Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

CEVABIM NET!…

Son günlerde, il dışından arayan dostlar.. Sanki, "ağız birliği" yapmışcasına; meraklı meraklı soruyorlar.. Söze ilk olarak, şu cümleyle giriş yapıyorlar.. Tabi soru mahiyetiyle.. "Selam.. Diyarbakır'da neler oluyor, neler?.. De bakalım, ne oluyor, ne bitiyor, kim ne yapıyor?"…

***

Garip bir hal-i vaziyet!… Öyle ya.. Eskiden arayanlar, söze ilk olarak "Diyarbakır'da ne var, ne yok?" diye girerlerdi?. Biz de; iyilik güzellik, sağlık der, dertleşmenin koyuluğuna doğru adımlar atardık.. Karamsarlık, diye bir fikri beyan olmazdı?"..  Ama şimdi; iki yönlü bir buhran var gibi!…

***

Ki, bendeki mevcut yaşanan ve yaşatılanlara dair cevap net!… "Vallahi ne diyeyim" diyerek söze, anlamlı bir ruh haliyle, giriş yapıyorum!?.. Ve; "Diyarbakır'da ne olmuyor ki, neler yaşanmıyor ki" diye cümle kuruyorum.. Satır aralarını da, genişletiyorum!!?

***

Sonra da, o beklenen yanıtı veriyorum!… "Her türlü çıkar odaklı organizasyonlar oluyor?.. Ki bini bir para halinde, yaşanıyor?.. Ama velakin etkili ve yetkili zevat, olup-bitenden be haberdar, davranıyor ne hikmetse?" diyerek, sohbeti noktalıyorum…

***

Denir ya, arif olan anlar.. Sizce, bizim dostlar, ariflik noktasında anlamışlar mıdır; Diyarbakır'da "neler olmuyor ki?" yanıtıma!!?… Ya da, "rant çarkını döndüren organizatörlerin, birilerinin "icraatlarından" haberdar olduğuna vakıf mıdırlar?…

***

ŞİRAZETTEN ÇIKANLARA AŞI VAR MI?..

Yaramazlık mı?.. Haylazlık mı?… Her ne derseniz bilmem.. Ama velakin ben bunlara; "sizin şirazeniz kaybolmuştur" diyorum!… Ve azıcık "ahlak" terbiyesi, almaya davet ediyorum!?… Öyle ya; her sözlerinin bir sonraki cümlesi, "kıç döndürüyor" da!…

***

Aylarca tutturdular!… "Aşı nerde?".. Ne zaman "aşı gelecek?"… Dünya ülkeleri aşı oldu, Türkiye hala "aşı, aşı deyip" geziniyor?… Sonra, "Çin aşısı mı, Alman aşısı mı, ABD aşısı mı" diye, laf ettiler?… Doz oranı, gelen aşı miktarı üzerinde sözde "bilimsel" takıldılar…!!

***

Test amaçlı gelen; aşılara ne dediler?.. "Saray yandaşlarına, milletvekillerine, AK Partili ailelere, eşe dosta" yapılıyor, diye valse kalktılar.. Burda maya tutmayınca, olup bitenin "suniliğini", iktidar yapıyor diye üzerlerindeki çamuru, attılar!?..

****

Ve, aşı gelince!… Ki, aşı geldi…  Sağlık çalışanlarına "Bismillah" denilip, başlanıldı.. Peki, bizim "şirazeden çıkmışlar" bu kez, "aşının ilk kim, son kim" olacak sıralamasıyla alakalı başladılar salya akıtmaya!…

***

Çin aşısı güvenilmez!.. "Güven testi" yapılsın..  İlk olarak da "devletin başı, bir aşı olsun görelim?" dediler!.. Erdoğan, huzura çıktı.. Aşı olan Sağlık Bakanından bir gün sonra, kameraların karşısına geçip, "aşısını" oldu.. Mesajını da verdi; "tüm siyasi parti liderlerini, aşıya davet ediyorum" dedi..

***

Ki, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca "Parti liderlerini" tek tek arayıp, "size öncelik veriyoruz, buyrun gelin aşınızı olun?"..  Peki, şirazeden çıkanların kıç atma, kılçık sallama dönüşleri bu kez; "beyefendinin ne ayrıcalığı var" diye, söylenmeye başlandı…

***

Ha bu arada!.. Birlikte yol yürüdüklerinden bazıları; "işin ciddiyetiyle" tıpış tıpış gidip aşı olurken!.. Öncülük rollerini de yerine getirdiler.. Bizim şirazeden çıkanların komuta kademesindeki Bay Kemal, ne demeye başladı?.. Önce, "gider aşımı olurum" dedi.. İki saat sonra, "Ben gitmem.. Vatandaş olarak sıramı beklerim.. Önce, sağlık çalışanları olsun…"

***

Bakalım belki, haftanın ilk günü "mutasyona" uğrayan zihniyle, yeni bir söylem geliştirebilir.. Mesela; "Bu aşı, bizi mutasyona uğratmasın" gibisinden.. Benim buna dair cevabım şu.. Ah ki ah; "şirazeden" çıkma haline derman olacak bir aşı var mı…? Aciliyet istiyor.. Çünkü; "Kovid-19'dan daha tehlikeli bu hastalık?"

***

SİYASETİN DE ŞİRAZETİ ÇIKTI?..

Siyasetçiye "şiddet" ilk değil.. Ki son da olmayacak… Ama; hazin olun şudur ki, "ders-i ibret" alma yok!… Yani, "Kellim kellim ya yenfa.." Yaz, söyle, anlat boş!…

***

Çünkü, siyasetin ve siyasetçilerin dilleri, politikaları, söylem ve eylemleri tamamen "şirazesinden" çıkmış, bir ruhla, şiddeti, öfkeyi, kavgayı, saldırıyı; benimser noktada!.. Hizip, hasım, kutuplaşma mahirliğiyle; "ateş" körükleniyor..

***

Önceki gün, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a.. Ki, aynı saldırının planlayıcılarının hedefinde olan Gazeteci Orhan Uğuroğlu'na; "eş zamanlı" saldırı?.. Şirazesinden çıkan siyasetin; en bariz sonucudur?..

***

Siz rakibinizi alt etmek için "siyasetiniz" alternatif üretici olsun, deyin onlar "şiddeti" ikmale getiriyor.. Siz, rakibinizi alt etmek için "siyasi tartışmanın" yeni yollar açacağını ifade edin, onlar "kaba kuvveti" benimsiyorlar.. Siz rakibinizi alt etmek için "eleştirisel" yaklaşımdır, kendini ifade etmek dersiniz, onlar "silahlı sopalı" vandallığı, icra ederler!?..

***

Failler belli, siyasi fikriyatları da açık!.. Sonuç itibariyle; "siyaseti sokak terörizmine" çevirenler, yaşanan saldırı bir bütünlük arzıyla!.. Nefretin en yüksek dozuyla, kınama, lanetlemek gerektiğini, hep birlikte haykırmalıyız!.. Bugün sana, yarın bana!… Klişeleşen slogan neydi; "susma sustukça sıra sana gelecek?"…

***

GÜNÜN SÖZÜ

 Geldiğin yeri unutmuşsun ama gideceğin yer sana bunu hatırlatacak.


Bu Makale 1282 kere okunmuştur.