Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

ÇAĞDAŞ MEDENİYET Mİ?

Yoksa.. Evet yoksa; "muasır medeniyet mi" diyelim!?!..

Ama ne medeniyetmiş şu "çağdaş medeniyet" denilen illet! Kep düştü, kel göründü misali; "yüzü, gözü, aklı" ortaya döküldü; nasıl bir "çürümüşlük" batağı bir Medeniyet olduğu!!… Çünkü, içi de, dışı da, hükmü de, ruhu da, kendini deşifre etti ki; insanlığa karşı "soysuzlukla" dolu bir "felsefesi" barındırıyor bu medeniyet!…

***

İşte, "korona virüs" denir ya alayının "ipini" pazara çıkardı? Kim neyin medeniyetinin peşinde, yıllar yılıdır, koşuşturduğunu!.. Vaziyet nice oldu misali! Hak mı, hukuk mu adalet mi, eşitlik mi, insan hakları mı, sosyal, ekonomik, sağlık ve kültürel devlet yönetimi anlayışı mı, yaşlı mı, genç mi, çocuk mu; "hak" getire? Halk deyimiyle; "ne mal oldukları, neyi bugüne kadar insanlığın başına bele ettikleri" olu orta yere, çıplak vaziyette seyirgahlığa döndü!

***

Enva-i iğrençliği, cibilliyetsizliği, sahtekarlığı, yalanı- dolanı, hileyi kendine şiar edinip, içinde barındıran "maddiyat odaklı medeniyetin yaşamı, sömürüye, kan ve gözyaşına" odaklı işleyen bir mekanizma olduğu!… Emperyalist bir medeniyet "muasır ya da çağdaş medeniyet" denilen bir virüs gibi; "varlık" gösterdiği…  İlletli Batı kültürlü anlayışının; taptığı, inandığı, sahiplendiği tek medeniyet "maddiyat" medeniyetiymiş!

***

Hele ki, bu anlayışa bir de; "insanlığın tek şansı, kurtuluşu reçetesi" diye, sunulması, bakılması, peşinde koşanların hal-i durumundakilerin "perişanlığı, bugün İnsanlığı sorgulamaktadır… Sokakta virüsten insanların kırılıp, yerlerde sürünme hali; ne medeniyetmiş dedirtiyor? Ve maddiyat odaklı medeniyet; "covid-19 karşısında" çaresiz!

***

Öyle ya!

Yıllar yılı; ülkemiz dahil olmak üzere Ortadoğu'daki, ülkelerin hepsi!!.. Ki hala da, "o ruhu ve celladına aşık olan şuursuzluğun peşinde koşma" halimiz!… Yani, bilaistisna Batı'nın "korona virüsün" bile, barınamayacağı, yaşayamayacağı; kültürünün peşinde koşup, Avrupa-i kültür diyerek; "bin yıllık, tarihimizi, kültürümüzü" kötüleyip duruyorduk! Çağdaş değil, "gerici bir medeniyet" denilip, duruluyordu!

***

Çünkü, maddiyatı önemseyen, ama maneviyatı zerre-i miskal kadar önemsemeyen, cibilliyetinde, karakterinde, hayat felsefesinde inanç ve değer ölçüsünü barındırmayan bir yaşam biçimiyle, hemhaldı.. 

Batı ve batı hayranlığına aşık olunmuş, "seküler" bir yaşam bağımlısı haline gelinmişti!!…

***

İşte bugün; "maddiyata" tapan o medeniyet, "bir damlacık" olan Covid-19 karşısında büyük bir çaresizlik içerisinde debelenip duruyor!

"O seküler" hayat "tövbekâr" olmuş!

Temizliğe önem veriyor..

İslam'ın "temizlik imandan" gelir, medeniyetine yönelmiş!

Eller, yüzler, vücut temizliği yapılıyor…

***

ABD'li Profesör.. Kendi halkına.. İngiliz Bilim adamı.. Alman hekimi! Kendi halkına, kendi milletine, devlet idaresine; “İslam'ın temizlik imandan gelir” inancı ve kudretine yönelip, tövbekâr misali elimizi, yüzümüzü, vücudumuzu, ruhumuzu temiz tutalım, "İnsan" olalım, diye öğütler veriyor!

***

Hâsılı kelam, diyorum!

Ki inşallah öyle de olacak..

Şu korona virüs illetinin, insanlığa karşı giriştiği "şer" durum; "hayra" vesile olur.. Çünkü insanlık; "maddiyat" odaklı medeniyetten "tez elden" uzaklaşacaktır.. Ve o insanlığı esir alan; "çürümüşlük" def olup gidecektir.. İnsanlık "tövbekâr" olur, o yıkıcı medeniyette bir daha geri gelmez!…

***

Ne diyoruz; yeni dünya düzeni!

İşte o yeni dünya düzeninde "medeniyet", "maneviyat" odaklı bir inşayla; kendini dizayn edecek!

Yoksa "kaybı büyük olur..."

 ***

 

 

RAMAZAN SAYFASI

Evet, sevgili dostlar!..

Ramazan-ı Şerif'e artık dahil olduk..

Bu akşam sahurda niyet edip, yarın da Allah'ın izniyle oruçlu olacağız.. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise kurtuluş olan Ramazan ayını bu yıl çok farklı ve alışılagelmişin dışında; geçireceğiz!

***

Malumunuz üzere, Covid-19'la yürütülen mücadele..

Salgına karşı, önlemler..

Diyanetin ibadethanelerle alakalı aldı karar.

Teravih namazları, toplu cemaatle namaz kılma, bilindiği gibi yasak.. Toplu bir arada bulunmak da yasak..

Yani ibadetler tamamen evde; "bireysel" odaklı olacak…

***

İşte bu yasaklar, bu yılki Ramazan'a çok farklı atmosfer geliştirecek!

Yaşananlar karşısında Gazeteniz Diyarbakır Söz de, bu minvalde her yıl olduğu gibi bu yıl da, Ramazan'a özel bir sayfa hazırlığı içerisinde oldu..

Ama bu sayfamız, alışagelmişin dışında olacak…

Ramazan-ı Şerif'in kültürüne odaklı bir yolculuk olacak…

***

Sohbetler.. Söyleşiler.. Makaleleler.. Ayetler… Hadisler.. Özlü sözler.. Ve siz okurlardan gelen; soru ve görüşlerin cevap bulacağı köşe! Camilerimiz, ibadethanelerimizin tanıtımı!

İslam tarihinden iz bırakan olaylar da, sayfamızın konuları olacak…

Kısacası; "evde kal" sloganıyla Diyarbakır Söz, Ramazan'ın ibadetiyle, sizler için hazırlayacağı sayfayla; rahmeti, bereketi ve kurtuluşu yakalamanın gayretiyle, mübarek ayı tamamlayacağımızı umuyoruz!

***

SİYASETTEN UZAK!

Öyle ya, bir önceki Ramazan-ı Şerif'te, "siyasilere" çok şeyler söylemiştik..

Aman ha aman; ne olursunuz "iftar öncesi" ya da kısa süre kalırken; "ekrana" çıkmayın, polemiklerinize bizleri alet edip, sinir gerilimine yol açmayın!

Azıcık "sükût" edin!

***

Mümkünse bir meramınız, ya da iki kelam etme halvetiniz varsa, onu iftar sonrası, ama teravihi de kıldıktan sonra arz-ı endam edebilirsiniz…

Size, sahura kadar mühlet!

***

Ne olur, kelli, felli, beş yıldızlı, çok yüksek menülü "iftar" sofralarıyla, "bu ne israf" demeyi de bize söyletmeyin…

Yani etmeyin, eylemeyin, deyip durduk…

***

Peki, yarın idrak etmeye başlayacağımız Ramazan-ı Şerif'e dair, siyasilerimize söyleyeceklerimiz var mı?

Doğrusu pek yok; "çünkü sokağa çıkma yasağı var, birbirlerine laf yetiştirme gibi, hal ve halvetleri yok?"

***

Yani her şey; "eve" kilitli… İkide bir kameraların karşısına geçme, grup toplantıları, meclis trafiği, şu açılış, bu temel atma, ya da parti toplantısı, MYK gibi siyasi faaliyetler; "askıda… " Salgın var, virüs var, korku var, panik var, endişe var…

***

Neyse!

Bu Ramazan'da "evde kal, sağlıkla kal, huzurla kal" diyerek; siyasilerimize "siz evde misiniz?" diyelim!

***

23 NİSAN…

Ne diyorduk?

"Neşe doluyor insan"…

Ne hazin ki, bugün "pek neşeli" değiliz..

Çünkü evdeyiz!

***

Bugün, Reis'in koltuğunda bir çocuk oturamayacak.

Ki Meclis Başkanının da..

İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun koltuğuna da..

Tabi bir de Belediye Başkanvekili olması münasebetiyle; Belediye'deki koltuğuna da oturan bir çocuk olmayacak…

***

Ve o çocuklar, büyüklerine, oturdukları koltukların muhataplarına "yüreklerindekileri" söyleyemeyecek.. Öğretmenlerinin, onları öğütlediği "bir isteğimiz var" diyemeyecekler…

***

Ve tabi ki; o koltukların asilleri de "isteklerine, beklentilerine" elbette ki, diyemeyecek, o sohbet, o neşe veren görüntüler, tablo oluşmayacak?

Olsun…

***

Ama biz neşemizi, moralimizi bozmuyoruz.. Büyük ve güçlü bir topluluğun parçası olduğumuzu hissetmeye, hatırlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacım var bugün…

***

Evet, evimizde, balkonumuzda; bayraklarımızla, balonlarımızla, "yarınlarımızın" nesilleriyle "coşkumuzu", sevgiyle, birlik ve dirlik içerisinde, dayanışmayla gösteriyoruz..

***

 23 Nisan kutlu olsun, tüm çocuklara selam olsun!?

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Gerçeklere gözünü kapatan kişi, aslında "hayatını" karartan kişidir!

 


Bu Makale 1267 kere okunmuştur.