BU TİPLERİ NE YAPMALI?

Şu tipler var ya!.. Tam bir arıza-i durumlar.. Denir ya; "bırak ne halleri varsa görsünler?!. Ne yazık ki, bu kritik ve korona virüs evresinde, bir hayli "bela" misali faaller… İşte bu hali durumlarına karşılık acaba diyorum, böyle mi yapılsa!..  Kural tanımayan, tedbirlere uymayan, kendini "virüs" üstü görenler.. Yani kerameti kendinden menkuller, "karantina ve dezenfektan" alanından çıkarsak!.. Sahi yapsak, çok mu, "huzursuz" oluruz!… Yoksa, "Huzurlu mu oluruz?"…

***

Baksanıza bu tiplerin, ortaya koydukları manzaraya!.. Evde, çarşıda, pazarda, işyerinde.. Gazetelerin sütunları, TV'lerin ekranları.. Ki sosyal medyadaki paylaşım görüntüleri… Vakıa üstüne vakıa!… Dede, amca, baba, hala, teyze "evde kal" diye başlayan kampanyalara nanik yapanlara bir bakar mısınız!..

***

Görevli diyor ki; "Bak yaşlısın, yaşın 65 olmuş.. Evden çıkmaman gerekir.. Hadi evine.." Adam burun kıvırıyor.. Yaşı 80'e vurmuş olanlar da aynen! Ne olmuş ki?.. Saygıyla, hürmetle, merhametle "ne olur evden çıkma, sağlığın için.. Bak bir isteğin varsa; biz gelip karşılayalım" denilmesine karşı okunan mavallara bakar mısın!…

***

Ne diyor… "Benim yaşım, 63.. Nüfusta büyük yazmışlar.. Ben gencim.. Bana bir şey olmaz.. Biz ne korona, morona, kolera, korella, kolana görmüşüz.. Hava temiz, park güzel.. Bak, dostum da yanımda.. Aha da bir cigara yakıyorum.. Sen içiyor musun?…! İşte böylesi cengaver delikanlılar; ne yapılmalı?!…

***

"Ne bu korku, panik, abartıyorsunuz, bak ben dışardayım, bana bir şey olmaz" deyip, megalomanyak kesilip, "virüse karşı" reçete yazanlar!.. "Şu ilaç, bu bitki, şunu ye, bunu yeme, şunu yap, bunu yapma" tavsiyeleriyle, ahkam kesenler… Hele ki, bunu "ekran ekran" dolaşarak yapanlar var kı; "Aman Allah’ım.."

***

Bazı aymazlar da yok değil.. Varlar.. Sanki "virüsü yaşlılar yayıyormuşçasına" hava yaratıp, yaşlılarımıza karşı en iğrenç densizliklerini yapıyorlar.. Aklı kıt, beyinsizler bunlar.. Ki asıl virüsü yayan da, "o akıl yoksunu" kendini "delikanlı(!)" sanan, ahlaksızlar!…

***

"Ye, ye, kelle paça ye… Ne virüs, ne müris vız gelir tırıs geçer deyip. Bağışıklık kazanırsın" deyip, yaşıyla, başıyla, arz-ı endamıyla "virüs diyetini" inşa eden kocakarıların incileri.. Kendini "mucit" ilan edip; "ilacı ve şurubu bende" deyip, Sağlık Bakanına racon kesenlerin, attıkları ciritler!…

***

İşi, zenginliğe, fakirliğe, kapitale, burjuvaya sokanların, ikmale getirdikleri "siyasi" lümpenliklere bir bakar mısın!.. Eğitimli mi, diplomalı mı, zır cahil mi?.. Fikriyatı, tıpkı İtalya'nın ilk etaptaki hesabı gibi.. "Ölen ölsün, kalan sağlar bizim" diyen tavrı yapanlar..

***

Virüsü!.. Ki bu zümre, her krizi, felaketi, doğal afeti, yaşanan sosyal meseleleri "fırsat" bilip, ben milleti "nasıl kazıklayabilirim" fahiş fiyatla malımı nasıl satarım, bundan ne kadar "ekonomik kazanç" sağlarım, diyerek kendini yeryüzünün en "vicdanlı(!)" esnafı olarak, gösterenler!… Biri bin yapan, "ahlak yoksunları..!"

***

Hükümetin.. Devletin.. Sağlık bakanlığının.. Yani, sosyal, ekonomik yöndeki "destekleri" kapabilmek için, enva-i takla atan!… Zerre-i miskal, toplumsal bir desteği olmayanın dahi, kuyruğa girip paketi sürüklediği gibi bir de üzerinden afra-tafra yapanların, "iki yüzlü" zihniyetlerini, açığa vurmaları!…

***

"Virüs kaptım, perişanım, para verin, yardım edin" deyip, enva-i triplerle çakallık yapanlar.. "Evinizi ilaçlamaya geldik.. Dezenfektan yapılacak" deyip, "ev soyan" şeytan ruhlu hırsızların varlıkları… Sipariş bahanesiyle, "eli satırlı" gaspçıların türeyişleri…

***

Sağlık Bakanına.. Virüse dair alınan önlemleri.. Pandemi hastanelerinin faaliyetlerine.. Hayatını hiçe sayan hekimlere, sağlık çalışanlarına!.. Hükümetin her alandaki "seferberliğine" nasıl bir açık bulabilirim deyip, "kuzu postu giymiş" kurtların, ikide bir saldırıya geçişleri..

***

Maske yok.. Eldiven yok.. Kit yok.. Test yok.. Yani yok yok deyip, "üzerinde" tepinerek, var olan kritik süreci "toplumsal kaosa" dönüştürme gayretiyle; "biz sivil toplum örgütüyüz" ünvanıyla, kin ve garezle faaliyet icra edenler!.. Dayanışmayla, bütünleşmeyle "yahu ucundan bir de ben tutayım" demekten imtina edenlerin, sureti haktan görünme halleri…

***

İşi, şalgam suyuna!.. Hatta alkole getirenler!.. Duaya bile "laf edecek" kadar zibidileşenler… Namaza, camiye, ibadete kendince "libas" giydirenler.. Hele ki ölen ve pozitif çıkan, testleri alınan, şüpheli olanların rakamlarına dair, kendince keramet üretenler..

***

"Evde kal" kuralını yerine getirenlere, "tavsiyeler" sıralarken, şu kitap, şu müzik, şu oyun "denilerek" marketleri "adres" gösteren, gizli "reklam üreticilerin" zihin üreten metotları…

***

Hasılı kelam!.. Her biri "covid-19'dan" beter olan böylesi "tipli yaratıklara" diyorum ki gelinen aşama itibariyle ahalide, "ne huzur, ne istikrar, ne güven, ne yaşam ahlakı" diye bir şey bırakmadıkları için, "onları birer virüs" olarak, görüp.. Buna dair aşı üretmeye yönelik "zihnimizi" yorsak!..

***

Baksanıza!.. Bunların ortaya koydukları "salgından" dolayı, ölenlerin sayısı virüsten ölenlerin sayısını katlamalı geçti.. Sadece İstanbul'da "sahte alkolden ölenlerin sayısı 30'u" buldu!… Ki Dünya Sağlık Örgütü "covid-19'a dair ölüm oranını yüzde 1.4 olarak açıkladı.. Bunların yaydığı virüs, yüzde 10 ölümle "sonuçlandırıyor?"…

***

Sonuç itibariyle!.. Elbette ki, günün birinde bu virüsün üstesinden gelinecektir.. Korku ve kabus dolu günler geride kalacaktır.. Ama hafızalardan zilinmeyecek ve hep hatırlayacağımız ana travmatik hal; insanlığı ahlakıyla, vicdanıyla, hayat biçimiyle "ayaklar" altına alan, ne kadar zıvanadan çıktığımız olacaktır?… On gün, bugün yaşadıklarımızdan "utanılacak mı?"..

***

SİYASİLER!…

Hafta sonu kaleme almıştım.. "Siyaset evdekal" diye!.. Galiba onlar da, sokak sokak, park park gezen, peşinde görevlileri koşuşturan teyzede oluşan "daral" gibi; yine arz-ı endam ettiler…

***

Beyler!.. Şu lanetli virüs.. Şuan için, 3. dünya savaşından beter bir etkileşim içerisinde!… Çünkü devletler karşılarındaki "düşmanı tanımıyorlar, henüz çözmüş değiller?"

***

Ne tank.. Ne top.. Ne tüfek.. Ne de şu anki yerküresinde bulunan tüm "silahlar" düşman virüsle baş edemiyor!.. Kimyasal silahlar dahi!…

***

Herkes düşmanı "teşhis etmeye" çalışıyor.. Hal bu iken!.. Sizin parti parti deyip durmanız, siyasi mevzuları "gündemleştirmeniz" neyin nesi!…

***

Kasap, koyun misali!… Hele bi sakinleşin.. Eve geçin.. Düşman virüsün üstesinden bi gelinsin.. yok edilsin.. Ondan sonra; "sokağa çıkıp, kaldığınız yerden birbirinizi boğazlayın?"…

***

EN GÜZELİ BU!…

Önceki gün, "bırakın vatandaş konuşsun" haber ekibimiz Diyarbakır'dan bir görüntü izletti.. Görüntü, hanım bir eczacımızın aldığı tedbire dair!…

***

Eczane sakin.. Pek kalabalık yok… Ama önemli bir tedbir var.. ilaç almaya gelen'e "sosyal mesafe" kuralı uygulanıyor.. Birden fazla kimse içeri alınmıyor.. "Reçetesindeki ilacını alan" dışarı, çıkıyor.. Sonraki geliyor…

***

Özellikle, dezenfektan!.. Kolonya.. Ayrı bir ikram… İşte herkes böylesi sağlıklı, ve yaşamın zorunlu değişikleri ve kurallarına uygunluk içerisinde, hareket ederse!… Kutluyorum, eczacı hanımı!…

***

EVDEKAL DİYARBAKIR…

Ve biz de, bir kampanya başlatıyoruz.. Diyarbakır Söz olarak.. Ki kentteki, diğer yerel gazetelerimizin de işbirliğiyle.. Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu’nun öncülüğüyle..

Sloganımız şu..

EvdeKalDiyarbakır…

EvdeKal Türkiye..

***

Kendimizi, sevdiklerimizi ve ülkemizi koruyalım. Zorunlu olmadıkça, evlerimizden çıkmayalım!…

***

Haydi Diyarbakır diyerek; "EvdeKal Diyarbakır..” kuralına uyuyoruz...

***

GÜNÜN SÖZÜN…

Siz bilgisizliğinin aksine konuşandan korkun!…