Görüş Bildir

Yargılamanın durdurmasına itiraz!

Helin Şen davasında yargılamanın durdurulmasına itiraz

Yargılamanın durdurmasına itiraz!

Helin Şen’in avukatları, sanık polis Abdullah E. hakkında "soruşturma izni alınmadığı" gerekçesiyle davanın durdurulmasına karşı Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulundu. 

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağının ilan edildiği 12 Ekim 2015’te zırhlı polis aracından açılan ateş sonucu 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in öldürülmesine ilişkin sanık polis Abdullah E. hakkında “taksirle öldürmek” gerekçesiyle Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 4’üncü duruşmasında, polis hakkında soruşturma izni alınmadığı gerekçesiyle yargılamanın karar verildi.

 İnsan Hakları Derneği (İHD) Hukuk Komisyonu’nun takip ettiği davada avukatlar Ercan Yılmaz ve Abdullah Zeytun, yargılamanın durdurulmasına karşı bir üst mahkeme olan Diyarbakır 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itirazda, izin alınmadığı gerekçesiyle yargılamanın durdurulmasının davayı sürüncemeye soktuğu ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlaline yol açtığına dikkat çekildi.

YARGITAY KARARI

Şen ailesi avukatlarının yaptığı itiraz dilekçesinde, kararın her ne kadar “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun” gereği alınmış olmasına karşın suçu doğuran fiil ile kişinin görevi arasında illiyet bağı bulunması gerektiği savunuldu. Görev suçundan bahsedebilmesi için fiilin kamu görevlisinin görev alanına girmesi ve yetkisi kapsamında gerçekleşmesi gerektiği şartının altı çizilen dilekçede, “Bu açıdan 4483 sayılı Kanun, izin şartına bağlı olan suçların kapsamını daraltmıştır. Dolayısıyla, suçun sadece görev sırasında işlenmiş olması, izin şartının işletilebilmesi için yeterli değildir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu da, 4483 sayılı Yasa kapsamında soruşturulması gereken suçların; memurlar ve kamu görevlilerinin 'görevleri sebebiyle işledikleri suçlar' ile sınırlandırılmış olduğunu, 'görev sırasında işlenen fakat görevle ilgisi bulunmayan suçların kapsam dışında bırakıldığını teyit etmiştir” diye kaydedildi.

‘KANUN BU ŞEKİLDE KULLANILAMAZ’

Dilekçede, 4483 sayılı Kanununa ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı: “4483 sayılı kanunun amacı; kamu hizmetlerinin düzenli ve gerektiği biçimde yürütülmesini sağlamak, memurun şahsı için değil, memuriyet görevi için bir teminat oluşturmaktır. Bu düzenleme, kasıtlı eylemiyle ağır insan hakları ihlaline yol açan bir kamu görevlisi lehine güvence yaratacak şekilde ve etkili soruşturma yükümlülüğünü sekteye uğratacak biçimde kullanılamaz. İzin şartının, kasten öldürme suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası başlatılan, kasıtlı biçimde hedef gözeterek gerçekleştirdiği atışla bir çocuğun yaşama hakkına yönelik ağır ihlalden sorumlu tutulan polis memuru sanık Abdullah E., güvence sağlamak için işletilmesi mümkün değildir.”

ETKİLİ SORUŞTURMANIN İHLALİ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 4483 sayılı Kanun’da öngörülen izin rejiminin uygulanış biçiminin etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği şeklindeki birçok kararına yer verilen dilekçede, izin alınmadığı gerekçesiyle yargılamanın durdurulmasının davanın sürüncemeye sokulmasına yol açarak, etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği vurgulandı.

KARARIN İPTALİ İSTEMİ

Dilekçede, “Sanığın yürüttüğü kamu görevi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan, hedef gözeterek, küçük bir çocuğun ölümüne sebep olma suçu nedeniyle yargılanabilmesi için izin usulüne başvurulmasının hem yasaya hem de yaşama hakkını koruma yükümlülüğüne aykırıdır. Bu sebeple, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu yöndeki ara kararının kaldırılmasını talep ederiz” denildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi