‘SIRADA TREN HATLARI MI VAR?’

Diyarbakırspor’da senelerdir  aynı tablo yaşanıyor. Klasik bir Türk filmi gelen bu tabloyu izlemekten biz bıktık ama bazıları bıkmamış. Nedir bu film ?. Her kongre öncesinde aynı söylem ve taktikler. ‘Gelmek isteyen varsa biz yokuz.’Böyle bir yönetim anlayışı ancak bizde olur. Ya varsın ya yoksun. Ama bizdekiler samimi değil. Bugün söylediklerini yarın inkar ederler. Aday değiliz derler,vedalaşırlar ama kulüp ortada kalmasın diye liste yapmaya çalışanları da aratıp ‘Niye liste yapıyorsunuz?.Biz istifa etmedik ki. İstiyorsanız gelin beraber yapalım’ derler. Madem niyet bırakmaksa neden bu ayak oyunları?.Ya da devam edecekseniz neden bir günce açıklama yaparak  ‘yokuz’ diyorsunuz?. Size bırakıp gidin diyen mi oldu?.Size eleştiri yapıldı mı ‘Başarımızı istemiyorlar’ diyerek ‘bakın gideriz ha ‘ diyerek aba altında sopa göstermeye çalışıyorsunuz.Ne yani kimse sizi eleştirmesin mi?. Sizi zorla mı oraya getirdiler?.’Kimse yoktu bu nedenle geldik’  gibi birbirinin kopyası lafları yıllardır okuyoruz. O zaman bize de ‘gelmeseydiniz kardeşim’ demek kalıyor. Geldiysen o zaman eleştirilere açık olacaksın, sorunları çözeceksin ve sağlam bir irade göstereceksin ki biz dahil herkes sizi tebrik etsin.

Gündem arsanın satılmak istenmesi. Önce arsanın hikayesini verelim. 2004-2005 sezonunda dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun ricası üzerine bir hayırsever 100 dönüm araziyi kulübe bağışladı. Dönemin valisi Efkan Ala ve Kulüp Başkanı Ahmet Göksu ile yöneticilerden Mahsun Akbulut ile Selahattin Altındağ’ın arsanın kulübün üzerine geçirilmesinde ciddi katkıları oldu. Bir avuç iyi niyetli gazeteci,arsa için yapılan basın toplantısında sanki bugünü görür gibi Vali Ala’ya ‘Üzerine bir şerh veya madde koymazsanız kötü yönetimler burayı satar’ deyince Vali Ala,bunun önüne geçmek için önlem aldıklarını söyler. Bu önlem de vergi dairesinin şerhidir. Sonraki dönemlerde bazı yönetimler arsayı satmaya çalıştı ama başaramadı. Bazı zevatlar da icra bırakmış. Bunların kaydı bizde var. İstenilirse ilgili yerlere veririz.

Bugünkü yönetim kongrede son dakika golü atmak ister gibi önerge verdi. Çoğunluğu kendi yandaşları olan delegelerden onay alındı. İşte bu noktada isyan koptu. Burada bir şeyi ayırt etmek lazım. Arsa ömür boyu orada kalacak diye bir şey yok. Elbette değerlendirilmesi lazım. Kulübün önünde transfer engeli var. Bu engel kaldırılacaksa bu arsa değerlendirilebilir,hatta bunu ilk kez gündeme getiren de bizleriz. Ama bu şekliyle değil. Kamuoyunda tartışılmadan, kulübe getirisi planlanmadan,yangından mal kaçırır gibi son dakika önergesiyle değil. Diyarbakırspor’un sahibi ne biz,ne delegeler ne de yönetimler değildir. Sahibi halktır ve halka sorulmalıdır. Hesabını, kitabını iyi yapmazsanız birileri size ‘dur’ der. Böyle gayri menkul ve kalıcı eserlerin değerlendirme üsülü her yerde nasılsa burada da öyle yapılmalıdır. Akil,güvenilir ve söz sahibi insanlardan bir kurul oluşturulur,onlar arsanın getirilerini hesaplar,gerekirse satışını gerçekleştirir. Transfer engeli aşılacaksa yapılır. Bu yönetim sezon başında bunu yapsaydı kimse itiraz etmezdi. Ama neden şimdi?.Transfer 1 Ocak 2013’e kadar kapalı ise arsayı satmak için bu ne acele?. Samimiyet aranıyorsa bu sorulara cevap verilmelidir.

Geçmişte minibüs ve halk otobüsü hatları olayı var. O zaman iyi değerlendirilerek kalıcı kaynak haline getirilseydi bugün arsa satışına gerek kalır mıydı?. Bu arsayı da kulübe fayda getirmeyecek, kalıcı gelir oluşturmayacak şekilde satarsanız yarın sıra tren hattına mı gelecek?