Görüş Bildir

FETÖ İLE İLTİSAKI OLAN ÖNEMLİ İNSANLARA DOKUNULMUYOR!?

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten yaptığımız inceleme ve gözlemlerimizin bize gösterdiği somut olaylar, her bakımdan ülke ve millet için "tehdit" oluşturmaktadır…

Ülkemize, devletimize, milletimize acımasızca gizliden gizliye "haince" hançerler vurulmaktadır…

Saldırılar yapılmaktadır..

Tabi bu hançerleme ve saldırılar, yalnız bugüne münhasır değil.

Yıllardan beri bu coğrafyada “böl, parçala, yut” politikası uygulanmaktadır..

Bu politakının "kumanda" merkezi de haçlı emperyalizmidir…

Üstlendikleri rol, çok tehlikelidir.

Oyun üstüne oyun yapıyorlar.

Ama Allah’a şükürler olsun ki, ülkemiz iman nokta-i nazarında, inandığı yüce İslam dininin ana hatları paralelinde omuz omuza vererek, Allahû Ekber nidalarıyla "bu oyunları" bozmaktadır…

Çünkü, sımsıkı birbirimize sarılmış bir milletiz…

Ülkemizi parçalamaya, bölmeye, böldürmeye, ufaltıp yutmaya güçleri yetmiyor..

Yetmeyecektir..

Ki kimsenin de haddi değildir…

Ancak, "büyük ölçüde" huzursuz etmiyor değiller..

Ediyorlar..

Nedeni de, yıllardan beri bizi yöneten anlayışların milli irade, milli ittifak paralelinde yürümeyişlerindendir…

İçimizden çıkan terör odakları, PKK, DHKP-C, FETÖ ve daha neler neler?…

Pek tabi ki bunların her gün biraz daha palazlanıp yayılmaları da rasgele değildir…

AB’nin, ABD’nin, İsrail’in gizliden gizliye içimize sızdırdıkları ajanların "organizasyonlarıdır.?"

Rahat durmuyorlar, sürekli tacizde bulunuyorlar..

Bu saydığımız terör odaklarının hepsi, bilaistisna "kumandası" onların elindedir.

Kontrol onların elinde…

Nitekim o merkezi yönetim, hedefine aldığı İslam ülkelerinde ilk iş olarak; "mason localarını" kurmuştur..

İçlerinde muhafazakar, Müslüman, dindar, İslamiyet’i bile kimseye bırakmayan nice "kişileri" o locaların mensubu yapmışlardır…

Hepsi birer piyon…

O localar ve o piyonlar Türkiye için her zaman büyük bir tehdit oluşturmuşlardır...

Taksim Gezi Parkı olayları…

17-25 Aralık operasyonları..

Son olarak 15 Temmuz 2016'daki kirli darbe teşebbüsü..

Hepsi onların planı…

Ama Allah’a şükürler olsun ki, milletimiz dimdik ayakta durdu..

Devletin varlığını korumaya çalıştı…

Hükümetin, iktidarın ve cumhurbaşkanının arkasında durdu..

Ve o şer yapının "emelleri kursağında" kaldı..

Halk iman gücüyle darbeye "darbe" yaptı..

Devlet büyük bir mücadele veriyor..

Operasyonlar, ayıklanan o insanlar, tümüyle FETÖ’cü, darbeci veya gizli loca mensupları her ne ise bunların birer tehdit ve tehlike unsurları olduğu açıktır.

Lakin, son dönemlerde yürütülen soruşturma ve operasyonların kapsamı gerçekten sağlam hedefe yönelikmidir sorusunu, akla getirmiyor değil..

Çünkü, içinde masum insanların varlığından söz ediliyor..

Açılan davaların bir bölümünün takipsizlikle sonuçlanması, bir bölümünün beraatle neticelenmesi..

Oluşan mağduriyetler..

Yani yaşın yanında kurunun yanması…

Yazıya başlık olarak demiştik ki; "FETÖ İLE İLTİSAKI OLAN ÖNEMLİ İNSANLARA DOKUNULMUYOR!?"..

İşte bu düşünce bize şunu söylediyor…

En büyük tehdit, Türkiye’nin başından daha gitmemiştir.

En büyük tehlike hala da pusudadır.

Bu tehdit ve tehlike, devletin çok önemli mekanizmalarında "kendini" saklı tutuyor…

Gizliyor..

Onun içindir ki, bir çok araştırmalar, operasyonlar, bir türlü hedefine ulaşamıyor.

Aslında kamuoyunun üzerine ittifak ettikleri görüş şudur;

Bu ayıklanan tehdit unsurlarının acaba kaçta kaçı sağlam bir tespitde dayanıyor..

Bu soruya cevap yok.

Bakınız deneyimli kalem sahibi Abdurrahman Dilipak Yeni Akit Gazetesinin dünkü nüshasında, bu minvalde dikkat çekiyor…

Köşesinde yazmış olduğu çok önemli mesajlar var.

Aslında bir yerlere yönelik uyarıcı mesajlar içermektedir.

Ki biz de aynı o paralelde söylüyoruz.

Ama dinleyen var mı?

Henüz darbe tehlikesi geçmemiştir, tehdit unsurları hala mevcuttur.

Yapılan operasyonlar ciddi manada hedefine hala da ulaşmış değildir.

“28 Şubat öncesi, 15 Temmuz operasyonu” başlığını içeren Dilipak'ın yazısından bir kaç not aktarmak istiyorum..

“Tehlike geçmedi, devam ediyor.

Tehlikenin adresi sadece TSK değil.

Emniyet ve istihbarattan ibaret de değil bu tehdit.

Merkezi yönetimden tutun, valilik, kaymakamlık, yerel yönetim her yerde varlar.

Medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi, oda, STK, üniversite, her yerde varlar.

Bana kalırsa Beştepe’nin de, bu açıdan yeniden gözden geçirilmesi gerek...

Keşke bu bugün yapılsa…

Bugün değilse yarın ve mutlaka.

Hemen her gün bir FETÖ operasyonu haberi geliyor.

Ama öte yandan bir sürü yanlış iş de yapılıyor.

Bazı tepe isimlerin FETÖ ile iltisakı bilindiği halde, onlara dokunulmuyor.

Hatta yerel yönetimlere aday olan isimler arasında da şaibeli isimlerin olduğu tartışılıyor.

Madem böyle kapsamlı bir operasyon yapılıyor, o zaman bu iş TSK ile sınırlı kalmaması gerek.

Ayrıca, yine bir FETÖ operasyonu olarak, örgütle ilgisi olmayan isimlerin örgüt üyesi imiş gibi gösterilen kişilerin mağduriyetlerine son verilmeli ve onları sanık durumuna düşürenler hakkında işlem yapılmalı.

Kafama takılan bir başka soru da şu: Hâlâ il ve ilçelerde, emniyet teşkilatında FETÖ’cüler var.

Diğer istihbarat örgütleri içinde de bunlar var.

CIA gelişmeleri yakından izliyor.

FETÖ’cülerin ittifak kurdukları PKK’lılar var.

Peki, nasıl oluyor da, 1 yıldır devam eden izlemeler konusunda örgüt nasıl bu işten haberdar olmadı ve tedbir almadı.”

* * *

El hak.

Dilipak'ın görüşlerine katılmamak mümkün değil.

Zaten Cumhurbaşkanımız da zaman zaman dile getiriyor…

Altı çizili sözcük…

“At iziyle it izi birbirine karıştı.”

Gerçekten FETÖ ile mücadele konusunda yapılan araştırmalar, istihbarat birimlerinin hareketleri, devletin ciddiyetle üzerine gidebilme imkânlarına sahip olduğu halde, tam tersine görünen şudur ki: devletin önemli hatta Beştepe’ye çok yakın, özellikle Güneydoğu Anadolu’da ve Diyarbakır’da büyük siyasi rol oynayan, FETÖ ile işbirliği yapan çok önemli kişiler var.

Hiç de kıllarına dokunulmadı...

Neden acaba?

Aynı FETÖ unsurları Ankara’da devletin tüm imkânlarından faydalanarak serbest ve rahat bir şekilde tefecilik yapıyorlar?

Devlet ihalelerini ele geçiriyor, iş bağlıyor ve müteahhitlerden acımasızca komisyon alabiliyorlar…

Ve seccadesi de yerden kalkmıyor(!)

Sormazlar mı, bu ne yaman çelişki, bu ne yaman operasyon?..

Millete verilen güven nerede?...

İşte bu soruların cevabını doğrusu çok merak ediyoruz?

En derin saygı ve sevgilerimle.

 


Bu Makale 442 kere okunmuştur.