Görüş Bildir

RAMAZAN AYI, KUR’AN AYIDIR, YEME-İÇME EĞLENME AYI DEĞİL!?

Sevgili okurlar...

Hiç kuşkusuz ki öyle... Ramazan-ı Şerif  hiç bir şekilde; “yeme, içme ve eğlenme” ayı değil.. Ki olmamıştır.. Çünkü Ramazan ayı “Kur’an ayıdır, ibadet ayıdır”...

Ne mutlu o kişiye ki, Kur’an-ı Kerim lafzıyla okuyabilsin...

Ne mutlu o kişiye ki, mübarek zaman dilimini hayır, hasenat ve ibadetle geçirsin...

Tabi ki hulus-i kalple..

Ama tertil ile tilavetle.

Yani Kur’an-ı Kerimin cümlelerini, kelimelerini yerli yerinde, “makamına” uygun, halis ve net bir ses tonuyla okuyabilmek..

Ve tabi ki, okuduğunu bilmek, kelimelerin manasına vakıf olmak, adap ve edep risalesiyle yaşamak en güzeli!...

Çünkü Kur’an’ın okunduğu her yerde kesinlikle rahmet yağar.

Onun içindir ki, Kur’an ayı olan Ramazan-ı Şerif ‘e rahmet ayı deniliyor.

Af ve mağfiret ayıdır...

Ve sonu itibariyle de cehennem azabından kurtuluş ayıdır Ramazan ayı..

Her Müslüman’ın bu ayın kutsiyetine, yüceliğine, bereket ve azametine, büyük önem vermesi lazım...

Gafletle değil, manevi ticaretle geçirmesi gerekir...

Dedik ya, Ramazan-ı Şerif “Kur’an ayıdır...”

Yeme-içme, eğlenme veyahut da riyakârane lüks otellerde oruç tutmayan popüler insanları iftara davet etme ayı değildir.

Olamaz da.

Olduğu takdirde de mübarek aya bir şey olmaz, olan ihanet şebekelerine olur.

Beri yanda, gaflet içerisinde onları seyreden Müslüman geçinenlere olur.

Zira Hadis diyor ki;

“Rubbetalin yel anhul Kur’an”

Nice Kur’an okuyanlar var, Kur’an onları lanetler.

Mesela;

Kur’an; cümlesi cümlesine, harfi harfine okunduğu zaman, Müslüman’a maddi ve manevi şuur verir, ilim verir, irfan kazandırır.

Hem hükmen, hem manen, hem de maddeten; doyurur!.

Ancak, bu yüce kutsal kitabımızı, hele hele Ramazan aylarında hatim, tehlil, tekbir gibi geceleri ihya etme ibadetlerinin para karşılığında okunması ve yapılıyor olması; kabulü mümkün değil..

İşte Hadis bunları ve bu amaçla Kur’an-ı okuyanları lanetliyor..

Çünkü hiç bir şekilde manevi bir kazanım yok...

Ne maddi, ne manevi…

Bilakis, Kur’an’ın kutsallığını küçük düşürmeye çalışıyorlar...

Kendilerini de toplum içinde küçük düşürmektedirler...

Bunlara herhangi bir değer verilmiyor...

Ki böylesi anlayışa sahip nice din adamı geçinen çıkarcı, rantiyeci hocalar var..

İnanın sevgili okurlar..

Hangi fıkıh kitabına bakarsanız bakın...

Hangi tefsir kitabını okursanız okuyun..

Yüce kitabımızı ilim olarak, irfan olarak, bir düstur-u ilahi olarak; yaşamalıyız…

Tek kelimeyle günlük hayat akışını temsil eden Allah’ın bu yüce kitabını; “maddiyata” dönüştüremezsiniz...

Ama öyleleri var ki, Yasin-i Şerif’i veyahut diğer sure ve ayetlerini veyahut Kur’an’ın tümünü bu mübarek ayda para karşılığında okuyor...

Milletin ceplerine göz dikiyor...

Böylesi zihniyete sahip olanları Yüce Allah ve Kur’an-ı kerim “lanetliyor” ve dergahından atıyor...

Çünkü Kur’an, bunun için inmemiştir.

Ramazan ayı da zengin sofralarının döşendiği, tabir yerindeyse lokma-i haydariye denilen zevkli büyük lokmaları boğaza indirmek değildir.

İftar sofrasına oturulduğu zaman, önce besmele ile sonra hamdüsena ile bitirmek ve dua etmek gerekir.

Mideye indirilen zengin, zevkli sofralar, hele hele riyakârane “desinler” diye yapanlara, milletten para toplamak için lüks otellerde iftar sofraları kurulması, herhangi bir Ramazanla düşünülemez.

Fıkıh kitaplarımız da net olarak bunu kesinlikle yasaklıyor ve haram kılıyor.

* * *

Bakınız, Hanefi mezhebinin bilinen en geçerli fetva kitabı.

“Redd’ûl Muhtar - Aladdürril Muhtar”

Nam-ı diğeri şöhret kazanmış ismi, İbn’ûl Abidin denilen, 12 ciltten ibaret bu fıkıh kitabında;

Kur’anın, ibadetlerin, duaların, mevlit okumaların hiç ama hiçbiri para karşılığında okunamayacağına kesin hüküm veriyor..

Bu İbn’ûl Abidin’in 9. Cildinin “Kitab’ûl İcareti” “Ücretle kiralanan eşyalar” bahsinde, günah işlerde kiralık olarak ücret ödemenin haram olduğu gibi ücret karşılığında ibadet yapılması da haram kılınmıştır.

Özellikle “isti’car” (ibadetleri kiralamak).

Kur’an okunması.

Tehlil ve tesbih gibi hallerin fıkhen ve ilmen yasaklanmış olduğu açık ve net olarak ifade edilmektedir..

* * *

Bu itibarla yüce İslam dini ilim öğrenme dinidir.

Bu ilmi bilgiler paralelinde ibadetler yapılır.

Dualar okunur.

Mevlitler okunur.

Kur’anlar okunur.

Ama kesinlikle başkasının cebine girip para almak değildir ve olamaz da.

Bakınız, bahse konu kitabın 9. Cildinin 76. Sayfasında yukarıdaki yazdıklarımızın aynısını yazmaktadır.

Orijinal metin şöyle diyor;

“Matlabûn tahrirûn muhimûn fi ademi cevazil isti’cari alet’tilaveti vet-tehlil”

Bunun orijinal küpürünü sizinle paylaşmak üzere yazımıza şöyle devam ediyoruz.

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Gerçekten yüce İslam dinini içten vuran, nice kirli ruhlu, rantiyeci, çıkarcı, satılmış anlayışlar vardır.

Kendi kişisel çıkarı için mevlitler okuyorlar...

Hem de gazel okur gibi okuyorlar..

Hz. Peygamber (S.A.V)’in sıfatını, methini anlatırken öncelikle kendi seslerinin reklamını yapıyorlar.

Bu da haramdır.

Keza yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i okurken gazel okurcasına okuyorlar ve hem topluma kendini beğendirmek, hem de reklamını yapmak gibi hıyanetliklere girmektedirler...

Bunları görüyoruz, müşahede ediyoruz.

Bu itibarla toplumumuz bugün şekli olarak ibadetlere değil, fiili olarak mana itibariyle dopdolu, ihlâslı bir din anlayışı içerisinde yaşamalı.

Hele ki bu mübarek ayda…

Ki Kur’an ayı olarak anılan bir ay.

Onun için İslam’a hizmet yerine hıyanetlikler yapılıyor.

Zira Hadis-i Şerif var.

Resulullah Efendimiz (S.A.V) şöyle diyor;

“İkrê’ul Kur’ane vela te’kulu bihi”

“Kur’anı okuyun, ama Kur’an’la bir kazanç sağlamayın.”

Ancak ne var ki müezzinlik ücretleri, imamlık ücretleri söz konusu olabilir.

Veyahut Kur’anı talim eden, Kur’an derslerini verenler...

Onlar, ücret karşılığında ders verip para alabilirler...

Zira bunlar da olmasa Kur’an tedrisatı yapılmaz, cami cemaatlere kimse de gitmez...

Bu itibarla fıkıh buna geçerlilik meşruiyet vermiştir.

Ama en ihlaslı ve samimi anlayış, her ibadet ücretsiz olarak, menfaatsiz olarak yapılmasıdır.

Cuma akşamları, bayram akşamları, mezaristanda Kur’an-ı Kerim’leri koltuğuna alıp mezarlık ziyaretine gidenleri rahatsız edip de para koparma hali, kesinlikle yenilir yutulur bir hal değildir.

Kur’anı ve İslamiyet’i küçük düşürmektir, haramdır.

* * *

Bakınız, Akif şöyle diyor;

“İbret olmaz bize her gün okuruz ezberde

Yoksa hiç mana aranmaz mı bu ayetlerde

Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kur’an’ın

Çünkü kaydında değil hiçbirimiz mananın

Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına

Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kur’an şunu hakkıyla bilin

Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için..”

Bakınız, bu anlattıklarımızın özetiyle ilgili küpürleri sizinle paylaşıyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.


Bu Makale 5165 kere okunmuştur.