Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

DEMOKRASİ'NİN ÇAPINI GÖSTEREYDİLER!!!…

Sahi ya; Başkan Erdoğan, "yurt dışı" gezilerine "muhalefet" partilerin "liderlerini" neden dahil etmiyor!?..

"Birlikten güç doğar" ilkesiyle; iktidar ve muhalefetiyle "milli duruş" sergilenme, gayreti gösterilse fena mı olur?…

Ki, "eşlik etseler" demokrasi adına "özgürlükçü" bir kazanım olmaz mı?..

Bence olur!…

Mesela; şu NATO zirvesi..

Brüksel "temaslarına", müdahil olabilirlerdi?..

Bay Kemal de, Bayan Meral de…

Yanlarına, kimi dahil ederseniz o da sizin bileceğiniz bir iş!..

Bir taraftan Erdoğan'ın "liderler" zirvesi, diğer taraftan muhalefet parti liderlerinin, "temasları?"..

Mükemmel bir kadro oluşurdu..

Ve tabi ki, çoğulcu, özgürlükçü, paylaşımcı bir "demokrasi" kültürünü de geliştirirlerdi?…

En önemlisi de, "iç siyasetteki" o itici, kaos üreten anlayış, "dış ve içteki" yıkıcı unsurların olası faaliyetlerine de; "set" olunurdu…

Yani; milli ve yerli bir ruh gelişirdi?..

***

Biliyorum, diyorsunuz ki sizinkisi "temenni" olduğu gibi, "havanda su dövmedir?"..

Çünkü, muhalefette "özgürlükçü demokrasi" yok...
Hele ki, milli ve yerli kültürünün zerre-i miskal, varlık göstermesi ise hiç yok!..

Çoğulcu değil, tekçidir!…

Diyorsunuz ki!..

Eğer ki, Erdoğan özellikle Kılıçdaroğlu ve Akşener'i "yurtdışı gezisine" dahil etmiş olsaydı; "yıkıcı bir organizasyona" imza atarlardı…

Erdoğan, Liderlerle görüşürken, onlar "Erdoğan'ı nasıl devirebiliriz, kimler bize katkı sunabilir, nasıl bir organizasyon geliştirebiliriz" yönünde; "lobi" yaparlardı?…

Özellikle, Erdoğan'ın "birebir" görüştüğü liderleri onlar yakın takibe alırlardı..

Bir taraftan Kılıçdaroğlu diğer taraftan Akşener..

"Baş başa görüşmelerinde" Erdoğan'ın, Türkiye'deki faaliyetleriyle, yatırımlarıyla, stratejileriyle alakalı; "bilgilendirmede" bulunarak, "nasıl engellenebileceğine" dair, rota belirlerlerdi?..

***

Stratejik önemi büyük olan, İstanbul Kanalı'yla alakalı; Avrupalı liderlere "istihbarat-i" bilgiler verirlerdi..

Dış krediyi "nasıl" engelleyebiliriz noktasında, zihin eforunda bulunurlardı?..

İngilizlerle, Fransızlarla, Almanlarla "döviz kuru" üzerinden, operasyonel güç kaybını, yıkıma dönüştürebiliriz diye istişarede bulunabilirlerdi?…

Erdoğan'ı "alaşağı" etmek adına umutlandıkları, medet umdukları Biden'le görüşürlerdi?..

"Bizi ne zaman iktidara getiriyorsunuz" diye sorarlardı..

Tabi ki, Erdoğan'ın anlattıklarını, söylediklerini, hediye etiği kitabı, mavi dosyaların muhtevasıyla alakalı; "gizli istihbarı bilgilerin" provokasyonuyla, anlamsızlaştırabilirlerdi?.. 

Biden’a derlerdi ki..

Aman Şu Erdoğan'a dikkat et..

Kasımpaşalı "sol kroşesi" öldürücü…

İdmanlarını "kankası", Rus Lider Putin'le yapıyor..

Aliyev'le, ikiz kardeş..

Bakın ne diyorlar; "iki devlet tek millet?"…

Şuşa imzası; toprak büyütmektir?..

Suriye'de, Libya'da, Afrika'da "askerlerimiz" heba oluyor…

***

Siz, Putin'i "uyarın", Avrupalı dostlarınıza söyleyin!..

İran'a "göz kırpın?"…

Mısır'a, komut verin..

Bağdat ve Şam'a, selam gönderin!..

Bizdeki, "yeraltı, yer üstü" yandaş ve Candaşlara da, "lojistik" destek verin!..

Artık; "el birliğiyle" Erdoğan'ı devirmenin "zamanı gelmiştir" derler!…

Doğrusu; tüm bunları yaparlar..

Gariplik yok..

Çünkü, siyasetteki faaliyet kulvarları, felsefeleri pervasız.

Nitekim, Türkiye'nin coğrafyasında, alenice mahirliklerini bu minvalde sergiliyorlar..

Netice itibariyle, yine de Erdoğan'ın "mevcut muhalefetteki" zat-ı muhteremleri yanlarına alıp, yurtdışına götürmeleri gerekirdi?…

Hatta, "mızıkçılıklarla" partilerinden ayrılıp, kurdukları particiklerin başındakileri de, dahil ederek!..

Velhasıl, onları tüm dünyaya "tanıtacağı" gibi, Türkiye'nin yüzyıllık "demokrasisinin" ulaştığı çapı, görmelerini sağlardı?…

Muhalefetin; "çoğulcu, özgürlükçü, katılımcı, milli ve yerli demokrasi(!!!)" yedi düvele anlatma fırsatı, olurdu…

Ama kaçtı; o fırsat…

Neyse, bir dahaki sefere Başkan Erdoğan, öneriyi aksiyona dönüştürebilir düşüncesiyle, not düşelim…

***

BATININ KARİYERİ!…

Ah şu batılı dostların(!) utanmazlığı ah!..

Bir değil, bin kere değil; milyonlarca kere, aynı utanmazlık!..

Pervasızca, sergiliyorlar ..

Çünkü, "ar" yok..

Tabi, o "utanmazlıklarına" liderleri, siyasileri, kadar medyası da, dahil!..

Ancak hazin olan şudur ki, içimizde "onlarla iş tutan" ve onların utanmazlıklarını kendilerine "şeref ad eden" zavallıların var olması!…

Bakar mısınız, "bir saniyelik" tek karelik pozisyon üzerinde; kendilerince icra ettikleri "algı operasyonu?"…

Neymiş, Erdoğan, ABD Başkanı Biden'in "elini öpmek üzere" hamlede bulunmuş?..

Tam da "öpmek üzereyken" bu kare çekilmiş?..

Üç gündür, yabancı medya kadar, bizdeki zavallıların sosyal medyalarının da gündeminde, "elden ele" ortalık malı misali, zevk salyaları akıtılıyor…

***

Dedik ya; utanmazlık, arsızlık ve pervasızlık!..

Bunların alayının ruhuna işlemiş..

Hedef, Türkiye ise "daha bir azgın, daha bir şuursuzluk" var..

Bizdekiler de, Erdoğan gitsin, Erdoğan itibar kaybetsin; "koy ülke ve millet yangın yerine dönsün" diyorlar..!!

Görüntüler, baştan sona kamuoyuna yansıdı!..

Erdoğan bir dünya liderinin ötesindeki, "duruşu" takdire şayan!…

Oturmuş, liderlerle görüşüyor..

O esnada, Biden'in kendisine taraf geldiğini görüyor..

Pandemi selamlaşması dediğimiz, "dirsek dirseğe" tokalaşmayı yapmak üzere Erdoğan nezaket kuralları içerisinde ayağa kalkarken, Biden yanına yaklaşıyor..

Hepsi bu!…

İşte, batının utanmaz siyasileri, batının utanmaz büyük(!) gazeteleri ve bizdeki batıla biad edici kefereler, bula bula bu ana dair" dondurulmuş, tek kareyi bularak, bunun üzerinden kendilerine has  "kariyer" icra ediyorlar!…

Rezilceeeee!…

***

OKUR MERAKI!..

Soruyorlar..

"Sağlıktaki" hal-i durum nedir?..

Gazi Yaşargil deki "Başhekimin" alınmasının "sırrı" çözüldü mü?

 Hastaneyi ablukaya alan; "müfettişlerin" incelemeleri ne aşamada?

Ve yerel medyanın bir kesiminde, ağızbirliği edilerek; "geçmişe dair" iddialara odaklı, "haberlerin" yer alması!..

Yazılarda, hedefin İl Sağlık Müdürü seçilmesi!..

Karşılıklı "operasyonel" intikam!…

Bana ha, al sana misali!..

Kısacası, "sağlık kulvarında" tarafların birbirlerine yönelik giriştikleri "algı operasyonunun" seyrinin son aşaması; "mide bulandırıcı?"…

Ne demiştim; "karamanın koyunu sonra çıkar oyunu?"..

Evet, sorular ve merak edilenler çok!…

Benden beklenen yanıta gelince..

Son yazımda, mevzuya virgül koyuyorum demiştim..

"Şimdilik" mevzuu teferruatlı yakın takipte, diyerek bekleyelim diye!!…

Çünkü…

Bir taraftan savcılık..

Bir taraftan kolluk kuvvetleri..

Bir taraftan idari tahkikat..

Üçlü mekanizmanın soruşturmaları devam ediyor..

Ki, müfettişler "hala" Diyarbakır'da bulunuyorlar…

Onun için, sonuçları beklemekte fayda var..

Ama, gidişat neyi ikmale getirir derseniz?..

Söyleyecek sözüm şu olur?..

Politize olmuş bir kurumdan "sağlıklı şifa beklemek" abesle iştigaldir!…

Gerisini, siz söyleyin!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

"Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir."


Bu Makale 1988 kere okunmuştur.

Yorumlar