Mardin’in acuru, Urfa’nın şelengosu

Mardinlilerin acur, Urfalıların şelengo dediği sebze, Diyarbakır’da tezgahlardaki yerini aldı. İlk çıktığında kilosu 10 lira olan acurun iri olanları 1 buçuk liradan satılıyor.

Mardin’in acuru, Urfa’nın şelengosu

Kabuğu soyulmuş iri acurlar tezgahın ayrı bir bölümünde tutuluyordu ve tanesi 1.5 liradan satılıyordu. Ufak acurlar tezgahın diğer ucunda üst üste yığılmış alıcı bekliyordu. Satıcı, küçük bir tabureye oturmuş, sırtını aydınlatma direğine yaslamıştı. Vakit akşamüstüydü ve bütün gün “Acuuuurr. Mardin acuruuuu” diye bağırarak acur satmaya çalışmaktan olmasa bile sıcaktan yorgun düşmüş gibi görünüyordu. Beni alıcı sandığı için tezgahın başında duran küçük çocuğa seslendi, “Hele abêye bak” diyerek.

Elbette acur seviyordum ve haziran ayı boyunca denk geldikçe alıyordum. Ama bana, bahçeden toplanmış acurlar daha yeni gelmişti Mardin’den. Sadece fiyat soracaktım. Satıcının dediğine göre kilosu 10 liradan 5 liraya kadar düşmüştü acurun. Fiyatı düşünce alıcısı artmıştı ve bu nedenle satıcı yorgun olsa da keyifliydi.

AX Û AV’DAN BU YANA

Acur, Mardin’de yetişen bir sebze. Urfa Viranşehirlilere sorarsanız hemen sahiplenirler ve “Bu şelengodur” diyerek itiraz ederler. Viranşehir, Urfa’nın Mardin’e komşu ilçesi. Bu nedenle Mardinlilerin acur, Urfalıların şelengo dediği sebzenin iki yerde yetişiyor olmasında şaşıracak bir şey yok. Yine bu nedenle ne Mardinlilerin ne de Urfalıların, “Bizimdir” demeye pek hakları yok.

Peki bu tartışma ya da paylaşamama durumu nereden çıkıyor? Tartışma, 2000’li yılların başına, ‘Ax u Av’ (Toprak ve Su) projesi fikrinin sahibi Metin Yeğin’e kadar uzanıyor. Metin Yeğin, dünyanın birçok ülkesinde kolektif yaşamı deneyimlemiş bir belgeselci, gazeteci, yazar. ‘Ax û Av’ bu deneyimlerin de katkısıyla Viranşehir’de hayata geçmiş bir proje. Evsizlere ve yoksullara ev vaat eden ilham verici projenin hikayesi uzun ve öğreticidir. Belki Metin Yeğin, hikayenin bilmediğimiz ayrıntılarını da anlatır bir gün.

Projenin acur ya da şelengo ile ne ilgisi var sorusuna cevap vermek gerekirse; ekonomik nedenlerden dolayı proje akamete uğrayacakken, bir fikir belirginleşiyor. Bölgede yetişen şelengonun turşusu yapılacak ve kolektife ekonomik gelir sağlanacak. Bunun için kolektife ait 35 dönümlük tarlaya 3 ton turşuluk şelengo elde edildi. Şelengodan yaptıkları 2 bin 700 turşudan 10 bin lira kazanmışlar.

İşte bundan sonra acur ya da şelengo hangi ile ait bir sebzedir tartışması çıkmaya başladı. Zaman zaman alevlenen tartışma tatlı bir rekabete neden oluyor.

PAZARI OLMAYAN ACUR

Mevsimi gelmişken Mardinli ziraat mühendislerinden acur ile ilgili bilgiler almaya çalıştım. Kısaca şu bilgileri paylaştılar: “Daha çok Mardin’in Midyat ilçesinde yetiştirilen acur, değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan sebze türlerinden birisidir. Suya ihtiyaç duymadan yetişen acur, yaz mevsiminin başında olgunlaşıyor. Salata malzemesi olarak da tüketilen acurun genellikle turşusu yapılıyor. Bir sektör haline gelen acur yetiştiriciliği ve turşuculuğu önemli bir geçim kaynağı olmuş durumda.”

Acur, bölge illeri dışında pek bilinen bir sebze değil. Bu nedenle diğer bölgelere yönelik bir pazarı da yok. Ancak reklamı yapılırsa, basın yayını yolu ile tanıtımı iyi yapılırsa acurun bir çeşit marka olacağından ziraat mühendislerinin kuşkusu yok.

Peki acur Urfa’ya mı yoksa Mardin’e mi ait? “Acurun vatanı Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve sıcak iklim koşulları diyebiliriz” şeklinde cevap alıyoruz ziraat mühendislerinden. Şöyle devam ediyorlar: “Acur ile şelengo arasında bir fark yok. Sahiplenme konusunda kim daha ısrarlı olursa ve bu konuda çalışma yürütürse, ürün ona ait olur. Antep fıstığı gibi. Oysa fıstığın Urfa’da daha geniş bir alanda yetiştiriciliği yapılıyor. Ama fıstık denildiğinde ilk akla gelen Antep oluyor. Antep fıstığı marka olduğu için, çoğu zaman Urfa’da yetiştirilen fıstık da bu isimle satışa çıkarılıyor.”

ACUR NASIL YENİR?

Her yiyeceğin vardır insana bir faydası. Beyaza çalan yeşil renkli kabuğu, hafif tüylü dokusu ve uzunlamasına çizgileri ile küçük bir karpuza benzeyen acurun faydaları nedir?

Ziraat mühendisleri, acurun faydaları ile ilgili şu bilgiyi paylaşıyor: “Sulu yapısı sayesinde susuzluğu giderir. İdrar söktürücü özelliği vardır. Vücudun rahatlamasını sağlar. Mide ve böbrekler üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Suyun çözücü etkisiyle, boşaltım sisteminin tamamını olumlu yönde etkiler. Kan şekerini düşürmesi ve kandaki toksinleri temizlemesiyle biliniyor. Aynı zamanda acı olanları da isilik tedavisinde kullanılıyor.”

Acuru, kabuğunu soymadan, biraz tuzlayıp yemekten keyif alıyorum. Salatası, cacığı turşusu da lezizdir. Ama çekirdekleri çıkarıp balla karıştırdıktan sonra yiyenler de var ki bunu hiç denemediğimi belirtmeliyim.

Kaynak: Diyarbakır Söz