RANT SİNEKLERİNİ PARTİNİN BÜNYESİNDEN UZAKLAŞTIRIN! (III)

Evet, sevgili okurlar.

Dün ve bir önceki günkü yazımıza başlık olarak kullandığımız “RANT SİNEKLERİNİ PARTİNİN BÜNYESİNDEN UZAKLAŞTIRIN” ifadesi gerçekten siz değerli okurlarımızın çok dikkatini çekmiştir…

Çünkü sizlerden yüksek derecede geri dönüşüm alıyoruz...

Yazımıza başlık olarak bugün de aynı ifadeyi kullanmakla beraber, bünyesine bir iki kelime daha ilave etmek istiyoruz..

Sayın Cumhurbaşkanımıza arz etmek üzere de şu ifadeyi kullanıyoruz…

"Rant çetelerini kamu kurum ve kuruluşlarından uzaklaştırın…"

Elbette ki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın yüksek dehasına, iman ve inançtan gelen ferasetine bazı şeyleri sunmayı, biz medya kuruluşları olarak, bunu hizmet olarak telakki ediyoruz.

Memlekette olup bitenler ne ise onları elbette devlet büyüklerine aktarmak, bizlerin temel görevidir..

Ki sorumluyuz da!…

Takdir edersiniz ki, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, devlet büyüklerine "memleket meselelerini" aktarmak üzere, buradan çok konuları mevzu etmişizdir…

Kaleme alıp kamuoyuyla paylaşmaktayız…

Tabiatıyla Cumhurbaşkanımız her şeyin başında gelir...

***

Bakınız, sevgili okurlar.

Ülke gerçekten; "bazı kesimler" tarafından ablukaya alınmıştır…

Bundan dolayı da; "halk" çok büyük sıkıntılar çekmektedir…

Maddi ve manevi yönde.

İşte…

Rant şebekeleri.

Faiz lobileri.

Para babaları.

Parayı satarak para kazananlar…

Tefecilikten tutun da, faizciliğe kadar…

Fırsatçı faiz lobileri...

Sömürü düzeni oluşturan "Bankacılık" sistemi…

Artık bunlara “dur” denilmesi gerekir.

Zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanımız bu faizciliğin ve "bankacılık sisteminin" ne kadar kötü olduğunu dile getiriyor ise de…

Ne yazık ki bugüne kadar sadra şifa veren; bir netice alınmış değil..

Ki Cumhurbaşkanını dinleyen de yok…

Kendilerine göre "bir özerklik" ilan etmişler..

Faiz lobileri, sorgusuz-sualsız daha bir iştahlı faaliyetler yürüterek, rantlarına rant katıyorlar…

Faiz oranını bir iki puan daha nasıl artırabiliriz, planı içerisindedirler…

Cumhurbaşkanının istek ve arzularına rağmen; "hep karşı" plan uygulamaktadırlar..

Başta Merkez Bankası…

Resmi ve özel bankalar dahil…

Hepsi iştahlı, iştahlı bir şekilde "faiz lobisini" körükleyerek, toplumsal buhran yaratıyorlar…

Sömür de sömür...

***

Nasıl ki siyasette partilerin bünyesinde “Rant şebekelerinin” varlığı söz konusu ise..

Ki öyledir..

Bunlara da “Rant sinekleri” diyoruz.

Bugün bankaların, özellikle bazı özel bankalar dahil olmak üzere devlet bankaları da acımasızca faizcilik sistemini uyguluyarak "rant şebekeleri" oluşturmaktadırlar…

Hiç kuşkusuz ki, ülkeleri ve milletleri batıran, bitiren temel etken de "faizciliktir..!"

Ki en büyük günah işlenmektir.

Ve işkembeyi büyüterek göbek bağlamaktadırlar...

Memlekete çok büyük zarar vermektedirler…

***

Bakınız…

Bugün yazılı medyada şöyle bir başlık okudum.

"Bankacılık sistemi tüketimi körüklüyor... "

Gerçekten öyle…

Özellikle kredi kartlarının varlığı…

"Tam bir sömürü düzeni gibi…

Faizciliğin vampirliği gibi…"

Hortumlayan bir sistem; olarak halkın kanını emiyor..…

Asgari ücretlinin "maaşını" ödemekle yola çıkan bazı bankalar, adeta faiz lobileriyle iç içe çalışarak büyük kar vurgunu ve faizcilik unsurunu gerçekleştirerek; "kredi kartı" üzerinden, sülük gibi, milletin, çalışanın kanını emiyorlar…

Bu da elbette ki faizcilerin ve tefecilerin iştahını kapartmaktadır…

Gazetede yer alan haber aynen şöyle;

Dün açıklanan verilere göre Türkiye’de hiçbir sektörün elde etmediği kadar kar elde edenler; bankalar.

Bu yılın ilk beş ayında, geçen yılın aynı döneminde karlarını yüzde 12 artırarak 23 milyar 839 milyona ulaştırdılar...

Konuya ilişkin Akit Gazetesine özel açıklamalarda bulunan uzmanlar ise "bizi üretimden çok tüketim toplumu haline getirmek istiyorlar.?"

Toplumu iktisadi açıdan büyük zararlara uğratmaktadırlar…

***

Bu itibarla nasıl ki partilerin, özellikle iktidar partisinin bünyesinde rantiyeciler bulunuyorsa…

Ve bunlara dair, serzenişler söz konusu ise…

Aynı paralelde devletin resmi kurum ve kuruluşlarında, bankalarında, sözde yasa ve yönetmenlikler kapsamında, tabiri caizse büyük cepçilik yapılıyor…

İnsanlar, kuruluşlar sömürülmektedir...

Buna ne demek gerekir?

Nasıl adalet diyebiliriz?

Nasıl demokrasi diyebiliriz?

Nasıl hak ve hukuktan söz edebiliriz?

Gerçekten derinden derine düşünmek gerekir?...

Vatandaşın alın terini, adeta kazandığını "bu faiz lobisinin" tefeci anlayışı hortumluyor…

Ne yazık ki, oluşturdukları albenilerle..

Reklamlarla..

Kampanyalarla..

İhtiyaç sahibi olan vatandaşları..

Hele ki, sıkıntıya düşmüş, acil paraya ihtiyacı olanı "mıknatıs" gibi, sömürü ağına çekiyor…

İster resmi olsun, ister gayri resmi olsun, vatandaş der demez bankacıların, tefecilerin, faiz lobisinin kucağına itiliyor…

Batağa düşende zaten bir daha çıkamaz hale geliyor..

Elinde, avucunda olanı da kaybediyor…

Çünkü, faizin faizini bile ödetiyorlar…

Hal böyle olunca, nasıl hak, hukuk ve adalet nizamından söz edilebilinir ki?

Ne mümkün?

Cumhurbaşkanımız her zaman dile getiriyor…

"Fail lobisinin ne kadar; vampirleştiğini..!'

Ama kimse dinlemiyor.

Öyle ümit ediyoruz ki..

Yeni hükümet sisteminde; artık cumhurbaşkanını dinlemek zorunda kalacaklardır..

Cumhurbaşkanının da, tez elden bu vahim, kanserojen yaraya neşter vurması gerekir..

Özellikle bankacılık sistemini lağvetmesi lazım…

Ve piyasadaki arazi ve arsa çetelerinin hileli tezgâhlarına el koyması lazım…

Tüm bunları "gözetim altına" alması gerekir…

Takip etmesi ve hemen yasal işlemleri başlatması elzemdir.

Çünkü, vaziyet yıkıcı bir noktaya doğru ilerlemektedir…

Önü alınmalı..

En derin saygı ve sevgilerimle.