Görüş Bildir

BİR SÖZ DE BİZDEN

Ali İhsan Erdem
Ali İhsan Erdem

BU TİRANLARA KİM DUR DİYECEK?…

Kadim şehir Diyarbakır’ın en önemli marka değeri burma kadayıfıdır. Bingöllü bir ailenin değişik soyadlı üyeleri tarafından değişik markalar adı altında yapılır yılarca. İsmi ne olursa olsun bol fıstıklı cevizli kaymaklı her çeşidi mükemmel lezzetler barındırır.

Fırsat buldukça mutlaka bu ustalardan birine uğrar ve zevkle tadarım kadayıfı. Geçen gün ilimizin en önemli marka değeri olan Burma Kadayıfı Coğrafi İşaret tescil belgesini aldı.

Onun için bir tören yapıldı ve bu belge takdim edildi.

Kadim şehrimiz adına önemli bir gelişme bu. Sizde basından takip ediyorsunuzdur kadayıf markalarımız birer birer Başkent Anakara’da süper lüks semtlerinde yeni şubeler açıyorlar. Bu açılışlarda genelde ilimizin medarı iftiharı siyasetçilerimiz bazı işadamlarımız en önlerde resimler çekip bizimle paylaşıp duruyorlar.

Evet kadayıfımızla gurur duyuyoruz ancak bir kilo kadayıfın fiyatı ne kadar biliyor musunuz?

Bir asgari ücretli tüm maaşı ile kaç kilo kadayıf alabiliyor hesabını yaptınız mı hiç! Geçenlerde yine böyle bir resim ve gülerek poz veren eski siyasetçileri görünce ister istemez 15 sene öncesine gittim hem kadayıfın hem de o siyasetçilerimizin geçmiş serüvenleri gözümün önünde bir film şeridi gibi geçti.

Nerden nereye diyeceğimiz çok gelişme olmuş gerçekten. Ahmet Bilgin döneminde şehrin altını üstüne getiren mazlum sevdalısı muhafazakar müteahit abiler geçti gözümün önünden. İlla ki Kuran, dava, islam mazlum diyordu kimisi. Birileri de yaz ortası giydiği kışlık potini ile emekli maaşıyla yüzlerce kilo kadayıf alabiliyorken birileri kadayıf ısmarlar mı eski zemin katta açılmış kadayıfçıları dolaşırdı.. Bir de genç dava adamları vardı yanlarında solcu bıyıklı. Seçimlerde slogan atırırlardı bunlara. Ne sağdayız ne solda, hak yoldayız hak yolda diye. Evet 15 yıl boyunca bu hak yolun davacılarının şehrimizi getirdikleri ve avucumuzda bıraktıkları tek şey; tescillenmiş ama tadı değişmemiş lakin fiyatı oldukça artmış kadayıftan başka bir şey değil. Bir de artık süper lüks pastane cafe tarzında ki her kesin gidemeyeceği yerler.

Peki onların geldiği yer; yani hak yol yolcularının aldıkları ise Sırça köşkler, yüksek devlet makamları, büyük ihaleler , işadamlığı, dünya ile ilgili her ne derseniz aklınıza hayalinize ne gelirse işte o.

Bir de bunlar perde arkasında ayrıymış gibi durup vatandaşı aralarında paslaştılar. Kadayıfı fıstıkla karıştırır gibi huzurumuzu, düzenimizi dostluğumuzu karıştırdılar. İkili üçlü oynadılar bölgeyi kan gölüne çevirdiler am onların zenginliği artı makamları yükseldi. İktidar ile halk arasında süzgeç oldular, gerçekler tepelere ulaşmasın yalanları muteber kalsın diye. Hırsları ihtirasları bitmedi birbirleri ile yarışan kadayıf ustaları gibi halkı sömürmek yerel kaynakları zapt etmek için bir biri ile yarıştılar.

Durmadılar, durmuyorlar ve de duracakları da yok gibi. Kim bunlara dur diyecek ? Bu kabusu kim bitirecek? Bir de bunlara rahmet okutan ikinci nesil sürümleri piyasada. Tıpkı yeni ortaya çıkmış kadayıf markaları gibi. Artık Külliye, Köşk , genel merkez birilerinin dur artık yeter deme zamanı geldi ve geçti bile…?

Kadayıfımız hal oldu çok şükür peki ciğer sorunu ne zaman çözülecek?

Oda başka bir yazıya…

 


Bu Makale 1263 kere okunmuştur.