Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

13 İLÇE BAŞKANI NE OLDU?..

Doğru ya!..

AK Parti, Diyarbakır'da "13 İlçe Teşkilat Başkanının" istifasını imzalatıp, "görevden" el çektirdi..

Kaç hafta geçti?.

Ama hala, "yerlerine atanan, görevlendirilen" kimse yok?..
Neden?

Ve garip olan da, "görevden alınan bazı ilçe başkanlarının" halen, "İlçe Başkanıymış" gibi davranmalarıdır..

Tabiri caizse; oraya büroya "racon" kesercesine talimatlar yağdırıyor.. 

Hayırdır, neye hikmet bu hal-i durum!…

Görevden alınanlar, gerimi geldi?.

Yoksa, boşluğun fırsatı mı?

Biri, bilgilendirse de!…

***

OKUR SORUSUNA YANIT!…

Müdavim okurum soruyor?.. Diyor ki, "Neden; ehil ve liyakat sahibi olanlardan haz alınmaz, makam ve mevkilere getirilmesine, rıza gösterilmez?"…

***

Doğrusu!.. Soru, denir ya bugüne değil, asırların millet ve devlet nezdinde hep "kanayan yarası" olmuştur.. Ana etken de; "çıkar odaklı" anlayış olmuştur…

***

Çünkü.. Etki ve yetki alanın da.. Seçilen de.. Atanan da.. Görev tevdi eden de.. "Çıkar odaklı" anlayışıyla zehirlenince, hal-i vaziyet “ehliyetsizlerin” elinde kalır...

***

O kişi, ehil, liyakat, tecrübe, doğruluk, şeffaf, namus, haysiyet, hak ve hukuk gibi; "temel kavramları" zihninden çıkarır.. Tercihi, "kendine yakın, biat eden, dediğine laf etmeyen" kişiden yana olur..

***

Bilmem!.. Okurum sorusuna cevap mahiyetiyle, aktardıklarım onu tatmin etmeye yetti mi?…

***

REZİLSİNİZ, REZİL!…

Kusura bakmayın!.. "Ağzımı bozmak" zorunda kaldım.. Okuduğum haber.. Bakan Fahrettin Koca'ya gönderilen bir mektup.? Ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde de, yaşanan "sahte dezenfektan" skandalı gibi!…

***

E be reziller.. E be pislikler.. E be gafiller.. E be bilmem, neyin nesiler..  Alçaksınız, alçak…

***

Yahu, yediğimizden, içtiğimizden "tağşişle" para kazandıklarınız yetmedi, şimdi de "maskelere, dezenfektana" el attınız!.. Kolonyanın, dezenfektanın "sahtesini de ürettiniz ya?"…

***

Bırakın, bunu mahalle pazarına.. Garibana, yoksula, fakire "satmaya?".. Artık, hastanelerde bile, "sahte dezenfektan" satar oldunuz?… Hatta, kamu kuruluşlarına bile!… Eee, kabahat sizde değil, size o fırsatı verende, sizi "güvenli" görende?… Nokta..

***

KAHVECİ DOSTLAR..

Hayli sıkıntılılar.. Dertliler.. Öyle ya, "oyun yasak, oturma sosyal mesafeli, çay ve diğer içeceklerin pandemi kuralı.." Yani; "sinek avlar" haldeler.. Ve; "Açız.. Açız" diye çığlık atıyorlar… Peki bir çözüm var mı; yok!..

***

Ne gariptir ki!.. Hükümet, bir çok alanda "sosyal devlet" desteğiyle, "yardım elini uzatıp", sıkıntıları kısmi bazda, giderme gayretinde.. Ama gel gör ki, "Kahveci dostlara" bir şey yok..

***

Peki, Muhalefetin çözüm üretici ya da "sesleri olma noktasında" bir gayreti var mı?.. Ne yazık ki, varlığı "kaş yapayım derken" göz çıkarma misali.. Ne diyor, "sıfır, yeni kağıt açarsın, müşteri gelsin?.."

***

Dün, kahveci dostlar arayıp, dertlerini aktarırken, Bay Kemal'e de sordular.. İki çay'a bir "yeni deste kağıt açmak" nasıl bir ticaret?.. Bir kağıt destenin fiyatından, Bay Kemal haberdar mı?.. Astarı yüzünden pahalı!.. Müsriflik, çözüm mü?..

***

 

   

 İKİ YANLIŞ, BİR DOĞRU ETMEZ!..

Anayasa Mahkemesi eksenindeki "tartışma" tam da, bu hükmü içeriyor.. Bakıyorum, günlerdir, konuşuluyor, tartışılıyor.. Muhataplar da ha keza!..

***

Şöyle ki!.. Verilen bir kararın "gerekçesi" okunmadan, eleştirmek, üzerinde, yorumda bulunmak, "doğru" değil.. Ve anlamsızlaşır, söyledikleriniz de mana taşımaz!!.. Bu ilk yanlış..

***

Ancak, "mahremiyet" açısından vereceğiniz kararın henüz gerekçesini yazmamışken, ilk kararın sızdırılıp, kamuoyuna servis edilmesine, ses etmiyorsunuz!.. O'nu yorumlayan, konuşana laf yetiştirmeye çalışıyorsunuz.. Bu karşı yanlış..

***

İşte bu iki yanlış; der demez "doğru" olmayan bir sonuçla, şu kanıyı ikmale getiriyor. Siz yoksa, "hukuka uygun olmadığına" inandığınız kararı, "sızdırıp" kamuoyunun, tepkisine göre mi, "gerekçeyi" hazırlıyorsunuz.. Tabi karşı taraf ta, "ilk kararın" polemiğiyle, "gerekçeli karara" etki niyetiniz mi var?..

***

Neyse!.. Yazıya başlık koydum, "iki yanlış bir doğru" çıkarmadığına göre, Anayasa Mahkemesi de, "dün olduğu gibi bugün de" tartışılır noktada bulunuyorsa, "herkes aynaya bakmalıdır" der, bu gerilimden kaçarım!… Ama, "kararı sızdıranın" peşine düşmek lazım!..

***

 

AVRASYA ANKETİ!

Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, 19 araştırma şirketinin son 15 ayda yaptırdığı 57 anketin ortalamasını paylaştı…

Paylaşıma göre, kararsızlar dağıtılmadan AK Parti ve MHP'nin toplamda alacağı ortalama oy oranı 40.62 olarak hesaplandı.

Kararsızlar dağıtılmadan ortalamasına göre partiler şu oranlarda oy aldı:

PARTİLERİN OY ORANLARI

AK Parti: Yüzde 32.35

CHP: Yüzde 24.29

HDP: Yüzde 9.3

İYİ Parti: Yüzde 9.2

MHP: Yüzde 8.27

Karasızlar: Yüzde 14

Diğer: Yüzde 2.6

KARARSIZLARIN DAĞILIMIYLA

Kararsızlar dağıtıldığında ise partilerin ortalama oy oranları şöyle:

AK Parti: Yüzde 37.6

CHP: Yüzde 28.24

HDP: Yüzde 10.8

İYİ Parti: Yüzde 10.7

MHP: Yüzde 9.6

Diğer: Yüzde 3.02

Yapılan anketlere göre, olası Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan kararsızlar dağıtılmadan ortalama 39.9 oranında oya sahip. Kararsızların dağıtılması durumunda ise Erdoğan'ın oy oranı yüzde 46.1 olarak hesaplandı.

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Liyakatın değil, biadın değeri arttı..

Hayırlı cumalar...

 


Bu Makale 1288 kere okunmuştur.