26 yaşını tamamlamak!

 

Bir ömür… Çeyrek asrı aşabilmek…

Çizginden sapmamak…

İlk günkü "heyecanla" var olabilmenin mücadelesini verebilmek…

Hiç kuşkusuz ki; her kişinin işi değil… Er kişinin işi olsa gerek…

İşte o "er" kişi de, Diyarbakır Söz Gazetesidir…

Bugün, 26'ıncı yılını tamamlıyor…

27'ye doğru da "yol" alıyor…

Yayın hayatına başladığı gün…

Diyarbakır'a, bölgeye ve Türkiye'ye kadim kentin adına "dünyaya açılan" penceresi olacağız diyerek, "Bismillah" demişti…

Diyarbakır'ın "dünyaya açılan" penceresi...

Ki, oldu…

Olmaya da devam edecek…

Olduğu içindir ki; "hep dimdik" ayaktadır…

Doğru.. Tarafsız.. İlkeli… Güvenilir "habercilik" ahlakıyla, yürüdü...

Davasından… Misyonundan… Değer yargılarından "ödün" vermedi…

Hep…

Hakkı, hukuku, adaleti savundu… Kent milliyetçisi oldu..

İslami.. Ahlaki… Ve ümmet olabilmenin, "kutsiyetiyle" yayın yaptı…

Rüşvetin.. Yolsuzluğun.. Adam kayırmanın.. Keyfiyetin..

Enva-i hile ve desiselerin, "karşısında" durdu.. Deşifre etti…

Bedeli ağır olsa da, "cesurca" üzerine gitti…

İster seçilmiş.. İster atanmış.. İster feodalitenin en bağnaz fikriyatına sahip olanlar olsun…

Her kim olursa olsun..

İsim.. Unvan.. Makam gözetmeden sorguladı…

Millete rağmen, Millete "hasımlık" yapanı…

Ekmeğine, emeğine göz dikip, "makam ve mevkiyle" sömürenlere "dur" diyen oldu..

Karşı durdu…

Terörün.. Şiddetin.. Vahşi düşünce ve ideolojilerin "karşısında" durdu…

Tehditlere.. Baskılara.. Şantaja boyun eğmedi…

Saldırılara uğradı.. Baskınlar yedi..

Cezaevleri.. Mahkeme koridorları…

Ölümler.. Yaralamalar, suikastlar yaşadı…

Ama yılmadı..

Bilakis daha bir aktiflikle; "hesap" sordu…

Gazetenin her sütunu… Yazılanın her satırını.. Yazarıyla… Çizeriyle…

Muhabiriyle…

Editörüyle, "yekvücut" bir şekilde, Diyarbakır için "biz varız" dedi…

Okurunun…

Hemşerilerinin…

Bu coğrafyanın yaşayan her ferdinin "adresi" oldu…

İşiten kulağı, gören gözü, yükselen, çığlık atan nefesi, zihninin sesi olmaya çalıştı…

Çünkü "davasına" inanandı…

Çünkü, tek gücü, tek dayanak noktası; "Diyarbakır ahalisiydi..!"

Eğer ki; zerre-i miskal bir "tavizkar" hali olsaydı..

Geleneklerine, kültürüne.. Örf, adet ve ananelerine,

Dini değerlerine ayrı tutum içerisinde olsaydı..

Ahlaksızlığa "prim" verseydi..

Onun bunun… Göbeği şişik, ensesi kalın, hak, hukuk, adalet tanımayan mafyalara "eyvallah" etmiş olsaydı…

Şantajı.. İhale peşkeşliğini, hukuksuzluğu "menfaat çarkıyla" işletip, göz yumsaydı!

Hiç kuşkusuz ki; bugün Söz Gazetesinin "esamisi" okunmazdı…

Ki ilk olarak, "sizler" kapı dışarı ederdiniz…

Bir paçavra yapardınız..

Türkiye basının tarihçesinin "çöplüğüne" mahkum ederdiniz..

Ama değil…

1991 yılının Eylül ayında, "Diyarbakır'a Merhaba" dediği gün itibariyle…

Ve bugün, "o gün" gibi… Ter-ü taze… Helal… Pak…

Sizlerin güveniyle, "günlük olarak" yayınını sürdürmektedir…

Ki somut göstergesi de; "26 yaşın" tamamlanmasıdır…

Yine biliyoruz ki…

Diyarbakır'a çakılan her çivinin…

Diyarbakır'a yapılan her hizmetin…

Özellikle doğru ve şeffaflık arzıyla; Diyarbakır Söz'ün mutlaka "aşta tuzu" vardır..

Olmuştur, olmaya da devam edecektir…

26 yaşımızı tamamladık…

27'ye doğru yol alıyoruz…

Bu yolda; bizleri yalnız bırakmayan,

Büyüten,

Bu kentin, bölgenin medya yönünde "amiral gemisi" yapan…

Siz değerli okurlarımıza…

Hemşerilerimize…

Sonsuz minnet ve şükran duygularımızı ifade ederken..

İyi ki varsınız.. İyi ki bizlerlesiniz…

Yeni yaşımız hepimize; kutlu olsun!