Görüş Bildir

BİR SÖZ DE BİZDEN

Ali İhsan Erdem
Ali İhsan Erdem

DİYARBAKIR AK PARTİ’DE NELER OLUYOR?

Şehrimizin kabusu siyasi Troykanın icraatları dur durak bilmiyor. Gün

geçmiyor ki bu troyka haksızlık ve zulüm olabilecek bir icraata imza atmış

olmasın. Bu zulüm ve haksızlık öyle sıradanlaştı ki artık günlük rutinimiz

haline geldi. . Birine işkence çektirmek için illaki tırnaklarını söküp derisini

soymaya gerek yok. O kişinin emeğini , hakkını , hukukunu çiğnediğinizde o

kişi kendini savunamıyor ve susuyorsa bundan daha beter bir işkence yöntemi

yok demektir. İşte bize tam da olan bu. Derimiz soyuluyor, tırnağımız çekiliyor

manevi şahsiyetimiz hakarete uğruyor bizde sadece susuyor ve sabır

çekiyoruz peki ne uğruna?

Ak Parti davasına yıllarını vermiş olan insanlara bir dokunsak bin ah işitiyoruz

adeta, nedir bu dert gerçekten?

Yılarca tüm emeklerini harcadılar, sabır ettiler ,umutlarını bağladılar bu

partiye. Uğruna feda yaşamlarını feda ettikleri dava; maalesef

menfaatçıların, fırsatçıların ve sahte dava adamlarının elinde oyuncak olmuş

durumda. Hak- Batıl mücadelesinin hak erleri gerçek Ak Partili insanlarımız

artık haykırıyor ve isyan ediyor neden dışlandık diye? Bizler ilimizde yılarca

partiye ve Cumhurbaşkanımıza hizmet eden gerçek Ak Partililer olarak

kandırıldık ,ihanete uğradık ve de sömürüldük diye isyan etmeleri boşuna

mı?. Şu an yeni İl başkanı atanıyor ve ayak oyunları ilk günkü gibi durmadı. Ak

Parti Genel Merkezi Halkın sesine kulakları tıkamış durumda. İlimizin siyasi

troykasının ve bağlantılı menfaat çevrelerinin sesi daha çabuk ulaştırılıyor

genel merkeze. Genel Başkanımıza yalan söylüyorlar boyuna. Dayı yeğeni her

birini merkez ilçelerden birine başkan yaptılar genel merkeze başarı diye

yutturdular. Bunları dinlerse Ankara olacak olan budur…. Bu halkın sesine

davanın gerçek sahiplerine kulak vermenin zamanı gelmedi mi?

Peki bu vatandaşlarımızın isyanı etme hakkı var mı? Neden olmasın ki! O

halde Kim bu hak erleri fedakar ve isimsiz kahramanlar?

Bu insanlar ki Diyarbakır da Ak Parti teşkilatlarının değişik kademelerinde

görev aldılar. Yılarca PKK nın şehir yapılanmalarından korkmadan

DEP,HADEP,HEP, HDP her ne varsa kıran kırana mücadele ettiler. Yaz , kış

demeden çoluk çocuklarının rızkının peşinde değil otobüslerle davaları için

şehir şehir gezdiler. Parti bayraklarını elleriyle direklere tırmanarak astılar.

HDP gençliğinin tehdit ve küfürlerine maruz kaldılar halkına ihanetle

suçlandılar. Bir taşeron firmanın asgari ücretli işine bile tenezzül etmediler.

Partide gönüllü çay dağıttılar, büyüklere korumalık yaptılar. İşlerinden

güçlerinden oldular. Parti kongrelerinde parti lehine bağırıp çağırdılar slogan

attılar, bir simit bir su ikramını dahi mahrum bırakıldılar. Herkesin işinde

gücünde olduğu dönemde ilçe ilçe gezip teşkilatlara destek verdiler.

Bu karşılık beklemeyen gerçek dava erlerine ne oldu peki? Ak Parti her

seçimden güçlenerek çıktı. Parti güçlendikçe menfaat çevreleri partiye

dadandı. Dava nedir bilmeyen her dönemin kefen soyucuları teşkilatlarda

palazlanmaya başladı. Bunlar birer azgın birer müteahite dönüştü. Taşeron

hizmeti, personel, kamu binaları inşaatları iş kur derken Troykanın adamları

ile iş tutmaya başladılar. Siyasi troykanın birer piyonu haline geldiler. Adeta

avcı oldular onlar için. Bir dediklerini iki etmediler. Karşılığında pay aldılar

Ankaralarda güzel karşılandılar güzel bürolar açtılar. Bırak bölgeyi ülkeye

açıldılar. Partiye hizmet eden gerçek dava adamları ise kendileri ve yakınları

için iş başvurusu yaptılar ancak işe alınmadılar. Zor günde partiye hizmet

etmiş olmak önemini yitirdi çünkü iyi günün dostu çoktu. Sırtlarını falan hacı

abiye, filan eski bakana fiş mekan çaycıya, şunun abisine bunun kardeşine

dayayan yaşadı. Bunlar bırakın bu parti emekçilerine haklarını vermeyi gelen

kadroları da HDP-CHP lilere para karşılığı sattılar. Asıl dava sahipleri paraya

razı olmalarına rağmen dahi iş bulamadılar. Kadın kollarında hizmet eden

onlarca okumuş okumamış genç kız, ev kadını bacılarımız teyzelerimiz ortada

kaldılar. Kimisi ruhsal sorun yaşadı tedavi gördü kimisi ailesi tarafından

dışlandı kimisi sığınacağı bir yuva kuramadı kimisi eşini terk etmek zorunda

kaldı. Yerel yönetimlerden de dışlandılar mimlenmişlerdi çünkü. Ancak

devletin sosyal yardımları ile hayatlarını ikame edebilenler şanslı sayıldı.

Tüm bu yaşanmışlığın sebebi vefa ile hak kavramını bilmeyen ve genel merkez

ile bunlar arasında süzgeç görevi gören her türlü siyasi ünvanı elde etmiş

başlıca siyasetçilerimizdir. Bunlar hakkı sahibine vermek ve dürüst olmak

yerine içlerindeki aşağılık kompleksini yenmek için çalıştılar. Ağalık sistemine

karşı olduklarını söylediler yıllarca, sonra Köy satın alıp ağacılık oynadılar.

İçlerinde kalmış ve tatmin edilmeyen büyük aile ve sahiplik özentisini tatmin

ettiler adeta. Holding oldular mal ,servet ,makam, dünyevi olarak her şeyi

istediler ve de aldılar. Tüm bunlara karşılık Ak Partiye bunca emek vermiş

gariban insana randevu dahi vermekten kaçındılar. Danışmanlarını devreye

koydular menfaatsiz hiçbir yaraya derman olmadılar. Pençelerini ilimize,

kurumlarımıza batırdıkça batırdılar. Ak parti ve Recep Tayyip Erdoğan a olan

teveccühü sömürdükçe sömürdüler. Milletin Sesini ve çığlığının duyulmasını

engellediler.

Şu ara bakir kaynakları bol olan Belediyelere , DİSKİ ye Üniversiteye vakıf

mallarına dadanan da bunlar ve uzantılarıdır. Belediyede ihalelerin başına

kardeş yeğen vs. koymak yetmiyormuş gibi fitne çıkartıp bu kurumları da ele

geçirmek istiyorlar. Bunun için huzursuzluk çıkartıp kendilerine göre yeniden

dizayn etmek çabasındalar. Önemli olan idarecinin hangi memleketten geldiği

değil adil olup olmadığı hakkı hukuku koruyup korumadığıdır. Kayyuma,

kayyum olmak için her yolu mübah görüyorlar. Başaracaklar da emin olun.

Ha! Bunlar yetmiyormuş gibi ortalığı boş bulup bir de uzaktan hegomonya

kurmak isteyen zevatlar türedi piyasada. Bir sözümüz de bunlara olsun…

İlimizde kurdukları sözde acentaları üzerinden bana da bir şey düşer mi hesabı

içindeki bu zevatlar ‘’Erdem ‘’gibi kıymetli kavramı kullanarak tezgahlarını

bize yutturmaya çalışıyorlar. Sözde geleceğin milletvekili ve il başkanını

seçtirecek bu şahsiyetler, erdem kelimesinin manen ‘’E’’ harfinin anlamını

bilmiş olsalardı halkın huzuruna çıkacak yüzleri olmazdı… Bu kavramın içini

boşaltırcasına aksi amelde hareket eden bu zevat bunu bilesiniz diye diye

söylüyorum: postunuz da dostunuz da size fayda sağlamayacak, adınız ve

ünvanınız ‘’yeni yetme kefen soyucular’’ olarak kalacaktır. Bundan emin olun.

Alın Belediyede Diski de İş kur da Valilik makamı da Üniversitede halk adına

ne varsa her şey sizin olsun diyeceğim ama gözünüz yine doymayacak,

derimizi soymaya devam edeceksiniz biliyorum…


Bu Makale 626 kere okunmuştur.