yerine gittiğinde 'sizinki değil' yanıtı almış:

"Birbirlerinden haberleri olmadan sürekli 'eve gelir, elimizde değil' deyince şüpheye girdim. Kimliği olmadığı için onların elinde, araştırıyorlar, Pazartesi bırakırlar diye düşündüm. Mardinkapı Karakolu 4 Mayıs'ta kaynanamı arayıp Devran’ın ellerinde olduğunu söylüyor. Olay yerine gittiğimizde polisler, 'sizinki değil, 15 yaşındaki bir çocuktur' dediler. Üzerinden bir şey çıkmadığını söylediler. Cenazenin bulunduğu yerde telefon kapağı, bataryası ve telefon dağılmış bir şekilde gördüm. 155'e telefonla konuştuğumda ‘telefonu cenazenin bulunduğu yere nasıl bırakırsınız, nasıl bir incelemedir bu' dedim. Telefonu arkadaşıma verip karakola teslim etti."

'DEVRAN İLK KAYBOLDUĞU GÜN ÖLDÜRÜLDÜ'

"Devran ilk kaybolduğu gün öldürüldü” iddiasında bulunan baba Dinç, şunlara dikkat çekti: “Her yerde mobese kameraları var. İki kapı arasında kilitli bir kapı var. Dışarıdan kimse giremez. Çift Kapı'nın 10 metre uzağında, pastanenin karşısında bir yerde. Sur’un içine çıkan kapının kilidi kırılmış çocuğum içinde bulundu. Çocuğum sırtının 4 yerinden, yüzünden ve boğazından darbe almış. Belli ki işkence edilerek öldürülmüş. Birkaç kişi tarafından yapıldığını, şebekenin çekmediği, derin, kuytu bir yere götürüldüğünü düşünüyoruz. Kaybolduğu gün saat 21.00'dan 00.00'a kadar belki 30 kere aradım. Aradığımda 30 saniye bekledikten sonra ulaşılamadığı söyleniyordu. 00.00'dan sonra direk ulaşılamadığı söyleniyordu. Derin bir yere götürülüp daha sonra üste çıkardıklarını düşünüyoruz."

‘SAZINI ÇALAR, KİTABINI OKURDU’

Devran’ın arkadaş çevresinin pek olmadığını kaydeden baba Dinç, sadece Sur’u gezmeyi çok sevdiğini dile getirdi. Hiç kimseye bir zarar vermediğini belirten baba Dinç, “Kahveye gitmez, sokaklarda gezmezdi. Haftada bir kere ‘Sur’u göreyim bana yeter’ derdi. Eve gelir sazını çalar, kitabını okurdu. Evden dışarıya doğru düzgün çıkmazdı bile. Evde bile sesi kimseye gitmezdi. Sadece işi kitap okumaktı” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi