BULUN O KATİLİ!…

Olay "insanlık dışı" vahşi bir cinayet!..

Şöyle ki, "eli kanlı katil" 7 çocuk babası.. 

Adı da, Aslan Karakaş!…

"Kurşuna" dizdiği kişi ise, 16 yaşındaki kuzeni genç bir kız!…

Emine Karakaş…

Peki, Emine'yi "kurşuna dizdiren" ve 138 gün yoğun bakımda "yaşam mücadelesini" kaybetmesiyle, son bulan "cinayetin" gerekçesi!…

Gerekçe şu; "evlenme teklifine" yani "kumalık talebine" karşı çıktığı için!…

***

Bakar mısınız; yaşananlara ve "ölümle" son bulan olaya!!!..

Akla ziyan bir hal-i durum…

Alçakça, sapıkça, hunharca, psikopatça, "genç bir kızın" hayalleri, "feodal anlayışın" ürünüyle "toprağa" gömülüyor!…

Ve vahim olan da, bu vahşiliğe ne yazık ki, bağnazca libas giydiriliyor…

Bismil'de vuku bulan olay; kentin gündeminde!..

Yerel gazetelerde çarşaf çarşaf, detayları yayınlanıyor..

Ki, Söz'ün dünkü manşetinde de yer aldı!..

"O katili bulun?"..

***

Feryat gözü yaşlı Emine Karataş'ın annesi, Nurcan'dan yükseliyor…

Ciğeri yanık, çaresiz ve yalnız!..

Feodalitenin, mahalle "terörünün" dehşetli cehaletine karşı diyor ki;

"Kızımın cenazesini köyüne götüremedim. Canım, ciğerim parçalandı?"

***

"Başka annelerin ciğeri yanmasın" diye haykıran Nurcan Karataş..

"Artık köyüme gidemiyorum..

O katili bulun..

Benim gibi annelerin ciğeri yanmasın…"

Kumalıktan" kurtulmak…

7 çocuklu yakınına "ikinci kadın" olmamak..

"Hayatının" kararmaması için…

Bir başkasıyla "evlenme" çabası içerisinde olurken katledildi Emine…

"Kanı heba" olmamalı!…

O da, diğer kadın cinayetleri gibi "erkek egemenliği" ve "feodal anlayışın" bağnaz düşüncelerin "kurbanı" olmasın…

Mahalle terörünün, aile meclisi denilen cehaleti öne çıkaran kararların "sonucuyla" kararan hayatların kervanına dahil olmasın!..

***

Çünkü, bu minvalde üstü örtülen her olayın "oluşturduğu" zincir, bir başka halkanın "oluşmasına" zemin ve teşvik edici oluyor!..

Onun için, anne Nurcan'ın can paresine ilişkin çığlığını; devlet-i aliye duymalıdır..

Bu kentin Valisi de..

Bu kentin Emniyet Müdürü de..

Bu kentin Jandarma Komutanı da..

Ve bu kentin seçilmişi, atanmışı, iktidarı, muhalefeti; "yaşanan bu vahşeti" görmezden gelmemeli!…

***

Bulun o katili, bulun o caniyi, bulun o alçak, eli kanlı şahsiyeti!…

Ki, aktığı kan "yerde" kalmasın!..

Adaletin önünde hesabını versin!…

Kimse, üç maymunu oynamasın!…

Nokta…

***

YILDIRIM KOÇ'U ÇARPTI!…

Aziz Yıldırım..

Fenerbahçe'nin "20 yıllık" mazisindeki Başkanı!..

"Efsane Başkan" lakaplı!.. 

Bizim de hemşerimiz..

Önceki gün kameraların karşısına geçti..

Ve Ali Koç'a, amiyane tabirle racon kesti..

Ama; "şehir çocuğu" gibi!!

Net, anlaşılır, samimi ve bir o kadar da "polemik" üretici, mevzulara girerek, "Koç dönemini" sorguladı!..

Aday değilim, rakip noktasında artık "sahadayım, susmayacağım, konuşacağım" dedi..

***

Yani; "çarşı karışacak.?!"

Ki öyle de oldu, hem içerden, hem de dışarıdan farklı kulvarlarda; Fenerbahçe "yokuş aşağı fren tutmaz haline", bayrak açıldı!..

Tabi bu çıkış, öyle görünüyor ki "Koç'u" kendine getirme, kendi öz eleştirisine yönelme ve sorgulama bazında, "ders" olacak, ki camianın da "suskun değil" konuşan olmasının yolunu açacak..

Sonuç derseniz!..

Hiçbir şey olmazsa da; Fenerbahçe hal-i hazırda "iç tartışmanın" yaydığı söylem ve eylemlerle gündemin birinci sırasında!..

***

CHP'DE NELER OLUYOR?..

Neler olmuyor ki!..

Vaki mi günü "vukuatsız" geçirmesi, ya da geçirtmesi!…

İşte içteki kaynayan kazanın, son taşma hali!!..

Yine partiden kaçış var..

İstanbul Milletvekili Sera Kadıgül Sütlü "istifa" etti..

Nereye gitti; TİP'e..

Yeni istifalar geliyor mu…?

Görünen o ki; CHP'nin "karışan çarşısı" manşetleri meşgul ettirmeye devam edecek!?.

***

İLK İCRAATI OLACAK?..

Kemal Bey deklare etmiş!..

 İktidara geldiğinde; "ilk icraatı" şu olacakmış…

"Suriyeli göçmenleri" geri gönderecek!..

Onlara sınır ötesinde, "barınaklar, evler, okullar, hastaneler" yapacak..

İş, aş, imkan sahibi yapacak..

Ekonomik kaynak da hazırmış!.. Dahası, "söz almış.."

Avrupa Birliği kendisine, "göçmenlere" dair, para gönderecekmiş!…

***

Sahi ya!…

Avrupa "bugüne kadar" verdiği sözü tutmuş mu?..

Malum, o kadar söz verdi, ama hala "sözünü yerine" getirmiş değil..

Hatta, "göçmenler" noktasında bütçeye dahi, uymamış…

Neyse, Bay Kemal söz almış..

Denir ya, hele bir iktidar olsun da!..

O zaman, " söz namustur" ilkesine, kim uydu kim uymadı bakarız!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

En güzel ironisidir dünyanın seni üzmek istemiyorum diyen herkesin hayatımızın içine lağım olması!..