Görüş Bildir

SAĞLIĞIN SESİ

Prof.Dr.Mustafa Kemal ÇELEN
Prof.Dr.Mustafa Kemal ÇELEN

mkcelen@hotmail.com

KARACİĞER BİYOPSİSİ!

Değerli Söz Gazetesi okurları, bugünkü yazımı çok tartışılan bir konuya ayırmak istiyorum. Kronik hepatit B hastalığında; “Biyopsi yapılmalımıdır? Yapılmadan tedavi başlanamaz mı?” konusunu irdelemek istiyorum. Geçen gün sizlerden gelen elektronik postaları okurken, sorulardan biri ilgimi çekti. Okurlarımızdan biri "Hepatit B’nin yol açabileceği kötü sonuçlar nelerdir?" diye sormaktaydı. Kendisine cevap verdim. Bir başka okurumuzda "korkulu rüyam biyopsidir" diye başlık atıp yolladığı ve sizlerinde de en fazla merak ettiği konuyu "Karaciğer Biyopsisi" değerlendirmek istiyorum. Özellikle halk arasında "ciğerden parça alınması" olarak adlandırılan bu işlem, birçok insanın aklında soru işaretlerine neden olmaktadır. Bende bugünkü yazımda bu konuyu irdeleyerek elimden geldiği kadarıyla konuya açıklık getirmek istiyorum. Burada öncelikle vurgulamak istediğim bir konu var; Karaciğer biyopsisindeki tek amacımız karaciğerin hücresel boyuttaki hasarını saptamak ve bu duruma göre de tedavi stratejisini uygulamaktır. Halk arasında korkulan en önemli konu "parça aldırmanın" kanser ile eşdeğer tutulmasıdır. Ancak Karaciğer biyopsisi yaparken ki nedenimizin bu durumla hiçbir ilgisi olmadığını buradan duyurmak isterim. Tabii öncelikle Karaciğer organımız hakkında bir takım bilgiler vermek istiyorum. Karaciğer, karnın sağ üst bölgesinde yer alan, vücudumuzun en büyük organıdır. Yaşam için gerekli olan birçok fonksiyona sahiptir. Karaciğer kan yoluyla aldığı besinleri işler. Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler, vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar. Ayrıca vücudun korunması için gerekli olan antikor yapımında da görev alır. Peki, karaciğer biyopsisi ne amaçla yapılmaktadır? Karaciğer biyopsisi kronik viral hepatitin karaciğere yaptığı hasarın derecesin değerlendirmek için en iyi ve en duyarlı yöntemdir. Ayrıca hastaya uygulanan çeşitli tedavilerin etkinliğinin takibinde de yararlıdır. Sadece sarılıkların tanısında değil diğer alkolik karaciğer hastalığı, karaciğer yağlanması, primer biliyer siroz, hemakromatozis, Wilson Hastalığı gibi birçok karaciğer hastalığının tanısında oldukça değerli bir metottur. Nedeni saptanamayan karaciğer enzim (ALT) yüksekliği, nedeni bulunamayan ateş ve metabolik hastalıkların tanısında da karaciğer biyopsisi yapılabilir. Biyopsi öncesi dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Kan sayımı kontrol edilmelidir. Kanama bozukluğu olan hastalarda biyopsi yapmak sakıncalıdır. Batın ultrasonografisi ile kist ve damar yumağı olmadığından emin olunmalıdır. Biyopsi öncesi son bir hafta içerisinde aspirin ve kan pıhtılaşmasını engelleyici ilaçlar alınmamalıdır. Lokal anestezik ilaçlara alerji olup olmadığı sorulmalıdır. Hastalara kanama bozukluğu (hemofili gibi) olup olmadığı sorulmalıdır. Biyopsi yapılacak olan kişiler doktoruna aldığı tüm ilaçlar konusunda bilgi vermelidir. Biyopsiden yaklaşık 3 saat öncesine kadar hastalar bir şey yiyip, içmemelidir.

Saygılarımla…


Bu Makale 511 kere okunmuştur.