Görüş Bildir

“GÖNÜL KAZANIP SONRA OY İSTEYECEĞİZ!?”

Evet, sevgili okurlar.

Malumunuz üzre, 25 Ocak 2021 Pazartesi günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Denizli, Mersin ve Uşak kongrelerine canlı bağlantıyla katıldı.

Tarihi bir konuşma yaptı.

İkna edici ve büyüleyici çok güzel ifadeler sıralayıp, “kanayan yaralara” parmak bastı..

Ki her zaman olduğu gibi yine ikna kabiliyeti çok üstündü..

Zaten o kabiliyet, milli iradenin temsiliyeti ve halkın ona olan teveccühü olmasaydı, çoktan CHP’nin veyahut 28 Şubatçıların hükümranlığı sağlanmış olurdu..

Onların düdüğü ötecekti memleketin üzerinde!.

Ama, artık yok..

Denir ya o mazide kaldı...

Ne düdükleri ötüyor, ne de ötebiliyorlar?

Zira karşılarında devlet başkanı Recep Tayyip Erdoğan var.

Dönersek, Erdoğan’ın konuşmasına..

Dediği şu..

“Öznesi insan olan siyasetin icra yeri 83 milyon vatandaşımızın gönlüdür.

Önce gönül kazanacağız, sonra oy isteyeceğiz.

Hep söylediğim gibi, AK Partinin kurucusu da sahibi de lokomotifi de bizatihi milletimizin ta kendisidir.

Bugüne kadar ne yaptıysak milletimizle beraber yaptık.

Ne başardıysak milletimizle birlikte başardık.

Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmayı, 2053 vizyonuyla buluşturmayı da yine milletimizle beraber gerçekleştireceğiz...”

İşte Erdoğan’ın ağzından dökülen sözcüklerin özeti!...

Gönülleri fetheden bir konuşma!..

Lakin vatandaş da büyük beklentiler içerisindedir.

Kemal-i iştiyakla, yani aşkla, şevkle, zevkle bekliyor “milli iradenin” temsilcisinden, “beklentilerine” yanıt verilmesini!..

Milletin kalbi yekvücut olarak Cumhurbaşkanımızın siyasetinden yanadır.

Onun için 18 yıldan beri tüm seçimlerde oy fazlalığıyla hep kendisi kazanmıştır.

Partisine de teveccüh kazandırmıştır.

Zira halkın teveccühü ona yöneliktir.

Öyle inanıyoruz ki son zamanlarda tüm Anadolu coğrafyasında, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da AK Partiyi temsilen çıkan nevzuhurlar da ayıklanacaktır...

Çünkü bunlar bırakın AK Partili olmalarını, AK Partinin semtinden bile geçemeyen insanlar...

Görüntü olarak kendilerini AK Partili olarak gösteriyorlar, ama AKP’li olarak işbaşında görünüyor.

Yani AK Partinin kimliğiyle, kisvesiyle yola çıkıyorlar...

Tıpkı kuzu postunu giymiş kurtlar gibi..

İş başına geldiler mi; AKP’lileşiyorlar..

Yani gerçek yüzleri ortaya çıkıyor.

Münafıkça hareket ediyorlar.

Milletin kalbini kırıyorlar.

Bunlar, kendi rantlarını başkasının zararında görüyorlar.

Sebepsiz zengin olma hareketliliği içinde yürüyorlar.

Halkın büyük teveccühünü kazanan Cumhurbaşkanının sayesinde AK Parti de hep iktidarda kalmaktadır...

İşte bu madrabazlar, kimlik değiştirenler çok renkli ve çok derin yüzlü bu kişiler, parti içinde söz sahibi oldukları zaman, illerde, ilçelerde, mahallelerde, köylerde, ne yazık ki “sömürge” anlayışıyla, hegemonya kuruyorlar...

AK Partiyi içten kemiren kurtçuklar...

Halkın üzerinde adeta “Cumhurbaşkanı tarafından atanmış, bölgenin yegâne birinci sorumlusu bir insan olarak” kendini gösterip orta yerde dolaşıyor olmaları da ayrı bir garabet durum!...

Vurgun yapıyor.

Halkı birbirine düşürüyor.

Ortalığı karıştırıp bir fitne unsuru olarak senaryolar dizayn ediyor..

Ama tüm bunlar kamufle ediliyor.

İlginçtir...

Bunlar partinin en sevgilisi ve en ileri makamda (!) olduklarını gösterip, Cumhurbaşkanının da çok yakın arkadaşları olarak kendilerini lanse ediyor olmaları da; ayrı bir travmatik haldir!...

Ne yazık ki yıllar yılıdır bunların bu hal, tavır ve ahlaksızlıkları yüzünden parti, halkın gözünde itibar kaybı yaşıyor..

Güven düşüyor ve itibarsızlaşıyor!

Hukuk dışı, antidemokratik ve toplumun İslam dışı bir gaflet içerisine sürüklenmesi, AK Partili değil de AKP’liler yüzünden olduğu, tartışılmaz bir gerçektir...

O nedenle, halk artık partiye sıcak bakmama eğiliminde!!...

Cumhurbaşkanına baksalar da partiye kesinlikle bakmıyor.

Ve ne yazık ki partinin büyük bir gerileme içerisinde olduğu görünüyor.

Bize göre tez elden bu kadroların değişmesi gerekir...

Tepeden tırnağa değişim ve dönüşüme gidilmelidir...

Teru taze, 2002’nin, 2003’ün ruhunu taşıyan yepyeni bir kadro ve genç nesilden oluşan bir ekiple AK Parti yola koyulmalıdır?

Aksi takdirde Cumhurbaşkanının tüm bu iyi niyetine rağmen, 83 milyon insanın AK Partiye gönül bağlaması biraz zor gibi geliyor!.

Çok büyük fireler tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir..

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Diyarbakır’da AK Partili olarak geçinen birçok AKP’li simalar yıllardan beri değişik versiyonlarla bu partide söz sahibi olmuşlardır..

Fakat bugün bu bölgede hiç itibarları yok.

Neden mi?

Çünkü parti adına yaptıkları uygulamalar, halkı çok “mağdur” ettiği gibi, tedirgin de etmektedir..

Fitneler silsilesi yaratırcasına çalışıyorlar...

İnsanları birbirine kırdırıyorlar..

Sebepsiz yere zenginleşme peşine düşenler, halkın birçok kesiminin çok büyük “emeklerine” el koyup, mağduriyete neden oluyorlar..

Har vurup harman savruluyor.

Resmi dairelerde bürokrasi ön planda gitmiyor.

Hep takılıyor.

Geliyor bir yerlerde tıkanıyor.

İşler gecikiyor, vatandaşlar mağdur oluyor.

Gerek il ve gerek ilçe belediyelerdeki, özellikle HDP’nin yapamadıklarını bugün HDP yerine atanan bazı kayyımlar yapmaktadırlar...

Uygulamaları, nerdeyse vatandaşı HDP’nin kadrosunun geri gelmesini isteyecek bir potansiyele getiriyorlar...

Örneğin;

Bölgede ve Diyarbakır’ımızdaki OSB’nin her nedense bugüne kadar değişmeyen çöreklenmiş kadroları…

Kalburüstü kimlikler, arazi mafyasıyla iç içe.

Hatta bazı siyaset erbaplarıyla da iç içe.

Köylünün, vatandaşın arsalarına el konuluyor...

Adeta gasp ediliyor...

Köylüyü merasız bırakıyorlar...

Köylü artık hayvancılık yapamıyor.

Büyük yoksulluk çöküntüsü içerisindedir vatandaş!.

Kalburüstü bürokrat kesim de daha doğrusu siyaset de neidüğü belirsiz birkaç müteşebbisin, para babalarının servetine servet katmak üzere o vatandaşların arsalarını hazineye çevirip hazine malı olarak, peşkeş ediyorlar...

Piyasaya sürüyorlar.

Oysaki Bakanlık “bedelsiz” olarak yatırımcıya teşvik mahiyetinde verilmesinin gerektiğini bildirirken, onlar “bedel” alarak, hem de üst seviyede dönümü 50 bin Türk Lirası civarında piyasaya sürüyorlar.

Yatırımcı da parayı ödemek zorunda kalıyor..

Ama vatandaşa tapusunu vermiyorlar..

Çünkü arazi işgal edilmiş bir arazi.

Ne zaman maliye tapuyu verirse!...

Hem yatırımcı mağdur, hem arazisi işgal edilen köylü mağdur...

Hem de ülkenin ve milletin “sermayesi” olan para istihdam yönünde sabote edilmiş olunuyor..

İşte Diyarbakır OSB’de bunlar yaşanıyor...

Büyük mağduriyet içerisinde kıvranıp duruluyor...

Her şeye sudan bahaneler öne sürüyorlar.

Bakanlığı da devleti de buna alet ediyorlar.

Hal böyle olunca AK Parti, kalbi kırılan halkının teveccühünü nasıl kazanacak ve nasıl oy isteyebilecek?

Cumhurbaşkanımızın bunun bilincinde olması gerekiyor.

Ancak ne yazık ki hep yanlış insanların etrafında yanlış yapmaları yüzünden devlet geri kalıyor.

Daha neler…

***

Sevgili okurlar...

Aile mefhumu nerdeyse kalmadı.

Ahlaki çöküntüler aile mefhumunu nerdeyse millete unutturmuş durumda.

Gazete manşetlerini okurken, insanların tüyleri diken diken oluyor.

Gencecik kadınlar, İstanbul’da otellerin en üst katlarında ırzına geçiliyor, namuslar beş para oluyor ve intihar süsü verilerek, katlediliyorlar..

Ve daha neler yok ki?

Hepsini burada sıralarsak, ne zamanımız müsaittir, ne de köşemiz buna yeterli!

Ama peyderpey isim vererek, adres vererek, gerçeklik payını kat’i delillerle ispatlayarak yazmaya devam edeceğiz.

Bölgemize gelen bazı Valiler, kayyımlar, Emniyet Müdürleri, bazı ilçelerdeki bazı Savcılıkların vatandaşların derdiyle dertlenmeme şekli gibi karanlık tablolar da göz ardı edilemez...

Halkın AK Partiden beklentilerini ümitsizleştiriyor.

Nerdeyse bu ümitsizlikler ümitleri karanlıklara gömüyor.

En derin saygı ve sevgilerimle.


Bu Makale 1298 kere okunmuştur.