Görüş Bildir

Medrese'yi anlamak Yaşamakla mümkün

Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlen ''Uluslararası Medrese ve İlahiyat Kavşağında İslami İlimler Sempozyumu'' başladı.

Medrese'yi anlamak Yaşamakla mümkün

Rektörlük Binası'nda Genç Merkez Cami İmam Hatibi Servet Kılıç'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan sempozyuma, yurtiçi ve yurt dışından Bingöl'e gelen 99 bilim adamı katılıyor.

Sempozyumun açılış töreninde konuşan Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, medrese sembolünde kaybedilen değerlerin gündeme getirilmesinde emeği geçen üniversite ve ilahiyat fakültesi ilgililerine teşekkür ettiğini söyledi.

Türk tarihinde medresenin önemine değinen Güvençer, şöyle konuştu:

''Medrese denince yalnızca bilenlerin aklına bir mekan geliyor. Medresenin mekanından, kubbesinden, avlusundan, şadırvanından, mescidinden hücresinden bahsetsek bile bizim için kıymetli olacak ama yetmeyecek. Sonuçta mekan itibariyle de, bir ıstılah olarak da bir müesseseden bahsediyoruz. Müderris, müfredat, tedrisat, talebe bunlar sadece birer isimden ibaret, bunların içine girip anlamaya çalışmak çok önemli bir mesafe olabilir. Ama sadece fikri mekanlara, isimlere takılırsak, çağın hastalığına yakalanırız.''

Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş ise, üniversite olarak insan hak ve özgürlüklerini benimseyen bir yönetim anlayışı sergilediklerini kaydetti.

Baydaş, sempozyumda toplumun uzun süre tartışmaktan korktuğu, özellikle tartışılması gereken yerler olarak üniversitelerin kaçmak istediği bazı konuları da gündeme getireceklerini vurguladı.

''Böyle bir konu üniversitelerde ilk defa gündeme alındığını tahmin ediyorum''

Daha önce Zaza dili ve Alevilik sempozyumları düzenlediklerini anımsatan Prof. Baydaş, bu sempozyumun da Türkiye'de düzenlenen ilk etkinlik olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

''Bugünkü toplantımızın temel amacı medrese ve ilahiyatın İslami ilimlerde bu iki kurumun karşılaştırılmasıdır. Böyle bir konunun üniversitelerde ilk defa gündeme alındığını tahmin ediyorum. Böyle bir konunun gündeme getirilmesi bir zamanlar korkulu rüya gibiydi. Hâlbuki üniversiteler bilimsel çalışmaların tartışıldığı ortamlardır. Bizler bu ortamlarda tartışmazsak, topluma bu mesajları vermezsek illegal örgütler bu boşluğu doldurur. Konuşmanın ve tartışmanın kime ne zararı var ki. Konuşalım tartışalım bir başkası bu boşluğu doldurmasın.''

Tarihçi Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma da, dünyanın değişik ülkelerinde halen varlığını devam ettiren medreselerden bahsederek, Anadolu'nun Selçuklular döneminde medreselerle adeta nakşedildiğini belirtti.

Geçmiş dönemlerde üniversitelerde konferans verilmesinin engellendiğini, şuanda ise Vali, Belediye Başkanı, Rektör ve Müftünün bir arada birlikte olmasının gelecek güzel günlere gebe olduğunu anlatan Prof. Sırma, ''Günümüzde dünyanın neresinde olursa olsun dini veya la dini eğitim hür olmadıkça, yani siyasilerin tasarrufları altında olursa orada eğitim gelişmez, insanlar yararlı bir hale gelmez. Zira değişen siyasi bir otorite kendi anlayışına göre bir eğitim dizayn eder. Bu söylediğimiz husus maalesef bütün Müslüman ülkelerinde görülüyor. Eğitime medrese edebiyle bakmak lazım'' dedi.

''Medreselerin yerini modern eğitim kurumlarına bırakmasıyla bu alanda ciddi boşluklar oluşmuştur''

Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek de, Türkiye'de modern eğitim anlayışının benimsenmesinden sonra köklü değişimlerin yaşandığını ve İslamî ilimlerin de bundan etkilendiğini belirterek, şunları söyledi:

''İslâmî ilimlerin eğitim ve öğretimini icra eden medreselerin yerini modern eğitim kurumlarına bırakmasıyla bu alanda ciddi boşluklar oluşmuştur. Devam eden süreçte İslamî ilimlerin yüksek öğretimini üstlenen İlahiyat fakültelerinin bu alandaki faaliyetlerinin yeterliliği ve yetkinliği tartışılagelmiştir. Medresenin eğitim ve öğretim sistemi ile modern İlahiyat fakültelerinin eğitim ve öğretim sistemlerinin tarihi, niteliği, müfredatı, kazanımları, yetersizlikleri ve çağdaş eğitim anlayışı içerisindeki konumları açısından değerlendirilmesini yapmak amacıyla sempozyum düzenleme kararı aldık.''

Yapılan protokol konuşmalarının ardından Prof. Dr. Hulusi Kılıç Başkanlığı'nda başlayan sempozyumun ilk oturumda, Prof. Dr. Adnan Demircan ''Türkiye'de Yüksek Din Öğretiminin Serüveni'', Prof. Dr. Mehmet Yalar ''Şark Medreselerinin Öğretim Metodu ve Müfredatına Analitik Bir Bakış'', Prof. Dr. Yakup Civelek ''Medrese ve İlahiyat/Ayrılık mı Birliktelik mi?'', Müfid Yüksel ''Molla Halil es- Siirdî'den Günümüze Şark Medreseleri'' ve Doç.Dr. Necdet Gök ''Fuat Sezgin ve S. Hüseyin Nasr'ın İslam Bilim Tarihi Açısından Önemi ve Bilim Tarihi Çalışmalarına Katkıları'' konu başlığı altında birer tebliğ sundu.

Türkçe, Arapça ve Kürtçe tebliğlerin sunulacağı sempozyum 3 gün devam edecek.

Sempozyuma Belediye Başkanı Serdar Atalay, Vali Yardımcısı Abdülaziz Aydın, İl Müftüsü Mecit Can, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı, İl Defterdarı İhsan Mintaş, İl Ticaret ve Sanayi Müdürü Mesut İlhan, diğer kurumları ile çok sayıda davetli katıldı.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi