Görüş Bildir

HANİ ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR DENİLİYOR YA…!? (III)

Evet sevgili okurlar..!

“Adalet Mülkün Temelidir” dedik.

Ama bunu direk somut ve müspet bir cümle değil, cevaplar bekleyen soru halinde yazdık.

Yani “Hani Adalet Mülkün Temelidir Deniliyor Ya!?”

İşte bu yazı serimizin üçüncü günündeyiz.

Bizim görevimiz kamuoyuna hakikatleri yazmak ve duyurmaktır..

Bizim yazılarımız, mevzu ettiğimiz konular birçok yönüyle uyarıcıdır…

Hem kamuoyunu hem de devletin etkili ve yetkili sorumlularına yönelik “ithaf” amaçlıdır...

Yani millet ile devlet-i aliye arasında, köprü vazifesi görmek...

Ve hep mesajımız şu olmuştur..

Yazdıklarımız, konu ettiklerimiz, mülahazada bulunduğumuz mevzuların ilgili kurumların başındaki sorumluların, dikkate alıp, konuya eğilim göstermeleri lazım...

Dikkat, diyoruz!...

Çünkü, ülkedeki birçok önemli kurum ve kuruluşların bünyesindeki olup bitenler çok üzücü hal yaşatıyor...

Toplum bunlardan çok büyük ızdırap duyuyor.

Halk bu olup bitenlerden rahatsız.

Özellikle Adalet Bakanlığı’na bağlı Adliyelerde, hukuk dışı keyfiliğe dayalı çok büyük "kişisel temini" için yola çıkan bazı gizli rant şebekeleri, cirit atmaktadır...

Bu kişisel rant şebekelerinin başında gelen Türkiye Barolar Birliği’ne bağlı bazı baroların bünyesinde avukatlık mesleği ile yaşamakta olan hukuk dışı oluşumlar gerçekleştirilmektedir...

Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.

Bize göre çağdaş demokrasi ve hukukun üstünlüğü ön planda tutulması gerekirken ne yazık ki rantiyeci bazı avukatlar Adalet cübbesi altında “yasadışı keyfiliğe” dayalı işler yapmaktadır.

Bundan birkaç ay önce yazmıştık.

“Hukukun üstünlüğü mü, Avukatın üstünlüğü mü?”

Bu yazı okurlarımız tarafından müspet, olumlu çok büyük kabul görürken, ilgili ve yetkili kurumlarda da yankı bulmuştu..

Tıpkı üç günden beri yazdığımız “Hani Adalet Mülkün Temelidir Diyorlar Ya?!” başlıklı yazı serimiz gibi...

Büyük yankı uyandırdı..

Birçok okurumuzdan, teşekkür telefonları aldık..

Mailler ve mesajlar, gönderildi..

Hukukun üstünlüğü Türkiye’nin ve dünyanın yediden yetmişe tüm insanları ilgilendiren bir meseledir!...

Hukuksuz bir dünyanın varlığı söz konusu değildir.

Madem öyle ise, hukukdışı keyfiliğe dayalı rantiyeci şebekelerin, hele hele ki, Adalet Bakanlığı gibi hukukun yegane temsilcisi durumunda olan Barolar Birliği bünyesindeki avukatlık müessesinde barınmaması gerekir...

Ama ne yazık ki, o maske altında mesleklerini kötüye kullanan önemli çapta kayıtdışı para kazanan avukatlar vardır..

Özellikle Diyarbakır Baromuza bağlı özellikle de İş Mahkemelerinin nerdeyse tüm dosyalarını kendi bünyesinde toplayan rantiyeci şebekenin varlığı gözden kaçmamaktadır.

Haksız yerde zenginleşme ile işçi ve işveren arasında büyük anlaşmazlıkların oluşmasına sebebiyet veriyorlar.

Adeta bir fitne unsuru olarak işçileri yanlış yollara yönlendiriyorlar, adalet mercilerini yanıltmak üzere sahte yalanlarla dopdolu tanıkları oluşturuyorlar...

Bu itibarla iş dünyası gerçekten bunlardan çok ızdırap duymakla beraber Adalet Bakanlığı’na duyurmayı da kendilerine görev telakki ediyorlar...

Keza kayıtdışı kazanılan bu paralar Maliye Bakanlığı ve İl Defterdarlık bünyesindeki Maliye memurlarının da hassasiyetlerini göstermek üzere zaman zaman basın yoluyla da olsa duyurmayı ihmal etmezler.

Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olması hasebiyle, özellikle Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’sinde artık bu tür ranta dayalı yamuk oluşumların varlığına, gelişmelerine dur denilmelidir.

Zira mühim olan hukukun üstünlüğüdür.

Rantiyeci avukatın üstünlüğü değil…

Madem ki demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan bir dünyada yaşanıyorsa Türk adaleti de, Türkiye baroları da bundan nasibini almaları gerekir.

Aksi takdirde adalet cübbesini istismar ederek böylesine keyfiliğe dayalı hukukdışı rantiyeci bir şebekenin varlığı adaletin yüceliğini alçaltır.

Ve kamuoyunun dikkatinden de kaçmaz.

Bizden dostane uyarı…

En derin saygı ve sevgilerimle…

 


Bu Makale 952 kere okunmuştur.