DİYARBAKIR’IN KABUSU SUÇ ÖRGÜTLERİ…(1)

Türkiye değil!.. Ama Diyarbakır özeline, gireceğim!..

Şehir “terör ve terörizmin” alacakaranlığından, kısm-i olarak kurtulmuş durumda!…

Artık, o korku, mahalle baskısının imparatorluğu yok..

Ne şehir merkezinde, ne de kırsalda!…

Endişe, kaygı, bomba, şiddet yaşanılmıyor…

Yasaklar, kepenk kapatmalar gibi “zorba” haller de yok!…

Ama velakin, kent insanı bir başka “alacakaranlığın” atmosferi ve kuşağının korku tünelinde, inliyor!!..

O da; “mantar gibi” üreme gösteren “suç örgütlerinin yarattığı dehşetli atmosfer..

Ne yazık ki, illegal oluşumlar cirit atıyor!…

Sektörleşen mafya her alana rücu etmiş halde palazlanarak gelişip, büyümektedir!!!..

***

Diyeceksiniz ki; “yeni mi türediler?”..

Hayır..

Dün de vardılar..

Bugünkü gibi; “cirit” atmıyorlardı ve yaptıkları yanlarına kar kalmıyordu?!..

Ve her sokak başında, mahallede, çarşı-pazarda, iş alanında; “kendine göre” otorite oluşturan, kendilerine özgü nüfuz sahibi olmuşlukları yoktu!?…

Racon kesen, kendisine yaşam suyu bulup, harekat alanı genişletenler serbest değillerdi?…

Ki Devlet-i Aliyenin ağzından “farklı suç türleri ve farklı suç örgütleriyle mücadele ediyoruz” diye bir zaafiyet ifadesi ve tanımlaması da, yoktu ve çıkmıyordu!?..

Ama bugün; her türlüsü vaki ve halk muzdarip bir perişanlık içerisinde kıvranıyor-!!…

Hiç kuşkusuz ki; “kara para” ve “illegal kazanımlar” suç örgütlerinin iştahını kabarttığı gibi varlıklarını da arttırmaktadır!…

Hele ki, anayasa, yasalar ve yönetmenlikler, kurumsal politize olmuşluk, siyasetin “rant odaklı” vesayeti ve sahiplenmesi, kırsaldaki feodalitenin şehre nüfuz edişi, bir bütünlük içerisinde zaafiyetler zinciri oluşturunca, illegalite otoriter kimliğiyle kendini her şeyin sahibi sanmaya başladı!..

Feodalite anlayışı, hükümranlaşması, kimin silahlı adamı çoksa?!..

Ve o oranda otoritesini artırdığı gibi alan hakimiyetini de eline geçiriyor..

Bu iki kere iki dört eder misali, değişmez ana kuraldır.. 

Dün olduğu gibi bugün de, tartışılmaz geçerliliğe sahiptir!!…

***

BAHİS ÇETELERİ…

Bakınız, Diyarbakır’da salt 1.5 aylık zaman dilimine baktığımızda; “neşter” vurulan illegal yapılardan bir kaçını size hatırlatayım?!!…

Önce, Diyarbakır’ı kasıp-kavuran, her hafta sonu 5 milyon lira sıcak “keş” denilen nakit paranın” Kıbrıs üzerinden, Avrupa’ya taşıyan “bahis çetelerinin varlığına atılan neşter?..

Çetelerden birinin ayağına  çelme atıldı?!..

Onlarca kişi gözaltına alındı; soruşturma devam ediyor..

Tutuklanan var…

Ki “yasadışı bahis” kentte salt bir zümrenin elinde değil.

Bir yetkili dostun ifadesiyle; Yenişehir’in Ofis semti “nice illegaliteleri bünyesinde” barındırmıyor değil!..

Çünkü, her köşe başında, bodrum katında!..

Ya da lüks binada.. Cep telefonu bayisi, ya da kırtasiye dükkanı!..

Veyahut elinde laptopu olan herkes; “yasadışı bahisi” oynatıyor..

Verilere göre; Türkiye’de en azgın oynayan şehir Diyarbakır..

Kumarın membası misali..

Nice insanları iflasa, ölüme, öldürmeye, intihara sürüklediği gibi, şiddete götüren bu “yapıyla” mücadele elbette ki, ilk etapta kolluk kuvvetlerinin işi olması gerekir?!.

Akabinde, yargının?.. 

Beri yanda, idarecilerin ve siyasal iktidarın..

Ama gel gör ki; “ayaklar aksak” yürüyor…

 

***

Niye derseniz!..

Yasadışı bahis, bugün peyda olmadı..

Hep vardı ve biz de buradan hep dile getiriyorduk, diğer “illegalite” yapıları tefsire ettiğimiz gibi!..

Ama, söylediklerimiz bize kalıyordu, dokunan yoktu!..

İlgililer ve muhataplar hep; “üç maymun” kodunda, görmedim, duymadım, bilmiyorum?!..

İlgili ve yetkili kurumların tepe isimleri de; “birilerinin” avuçlarının içerisinde, meze olmuştu?!..

Ne zaman ki, işi üstlenen, vatandaştan gelen serzenişe kulak veren, “kırklı çarka çomak sokmaya” çalışan birileri çıktığında, “mücadele başlıyor ve neşterler atılıyordu?”..

Yoksa, kent bu kadar muzdarip olmazdı yasadışı yapılar da bu kadar vahşi şekilde büyümezdi.!…

***

ÇELENK’LE GELEN NEŞTERLER?

İşte son dönemlerde, “vatandaşın sesini” duyanlardan biri var?!,

O da, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk..

Geldiği gün itibariyle; kanayan, “yaralara parmak” basmaya başladı..

Nitekim, yasadışı yapılara karşı, gözaltı ve operasyonların peş peşe gelmesi ve bizatihi kendisinin koordine etmesi; herkesin malumudur..

Bahis çetesine, kolluk kuvvetlerini harekete geçirtip, peş peşe iki “darbe” indirdi..

Ha keza; özellikle çiftçileri ve iş dünyasını ağına alan “tefeci terörüne de” pençe attı…

Bismil’de çökertilen yapı; meselede deve kulak bile değil…

Hele ki, “tarımda yaşanan kuraklık, gübre fiyatları ve çiftçilikteki girdilerin çok can yakıcı hali” yaşanırken!…

Üçüncü şahıslar adına çıkartılan pos cihazları ve sanal pos hesapları üzerinden, kredi kartı borcu olanlar ile nakit paraya ihtiyacı olan vatandaşlardan komisyon almak suretiyle yapılan tefecilik…

Sadece, 220 işlemle pos tefeciliği yapanlar, 1 milyar 200 milyon para akışını gerçekleştirmişler…

Tabi salt Bismil değil, bağlı 10 il var…

Daha önce, “gübre yolsuzluğuyla” yaşanıyordu..

Şimdi tefecilik ve pos tefeciliği revaçta…

İlk hamle yapıldı, 40’ın üzerinde kişi gözaltına alındı.

Kaçı tutuklandı, kaçı bırakıldı bilmiyorum; ama soruşturma ve operasyonun devamının olacağı bilgisi var…

***

TEFECİ VE HAL ÇETESİ?

Yıllardır konuşulan ama bir türlü çıkarılmayan “Hal Yasası” mevzuatının boşluğundan faydalanan “hal çetesinin de” Diyarbakır’da vücut bulduğunu biliyorduk.. Ama atılan neşterle bu “illegal yapının” ne kadar da, dehşetli ve vahşice “halkı sömürdüğünü” piyasayı manipüle ettiğini daha net bir şekilde gördük…Malum kabzımallıkta nakit para akışı yüksek…

Çete, hal esnafı ve işletmeleri “tekelleşme” noktasında tehdit altına alıp kontrol ediyor..

Ve Fiyat sistemi sürekli yüksek tutuluyor…

Bir kilo domatesin halden çıkışının 10 liraya çıkmasındaki ana etken bu çetenin tekelleşmesi..

Daha önce, “çöplere atılan sebze ve meyveleri görürdük..” 

Şimdi bu fiyatla satılacak zorbalığı var…

Diyarbakır ve İstanbul Yalova merkezli yapı çökertildi..

İnşallah yeniden peyda olmaz!..

***

Ve 2021’de yapılan ancak yarım kalan(!) sosyal medya üzerinden ikinci el otomobil satışıyla alakalı “dolandırıcı” şebekesine yönelik yapılan operasyon..

Çökertilen yapıda 14 kişi tutuklandı..

 Soruşturma devam ediyor, çete elde ettiği parayı da “kripto para” alarak hesapta tutması da, bu alandaki “şeytani” hesapları da, ortaya çıkarıyor…Bunlar, son iki ayda, Başsavcı Çelenk’in koordinasyonunda “çökertilen” suç örgütlerinden sadece bir kaçı..

Kent ahalisinde bir umut var…

Oh be diyen çok…

Hele şükür bunların “kökleri kazılacak” diye, konuşuluyor…

(Devamı yarın)

***

ACZİYETE BAKAR MISINIZ?…

Bu resim, dün bana ulaştı.. Okur göndermiş.. Yer Kayapınar’ın Talaytepe bölgesinden.. Park Panorama Sitesi.. Vaziyet görüldüğü gibi, “bir kazı yapılmış, şehir içme suyu şebekesi, patlatılmış, su olduğu gibi boşa akıyor.. Site sakinleri dahil bölge; susuz!…

Peki vaziyetin gerekçesi ne?.. Sanıldığı gibi; DİSKİ’nin kabahati veya zaafiyetiyle, işgüzarlığı mı?!.. Hayır.. Bilakis; semt sakinleri kadar DİSKİ de mağdur?.. Çünkü işin faili DEDAŞ?. Öyle ya, özel şirket, keyfiyete binaen hizmet anlayışı, “tek hükümran” ben imparatorluğuna sahip bir kurum!…

***

Elektrik hatlarındaki arızayı gidermek adına kazı yapmış.. Yeraltı kablolarına ulaşıp, arızayı gidermiş!.. Tabi arızayı giderirken, başka arıza çıkarmış.. O arıza da, resimde görüldüğü gibi “İçme Suyu Şebeke Borusunu” mahir kazıcı ve kepçecileri tarafından, bertaraf edilmiş…

***

Ha bu arada!… Arızayı bulmuş ama kesintiler devam ediyor.. Acziyet ve işgüzarlık, boruları kırmasına kırmış.. Lakin; DİSKİ’ye “haber verip, yahu biz böyle bir halt işledik, gelin onarın” dahi dememişler.. Ki verilen bilgiye göre, 12 saat boyunca o su boşa akmış…

***

Vaziyete ne dersiniz bilmem!.. Ama benim diyeceğim şu; “Allah sizi bildiği gibi yapsın hemi?!…”

GÜNÜN SÖZÜ

“Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz.”