CEMİL ABİ, AYNAYA BAK AYNAYA!…

Hangi Cemil abi demeyin!..

Ayıp olur?..

Binde bir dahi olsa; "Cemil abi" kelimesi geçiyorsa!..

Bilmeniz gereken odur ki, "O Cemil" bizim; Cemil Çiçek abidir..

Yoksa, "itirafçı Cemil değil.."

Ya da, sinemacı Cemil hiç değil..

Yahut, "İpekçi" Cemil..

Cemil Çiçek…

Yılların adamı..

Adalet Bakanlığı..

Meclis Başkanlığı..

Ve tabi ki, kesintisiz bir ömürle Milletvekilliği yapmış bir zat!!..

Şimdi, Cumhurbaşkanı'nın "istişare" heyetinde!…

Unutulur mu?..

Cemil abi..

Mülakat vermiş, Sedat Peker'in "dizi videolarına" dair..

Demiş ki..

"Binde biri bile doğruysa felakettir..

Sıkıntıdır..

Binde birken önünü almazsanız bu yüzde bir..

Sonra onda bir…

Sonra bi bakarsınız ki, bütün vücudu kaplamış!..

Savcılar gereğini yapmalı…"

***

El hak..

Savcılar gereğini yapmalı..

Soruşturmalı..

İncelemeli…

Hadise nereye gidiyorsa gitsin..

Kime uzanıyorsa uzansın…

Tavizsiz; "o binde bir olasılığa" ulaşmalıdır!..

Buna itiraz eden yok..

Olamaz da..

Eden varsa, muhakkak ki "altı" yaştır, aynı lağımda gezinendir!

Ya da zihni kirli ve kilitli..


***

Neyse!…

Benim kafamdaki deli soru, Cemil Abi'nin geçmişi!!!…

O'nun için; "aynaya bak aynaya" dedim..

Eğer ki Peker "biletim yandı" diyorsa..

Eğer ki Peker "mahvoldum" diyorsa..

Eğer ki Peker "90'ları" konuşup duruyorsa..

Eğer ki Peker bu kadar teferruatlı dile sahip olmuşsa!…

Ve yine Peker bu kadar "nüfuz" edicilik gücünü elde etmişse!…

Palazlanmışsa..

Salt Türkiye değil..

Türki Cumhuriyetlerinde, Arap ülkelerinde bile dal budak salmışsa!...

Tüm bunlar; "şıp" diye olmadı?..

Muhakkak ki, geçmişi var…

Ki o geçmişe bakıldığında Adalet bakanlığı koltuğunda oturan kim vardı?..

Kim oturuyordu!…

Sahi ya Cemil abi o koltukta bulunuyordu?..

Öyle değil mi?

Eee sormak gerekmez mi şimdi Cemil Abi'ye!…

Abi be…

Sen Bakan değil miydin o dönemde?..

Emrinde binlerce savcı vardı..

Emrinde binlerce kolluk kuvveti bulunuyordu?..

Yargı elindeydi…

O gün..

O yıllarda, bu zatın bugün "söylediklerinin" binde biri dahi olsa, "bilinmiyor muydu?"..

Ya da, niye bilinmiyordu?..

Ki biliyorduysanız, neden gereğini yapmadınız?!…


***

Ha bu arada!..

Peker yaş itibariyle "torununuz" yaşında!…

Olmazsa da, çocuğunuz yaşında..

O biliyordu da, siz nasıl bilemiyordunuz ki Adalet Bakanı olmanıza rağmen!!.

Siz değil…

Sanki Peker bu ülkede bakanlık yapmış gibi!..

"Her şeyi biliyor?"..

Ama siz fransızsınız!..

Yeni duymuş gibi..

Peker söyledi de, öğrendiniz gibi!..

Diyorsunuz ki;

"Binde biri doğruysa da.."

Doğrusu..

90'ların,

2000'lerin dönemine odaklı ekseriyetiyle "zaman aşımını" içeren, Peker'in beyanları, deşildikçe!..

İbre farklı dönemleri sorgulamaya alıyor..

Özellikle, Cemil abi'nin "koltuk işgalinde" bulunduğu dönemler!..

ANAP dönemi..

ANA-YOL'un hükümeti döneminde, "Adalet Bakanı" değil miydiniz?..

Neden o gün; "binde bir durum" vardıysa da!..

Savcılar; "gereğini" yapmadı?.

Ya da, siz gereğini yapmadınız?.

Kıbrıs'ta Gazetecinin öldürülme olayı..

Kutlu Adalı vakıası!..

Ve senaryosunun, Ankara'da organize edilmesi…

Hepsi, 1996'da idi!..

***

Netice itibariyle…

O dönemin, "irdelenmesi" gerekmez mi?

Bir irdelense..

Bir Güneydoğu'ya odaklanılsa..

Cinayetlerin..

Faili meçhul olayların..

Katliamların..

Suikastların..

Fişlemelerin..

Görülür ki, kimler kimlerle saf tutmuş!..

Kimler terörü azdırmış..

Kimler, ülkenin yarınlarını "karanlık" kılma adına gözlerini kapatmış..


***

Üstadın bir sözü var..

Derdi ki;

Türkiye'nin aydınlık reçetesi..

Güneydoğu'yu ğark eden 90'ların "üzerine" çekilen şalın kaldırılmasıdır…

Eğer ki, o şal kalkarsa..

Türkiye'nin huzuru da, güveni de, aydınlığı da sağlanmış olur..

Yoksa, "o karanlık" hep yeni karanlık yaratıcıları üretir..

Savcılar soruştursun..

Doğrusu, "bir neşter" vurulursa..

Kimler görevi ihmalden..

Kimler Yüce divanda yargılanmaz ki..

Son sözüm…

Cemil Abi "aynaya bi bak aynaya!…"

Önce geçmişte işgal ettiğin koltuğun hesabını bir ver..

Sonra, keramette bulun…

Tuzak ifadeye, tuzak değerlendirme abesle iştigalinizdir!?..

Lakin, samimiyet ve ihlas yok!…

 

***

SANDIK EĞİTİMİ!..

Vallahi kafam fena karıştı…

Şimdi..

İktidar partisi diyor ki;

Erken seçim yok..

Baskın seçim olmaz..

Seçim, 2023'te..

Yani seçim zamanında, gününde yapılacak…

Beri yanda, muhalefet..

Erken seçim diyor..

Bunlar baskın seçime hazırlanıyorlar..

Ve seçim olacakmış gibi, artık sahada geziniyoruz..

Tam da bu ikilemi çözmeye çalışırken..

Karşıma çıkan bir tablo..

AK Parti, "Sandık Görevlilerini" şimdiden "Eğitim Kampına" aldı..

Diyarbakır'da yoğunluk var..

Seçime iki yıl var..

Ama şimdiden; "Sandık görevlileri" eğitime alınıyor..

Partililer "seçim hazırlığımızdır" deyip atıyorlarsa da!..

İş fena şekilde; "kafa karışıklığı" yaratıyor..

Bu işin içinde; "iş var" diye!..

Sizce…

***

YAVAŞ'IN SU ZAMMI?..

Azıcık insaf..

Azıcık sözünün eri ol denir ya!..

Mansur Yavaş da böyle bir işe imza attı…

Suya, yüzde 80 zam!..

Sinan Burhan'ın dediği gibi..

Üç kez AK Parti ve MHP'lilerin "reddettiği" su zammını, CHP ve İyi Partililer kabul ettirdi..

Yani Ankara artık suyu yüzde 80 zamlı tüketecek..

Bu arada..

Gözlerim, Ak Partili.. Ve Kayyım belediyelerinin yüzde 20-25'lik zammına gösterdikleri; "infial…"

Ankara için..

Mansur Yavaş için gösterecekler mi?.

Millet aç diye atılan naranın sahipleri..

Şimdi, milleti susuzluktan "kırıp geçirecekler?"..

***

GÜNÜN SÖZÜ

 

Seçim, bir ‘son’ mudur yoksa ‘taze bir başlangıç’ mı?