Evet, değerli SÖZ okurları…

Neredeyse bir çeyrek asırdan beri gerek Diyarbakır’ımıza olsun ve gerek bölgemize yönelik olsun, büyük çapta halkımıza hizmet veren Diyarbakır Söz Gazetesi olarak, bugüne kadar hep hakkın ve hakkaniyetin savunucusu olmuşuzdur.

Bölge insanımızın gözü olduk, dili olduk, kulağı oldu.

Yeri geldi "beyni" olma vasfıyla, görev üstlendik!

Zalimin zulmüne karşı dik durduk, ciddiyetimizi her daim koruduk.

Mazlumun-beçarenin hep hakkını savunduk.

Hiçbir diktaya, keyfiliğe, zalimin zulmüne, edepsizin edepsizliğine yapılan antidemokratik şerefsizliklerine karşı susmadık, dik durduk, ve tüm pisliklere karşı meşru zeminde mücadelemizi sürdürdük.

Ve bu ilkelerimizden zer-i miskal taviz vermeden, sürdürmeye de devam edeceğiz.

Her kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, gerek kamu kurum ve kuruluşları olsun, gerek siyasi arenada olsun, gerek kişisel rant peşinde koşan sivil oluşumlar olsun veya TSK’nın bünyesine sızdırılmış JİTEM’inden tut, Ergenekon gibi yapılara kadar.

Söz Gazetesi, her daim bu "şer" yapılarla mücadele etmiştir.

Yakın tarihimizde zulmün en dehşetini bu millete uygulayan ve kirli odakların saçtığı kirlenmelere karşı daima cesaretle yürümüş, yüreklilik göstererek, tüm olup biten kirlenme odaklarının üzerine gitmiştir ve gitmeye de devam edecektir.

* * *

Diyarbakır’ımızda siyasetin gölgesine sığınarak, kişisel rant peşinde koşanların takipçisi olmuştur.

İradesine zayıf düşen, başta söylediğimiz gibi cahil kesimlerin bazı önemli kamu kurumlarına sızdırılarak, halkın oyuyla bir yerlere kadar gelmişse de kendilerini dev aynasında görüp de büyük acubelikler içerisinde “Ne oldum” delisi olmuş gibi elindeki fırsatları yanlış kullanarak, halkı acımasızca mağdur etmeye devam edenlerin, karşısında durmuştur..

Güvendikleri ne olursa olsun, sırtını hangi güce dayandırırsa dayandırsınlar, kesinlikle bilmelidirler ki Diyarbakır Söz, onların takipçisidir, Söz kamerası onların peşinden ayrılmıyor.

Kamu adına Gazetecilik görevini yapmaktan hiçbir güç bizi alıkoyamaz.

Dün ne idik, bugün de aynıyız.

Görevimiz;

Ter û taze Diyarbakır’ımızda rüşvetin, rantın, hırsızlığın, edepsizliğin peşinde olan hangi kesim olursa olsun, hangi kaynaktan gelirse gelsin, kesinlikle yakalayıp, kamuoyuna deşifre etmektir.

Temel görevimiz budur..

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Bugünkü Gazetemizin manşetine yazılan;

“EL İNSAF BELEDİYE!” başlıklı haberi ve göbekten verilen kaçak inşaatların resimlerini görmektesiniz.

Haberde geçen ifadeler, yerden göğe kadar hakka ve hakkaniyete dayanmakta olup, Diyarbakır Kayapınar Belediyesinin gerek Başkanlık olsun ve gerekse encümenler olsun, yaptıkları yasa dışı keyfiliğe ve cebriliğe dayalı sorumsuzluklarını yakalamış ve deşifre ediyoruz.

Bundan kısa bir süre önce beton imalatını yapıp, Diyarbakır İnşaat sektörüne vermekte olduğu hizmet ve o hizmet sayesinde en azından 200 ailenin bu firmanın bünyesinde sigortalı olup, iaşelerini temin eden çalışanların kazançlarına göz dikercesine zaman zaman encümen-i danışları olan rasgele encümenlik unvanını taşıyan birileri tarafından uyduruk ve hiçbir yasaya dayanmayan, keyfi kararlarla "Şehrin tanınan Hazır Beton Firması"na ait araçlara ceza kesmekten usanmıyorlar.

Tabii ki bunların yaptığı yanlışlıklar, cebri ve keyfiliğe dayalı uygulamalar, hukukun temel ilkelerine aykırıdır.

Böylesine serbestçe yasadışı yaptıkları işlemler karşısında bir türlü devletin denetim mekanizması uyurcasına ya görmüyor veya görmezlikten geliyor.

Biz burada bir basın kuruluşu olarak diyoruz ki;

Bu yapılan "yasadışı keyfiliklerine" karşı kamuoyu adına suç duyurusunda bulunuyoruz.

Gerek Valiliğin olsun, gerek yürütme olsun, gerekse yargı olsun.

Özellikle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, bunların bugüne kadar yapmış olduğu böylesine bariz ve açık bir şekilde yasa dışı birçok işlevlerine lütfen göz atsın.

Devlet Denetleme Kurulu tarafından lütfen incelemeye tabi tutulsun.

Burası Türkiye, “kimin eli kimin cebinde” olduğu düşünülmesin.

Devletin ciddiyetine yakışır bir şekilde gerek savcılık olsun, gerek mali polis olsun ve gerekse İçişleri Bakanlığının Denetleme Kurulu tarafından olsun…

Bu Belediyenin tüm icraatları incelemeye tabi tutulmalıdır.

Halk, bunların keyfi uygulamalarından illallah etmiştir.!..

Herkes bunların bu keyfi uygulamalarından bezmiş, kurtuluş çaresini arıyor.

Ama devletin ilgili makamları bir türlü gerçekleri görmüyor veya da görmek istemiyor.

Birilerinin böylesine rahat davranmaları, tıpkı yıllardan beri TSK’nın bünyesine sızdırılmış encümen-i danışların (!) keyfiliği gibi rasgele her şey birilerinin dudakları arasından çıktıktan sonra kanun oluyor.

Bu anılan Belediyenin de ne idügü belirsiz ve hatta gerçek kimlikleriyle bilinmeyen bu tür suç işleyen insanlar, daha ne zamana kadar, yaptıkları yanlarına kar kalacaktır.

Suç, ortada.

Yasa dışı, kanuna dayanmayan, acımasızca kendi halkından cezalar ismi adı altında para tahsil etmeye çalışanlara artık dur denmelidir.

* * *

Evet, değerli SÖZ okurları.

Mikser şoförlerinin de dediği gibi “Kocaman bir kat-iki kat-üç kat dahi yükselen inşaatların hiçbirinin ruhsatı yok ve kaçak olarak yapılmış, niye bunlar inşaat halindeyken mühürlenmiyor, kazı yaparken niye durdurulmuyor, kalıp çakarken, demir bağlarken Belediye nereden koşuyor?

Tabii ki o bölgede belediyenin büyük oy potansiyeli söz konusudur.

Yaklaşan yerel seçimlerde seçmenlerin oyunu tehlikeye sokmamak için tabii ki “ben almam cebime koy” kabilinden kaçak inşaat yaparken görmezlikten gelen zabıta illaki beton dökülürken, beton döken de onlar gibi düşünmeyen, onların ideolojisine karşı olan firmaları, böylesi uygulamalarıyla, ekonomiksel olarak çökertmeye çalışıyorlar.

İnanıyoruz ki bunların yaptıkları yanlarına kar kalmayacak, hedeflerine ulaşamayacak ve avuçlarını yalayacaklardır.

Diyarbakır SÖZ