HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE İNANAN BİR TÜRKİYE’DEYİZ(!) (II)

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbetimizde, İslam dünyasına mercek tuttuk..

Özellikle 50-60 yıl öncesi, neler yaşandı?

Türkiye’nin 27 Mayıs cuntalı darbeyle yüz yüze gelmesi?..

Ortadoğu’daki komşu ülkelerdeki ihtilaller!

Nice diktatörlerin varlık göstermesi...

Nasır gibi...

Hafız Esed gibi...

Saddam gibi...

Afganistan’daki Gülbedddin Hikmetyar’lar gibi..

Bunların, ülkelerini nerdeyse yarım asırlık bir süreç içerisinde “batı emperyalist haçlıların ipoteğine” nasıl koyduklarını dile getirdik..

Büyük bir hegemonya oluşturdular...

İslam coğrafyasında bulunan bu ülkeler, ne yazık ki I. Dünya Savaşının hazırlık projelerini bir bir kendi ülkelerinde gerçekleştirdiler.

Ama akıbetleri de geldikleri gibi oldu..

Çünkü hıyanetleriyle gittiler...

Arkalarında bıraktıkları miras, baasçı, komünist, sosyalist rejimleri oldu?

Ki bu rejimler halen kendini idame ediyor..

Başta PKK dahil olmak üzere bugünkü mevcut tüm terör odaklarının varlığı da oranın uzantılarıdır.

Şükürler olsun ki, yine ayakta duran bir tek ülke var..

O da Türkiye’miz kaldı.

Türkiye; milletiyle, devletiyle, doğulusuyla, batılısıyla, inancını ön plana alarak Allahû Ekber nidalarıyla darbecilerin, sosyalistlerin, vesayetçi ulusalcıların, laikçilerin, Kemalistlik adı altında terör odaklarıyla işbirliği içinde olanları, bağrında büyütmedi..

Onları saymadı...

Hep elinin tersiyle geri plana itti.

İnşallah diyoruz..

Bu tehlikeli rejimlerin, kokuşmuş sistemlerin temsilcisi olarak millet artık onları dinlemiyor, dinlemeyecektir!

Sadece onları temsil eden bu son mevcut CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla HDP’nin terörist yandaşları..

Maalesef, hala mecliste oturuyorlar.

Ne hazindir ki günlerini gün ediyorlar.

Oysaki davul onların boynunda, tokmak ise ağaları ve patronları durumundaki emperyalistlerin elindedir.

Tüm bunlara rağmen bunlar ne yazık ki hala devlet bütçesinden beslenmektedir.

Hem de anayasanın himayesi altında.

Gerçek şudur ki, 15-20 yıl öncesine kadar, Türkiye saydığım ülkeler gibi çok zor durumdaydı!.

Ancak Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın devletin başına geçtiği tarihten bu yana, Türkiye’ye yönelik dünya emperyalist hainlerin tüm ümitleri suya düştü.

Kendi kazdıkları çukura düştüler..

Onun içindir ki Başkan Erdoğan’ı yok etme planları içerisinde gizliden gizliye, ittifaklar oluşturuyorlar..

İçten ve dışarıdan “darbeci, vesayetçi” bir hegemonyayı yaratma gayreti içerisindeler..

Ne kadar çalışıyorlarsa çalışsınlar, Allah Erdoğan’ı koruması altına almıştır.

Ona hiç bir şey yapamazlar..

Çünkü bu millet hep ona dua ediyor...

Bir önceki gün Kılıçdaroğlu’na yönelik kullanmış olduğu sert sözler, hayatı boyunca eğer gerçekten yüzü kızarmıyorsa onlara yeter de artar bile.

Bakınız, Erdoğan dün ne dedi?

“Teröristle el elesin, yüzsüz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gara’daki 13 şehitle ilgili; “Bunun sorumlusu Cumhurbaşkanıdır” diyen Kılıçdaroğlu’na sert sözlerle yüklendi.

“Ya sen ne yüzsüzsün!

Sen de yüz var mı?

Nasıl oluyor da beş altı yıldır bu şehitlerimizi yakından takip eden bizlere bunların sorumlusu Cumhurbaşkanıdır diyorsun, terbiyesiz herif!

Sana Milli Savunma Bakanımı, İçişleri Bakanımı gönderiyorum, seni bilgilendirsinler diye.

Sen bunlara layık değilsin...

Senin bu yaklaşımlarınla bu ülkede biz terörizmle mücadeleyi durdurmayacağız.

Sen teröristlerle el ele, kol kola Ankara’dan İstanbul’a yürüyebilirsin.

Ama biz teröristlere karşı Gara’da, Cudi’de Tendürek’te mücadelemizi sürdüreceğiz.

Sen de tribünlerden seyret..”

Bu ifadeler, gerçekten kamuoyunun vicdanını rahatlatmıştır.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bakınız, Gara mağaralarında üs kuran PKK terör örgütü yıllardan beri bu lanetli faaliyetini gösteriyor.

Ama ne yapacaksın?

Türkiye Cumhuriyeti devleti özellikle kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin Mehmetçikleri ve fedakâr Türk Polisiyle beraber, Milli İstihbaratıyla beraber bunları takip ediyor...

Ancak terör örgütü 13 tane kaçırılan masum vatandaşımızı katliama tabi tuttu.

Allah’ın izniyle onların kanı yerde kalmayacak.

Zira o kan, şehidin kanıdır.

Allah o kanın bedelini illa ki satılmış soysuzlardan ve onların arka planında hareket eden CHP, HDP ve laikçi geçinen, Atatürkçü geçinen gizli derin odaklardan soracaktır, ödetecektir.

Bu millet, devletinin, askerinin yanındadır.

Hele hele Cumhurbaşkanını hiçbir zaman yalnız bırakmaz.

Bakınız, Şehit Polis Memuru Vedat Kaya’nın babası büyük yüreklilik göstererek, kamuoyu karşısına çıkıp şöyle haykırıyor..

“-Almanya ve Belçika’dan aradılar.

Oğlunu devlet öldürmüş dediler.

Ben bu alçakların sözüne kanmıyorum.

Onları tanıyorum.

HDP, PKK aynı saftaki insanlar.

Oğlum 6 sene orada kaldı, çizgisinden vazgeçmedi, şehit oldu ve kendi toprağına döndü.

Ben kendi elimle oğlumun şehit cesedini yıkadım ve başından hainlerin kurşunuyla vurulmuş ve şehit olmuştur.

Eğer bomba olsaydı vücudu parçalanırdı.”

Bakınız, böyle bir sesleniş eğer Türkiye’de ve Güneydoğulu kahraman bir babanın ağzından çıkıyorsa, Türkiye’nin sırtı hiçbir zaman yere gelmez..

Türkiye dimdik ayakta duran bir devlettir.

Amma.

Burada amma istisnasını yazmadan geçmek istemiyoruz.

Dostane bir şekilde bu gerçeği de dile getirip kamuoyuyla, özellikle devlet büyükleriyle paylaşmak istiyoruz.

Dün de ifade etmeye çalıştığımız gibi, daha önceleri de söylediğimiz gibi…

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da devletin varlığı kesinlikle namuslu vatandaşların samimiyetine bağlıdır, ciddiyetine bağlıdır.

Yoksa siyasetin politik oyunlarıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da görevlendirilen önemli makam ve mevkileri işgal eden bazı önemli bürokratların mahiyetinde çalışan ve devletin maaşıyla beslenen çok gizli hainler vardır.

Şeklen devletin yetkilerini almıştır, görev yapıyor, nemalanıyor, para alıyor.

Ama kesinlikle ya KCK’nın gizli saflarında yer alıyor ya da PYD, YPG’ye mensuptur...

Hem de dolaylı yollardan, diye düşünüyoruz.

Kol geziyorlar.

Günlerini gün ediyorlar.

Hem de bazı bakanlıklarımızın bünyesinde, hem de bazı valilerimizin ve kayyımlarımızın himayesinde görev yapmaktadırlar.

Zira şahıs belirtmek gerekiyorsa, gerektiğinde onları da deşifre edebiliriz.

Amma velâkin.

İcraatlar zaten kendilerini ele veriyor.

İktidar partinin AKP’li güçleri tarafından himaye ediliyor.

Ki yakın zamanda bu icraatları hep dile getiriyoruz..

Valilerimiz ve bazı kaymakamlarımız, HDP’nin belediyelerinden boşalan bazı belediyelerdeki yapılanları ya bilmiyorlar veya görmezlikten geliyorlar...

***

Şuhur-i selase denilen mübarek üç ayların başında gelen Recep Ayının ilk haftasının geçirdiğimiz Cuma akşamı kandil gecesi olması hasebiyle, tekrar tekrar kandilinizi kutluyoruz..

Edilen duaların ve tevbe-i istiğfarların makbul görmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz.

Ve tekrarını da nasip eylesin diyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.