BU BELAYI DEFETMELİYİZ!..

Şunu, iyi idrak etmemiz gerekir.. "Kovid-19" belasını "defetmeden" onunla yürütülen savaştan "zaferle" çıkamayız.. Ki yenilgiye uğradığımız takdirde; "sağlıklı bir yaşama, huzurlu bir hayata" kavuşmamız mümkün değil?… Beterin beteri bir hale düşeriz..

***

İşte hal-i durumumuz orta yerde… Günlerdir.. Hatta iki aylık zaman dilimini tükettik.. Konuştuğumuz, yaşadıklarımız, kaleme aldıklarımızın bilaistisna hepsi; "kovid-19’la" alakalıdır.. Halk deyimiyle; "içimiz, dışımız, çevremiz kovid oldu?".. Yetti artık, diyoruz!?.. Haklı mıyız?...

****

Öyle ya… Siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel, meseleleri artık konuşmuyoruz!.. Hak, hukuk, adalet, eşitlikte "yaşanan" çarpıklıkları ağzımıza almıyoruz!!.. Demokrasi, insan hakları, özgürlüklerin "tökezlenme" halinden bahsetmiyoruz!!..

***

Düne kadar hayat-memat deyip üzerine eğildiğimiz, siyasetin "kırmızı çizgileri" olan bir çok "milli meseleleri" dahi zihnimize getirmiyoruz... Hepsini bir kenara bıraktık..  Varsa yoksa "kovid-19" pandemi belasıyla, meşgulüz!… Elbette ki, vaziyet mecburi!.. Ve vahim bir "mahkumiyet" içermektedir!.. Tek istikamet; virüsü yok edebilmek!..

***

İşte, "sokağa çıkma" yasakları.. İşinden, aşından, ekmeğinden olan, yüzbinlerce insanın hal-i perişanlığı.. İş hayatı kilitlendi.. Sanayi, stop etti.. Esnaf, kepenk indirdi.. Kısacası hayat, "askıda" ve "kovid-19" belasına kapılmama adına; "dört duvara" mahkum bir yaşam söz konusu!!!…

***

Anlayacağınız; "can" derdindeyiz!.. İşte bu "can derdinden" kurtulmak, yeniden "eski hayatımıza" dönebilmek!… İş, aş, sanayi, esnaf, berber, kafe, manav, market, AVM'ler.. Kepenklerin açılması, makinaların şartellerinin kaldırılması için; "kovid-19" belasından kurtulmamız lazım!…

***

Bunun için de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği gibi; "biraz daha dişimizi sıkacağız.." Yani; sabırla, metanetle, tedbirlere, kurallara, yasaklara uymamız gerekir..


***
 

Peki, bu kadar çağrıya rağmen, hayati öneme haiz "kurallara" uyuyor muyuz!?.. Kural ve kaidelere riayet ediyor muyuz?!.. "Bu belanın" ölümcül olduğunu düşünerek, "hayat kontrolünde" bulunuyor muyuz?… Ne yazık ki, bir kesim insan görüyorum ki maalesef, "üç maymun" misali, görmüyor, duymuyor, konuşmuyor?… Kala almıyor.

***

Büyük bir sorumsuzluk.? Büyük bir pişkinlik içerisinde; olup-biteni görüp, kendince değerlendiriyor...


***

Önceki gün, şehri şöyle bir denir ya "kolaçan" ettim.. Gezdim, gördüm, baktım.. Birazda istişarede bulundum… Ne var, ne yok?" diye… Hayat nasıl, trafik akışı, alış-verişler nasıl yapılıyor diye!!…

***

"Sosyal mesafe" kuralına uyan var mı?. Maske takanlar var mı?. 65 yaş üstü.. 20 yaş altı olanlar.. Onlar, evde mi, sokakta, caddede varlar mı?.. Doğrusu, manzara her haliyle, vahim ve ürkütücüydü.. Sosyal mesafe mi?. O da ne der gibi; kimsenin umurunda değil..

***

Melikahmet, Balıkçılarbaşı.. Dağkapı.. Hele ki; Ofis semti.. Buralarda; "kovid-19'la" ilgili zerre-i miskal bir kural tanımışlık yok!.. Bağlar'ın Sento caddesi.. Sağlık Ocağı bölgesi… Gazilerin bir kısmı… Sanki pandemi, hastalığının bulunduğu bir il ve ülkenin parçası değilmiş gibi; herkes bir rahatlık ve rehavet içerisinde..

***

Ne diyeyim,  Perşembe günü gördüğüm manzara beni bir hayli irkiltti.. Diyeceksiniz ki, şehir merkezi böyle de ilçelerde durum nasıl?.. Vallahi, görüştüğüm bir çok kişi de sizin, dediğiniz gibi "ilçelerimizde de" durum aynı!.. Önceki yazılarımda, ifade ettiği gibi vaziyet; "İja korona" diyerek, vaziyet tiye alınıyor.

***

Tabi, hal-i durum der demez şu sorgulamayı da yapmıyor değil?.. Diyarbakır, "virüsün" görülmesinden, tedbir ve kuralların ilk anından itibaren; "en radikal, en tavizsiz, en acil önlemler" alan illerin başında geliyordu…

***

Özellikle İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu.. Valilik ve Belediye'deki "makam yetkisiyle.." Kurulan Pandemi Kurulu.. İl Hıfzıssıhha.. Kurumlar arasındaki, hassasiyet odaklı "koordinasyon?"… İlçe Belediyeleri.. Özellikle, Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu'nun bizat kendisinin "sahadan" hiç ayrılmaması…

***

Ki, bazı ilçe belediyeleri ve kaymakamların görev bilinci!… İl Sağlık Müdürlüğü.. Gazi Yaşargil ve Dicle Üniversitesi Kalp hastanesi.. Ki "Pandemi Hastanelerinde görev yapan hekimler, hemşireler, sağlık çalışanları?"… Beri yanda, "meslek" örgütlerinin, kurula dahil edilmeleri, kent adına alınan kararlarda "ortak aklın" fikriyatına önem verilmesi!…

***

İşte tüm bunların sahada etkili bir şekilde faaliyet göstermesine rağmen önceki gün gördüğüm o manzara; bana şunu söyletti… Bizim ne kadar da, "sorumsuz" insanlarımız var!. Yoksa; 40'a yakın "kovid-19'dan" kaybettiğimiz can olur muydu? Vakıa sayımız, her geçen gün artarmıydı?..

***

Hele ki, işi gücü sırf "muhalefet" olsun deyip, moral, motivasyonu çökertmek, insanların kafasını karıştırmak, bunalım üretici fikriyatları salya şeklinde akıtanların yarattığı, gerilim de ayrı bir bela!…

***

Gelirsek, şehri kolaçan ederken, şuuyu vukuundan beter bir halde, sorumsuzların yöneltiği sorular.. Dedikleri şu!..

Abi bu yasaklar ne zaman bitecek.. Kahvehaneler ne zaman açılacak… Abi saç-sakal karıştı, berbere ne zaman gideceğiz?. İşsiz kaldık, lokantamızı ne zaman açacağız?..

***

Anlayacağınız, özü itibariyle "ne zaman normal hayata döneriz" gibisinden gelen bir soru muhabbeti.. Benden, onlara giden cevap ne oldu derseniz!?.. Söylediğim şu… "Siz ne zaman, kurallara uyarsanız. İşin ciddiyetine varırsanız… Evinize dönerseniz.. Kendinizi izole ederseniz.. Sorumluluğun bilincine varırsanız... İşte o zaman; normale döneriz?"…

***

İlk sokağa çıkma yasağı öncesi, yaşadığımız o manzaranın etkisi, Diyarbakır açısından "vaka sayısındaki" artışta en büyük etken olduğunu bilmemiz gerekir.. O 3 saatlik zaman dilimi; bir kabus tüneli gibiydi!..

***

Perşembe günkü hal.. Ve o geceyi, alt alta koyduğumuzda, Pazartesi günü için şimdiden "endişeliyim..!" Öyle ya, 3 günlük "sokağa çıkma yasağı" dün itibariyle başladı.. Yazıya nokta koyarken, şehirden aldığım bilgiye göre; "sokağa çıkma yasağına" yüzde 90 civarında bir uyma, söz konusu..

***

Ama, Pazartesi günü için ürküyorum?… Sanki hiçbir şey olmamış gibi "hurra" sokaklara dökülecek olanlar olacak.. Bana bir şey olmaz.. "İja korona"… Bunlar, şunun, bunun oyunu deyip duranların, "sokak açlığı" nasıl frenlenecek, doğrusu çok merak ediyorum..

***

Sonuç itibariyle!.. Bireyler olarak silsile misali; eğer ki aylardır yürütülen mücadelenin zaferle sonuçlanmasını istiyorsak, "kovid-19" belasından kurtulmak istiyorsak, can kaybının yaşanmamasını istiyorsak, devletin ve milletin sosyal, siyasal, ekonomik yönde verdiği bedellerin heba olmasını istemiyorsak…

***

Hayatlarını ortaya koyan, Sağlık çalışanlarının, "şehitlerinin" kıymetini biliyorsak; "sorumluluğumuzu" bilmeliyiz..  O bir avuç sorumsuza da, insani ve vicdani noktada, vatandaşlık sorumluluğuyla; "oğlum bas git evine" demeliyiz!…

***

VEKİLLERİMİZDEN HABER VAR?..

Ey ahali, haberiniz olsun.. Vekillerimizden haber geldi... Hepsi.. AK Parti ve HDP'li, bilaistisna; 12 Milletvekilimizin tümü!.. Maşallahları var.. Kendileri şuan sağlıklı, huzurlu, mutlu bir şekilde; "EvdeKal" kuralına uyarak, “bol metrekareli” evlerindeler?.. Size de, haber gönderdiler..

***

"Bizi merak etmesinler.. Bizim rahatımız yerinde… İyiyiz.. Sağlıklıyız.. Her hangi bir sıkıntı çekmiyoruz.. Diyarbakır'dan gelen, süt, bal, yumurta, etle besleniyoruz.. Ev geniş.. Halkımız için kendimize iyi bakıyoruz… Kovid-19'dan kurtulalım, salgın bitsin hemen geleceğiz. Bizi özlediklerini biliyoruz.. Selam söyleyin!!!…"

***

Milletvekillerimizden gelen, mesaj ve haber bu minvalde.. Sizin, kendilerine söylecekleriniz var mı?.. Neyse; onu bana değil,  "yüzlerine"  siz söylersiniz?..

***

ÖZEL'E KARANTİNA ŞART..

CHP'ye önerim.. İvedilikle, Özgür Özel'i "kovid-19" kapsamında; "izole" edip, "karantinaya" alması lazım.. Çünkü, ağzından dökülen sözcüklerin "semptomları" fena bir şekilde; "siyaseti" geriyor… Psikolojik travmatik bir hastalığı, üretir hale geldi?..

***

Baksanıza, "demokrasiden, sandıktan, seçimden" söz etmiyor, diyor ki "Saray rejimini yıkacağız.." Hele ki, Bahçeli'nin, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a dair, "Müslüman Mahallesinde salyangoz satılmaz" sözüne verdiği cevap.. "Bu söz, Sivas katliamını" çağrıştırıyor..

***

Anlayacağınız, siyaset "Evdekal" dedikçe, bizim bir avuç "ija korona" deyip, kerameti kendinden menkuller gibi; "haşinlenerek" kendilerini yarı çıplak sokağa atıyorlar… Neyse; CHP kovid-19 kapsamında "karantinaya" alamıyorsa Özel'i bari "psikolojik" yönde, tedbir almalı.. Çünkü ipin ucu kaçıyor..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Ah Temel ah, bir laf ettin, ne bilgeliğin, ne reisliğin ve ne de dedeliğin kaldı?…