EĞER Kİ, DOĞRU İSE!…

İl Sağlık Müdürü Cihan Tekin'e dair.. Yerel gazetemiz haber yapmış.. İddiaya göre, son bir ay içerisinde Tekin "Pandemi" hastanesi olan, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne.. Yani; "Kriz merkezine" bir tek sefer gitmiş.. Burayı uzaktan yönetiyormuş!…

***

Doğrusu, ilk duyduğumda inanmadım.. Olur mu, İl'in Sağlık Müdürü "nasıl oluyor da" böylesi kritik bir salgınla alakalı mücadelede, "sahada" yok.. Kriz merkezine uğramıyor.. Sahadaki aktiviteleri, yerinde değil "uzaktan yönetimle" icra ediyor.. Tabi, bir iki irdelemede ne yazık ki; öyle imiş.. Nitekim, iddianın mülahaza edilmesinden sonra da, herhangi bir beyanı olmaması da, "sükut ikrardan gelir" dedirtiyor..

***

İl'in Valisi, Belediye Başkanı diğer ilgililer 7/24 ayakta iken.. Hepsi gerekli önlemleri, tedbirleri alıp, "görevini" ifa ederken, "Sağlığın tepesindeki" isim böylesi bir zaman ve mücadelede; bilfiil değil, "ırak" kalıyorsa vay ki vay!.. Neyse; bakalım bu ırak haline, Tekin'in gerekçesi ne olacak?…

BAHAR YAZ'A ELÇİDİR…

İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu… Ergani'de baharla açan, yazı da müjdeleyen "ters Lale" çiçeğine; ki halk arasında "ağlayan gelin" denir…

İşte, bu turuncu, kırmızı ve sarı renklerle bütünleşen insana huzur veren çiçeğin altına bir not düşmüş…

***

Notunda şöyle diyor… "Her Kış Bahar'a, Bahar da Yaz'a elçidir.. Her açan çiçek, Yeniden doğan güzelliğe şahittir…" Öyle ya; olmaz mı?...

***

BU DA VEKİL!…

Yine.. Evet yine bizim Sezgin Tanrıkulu.. Yeni, "şiir ve esprisiyle, Sivereklileri hakaret yağmuruna" tutarak, kendi halkına, kendi milletine, kendi coğrafyasındaki "ahaliye" Sivereklilerin deyimiyle; "laflar sıralayıp" salya akıtmış!… Baksanıza, attığı twit'e…

***

"Siverekliler müjde!…

Tırşik'in tanımı ve tarifi Anayasa Mahkemesi Kararı'na girdi!. AYM kararına katkı;

Tırşik'in doğum yeri Siverek'tir.

Ağa etli güveç yer, etrafındaki yalakalar da etsiz olanı yer.. Buna tırşik denir.

Etrafındaki yalakalara da tırşıkçi denir.

Okumanızı öneririm…"

***

Denir ya, buyrun burdan yakın!.. Aman ha siz yakmayın da..!  Ha buarada, tepki gelince, Siverek ahalisinde infial olunca!.. Aşiretler, Belediye Başkanı, siyasiler; "bu ne rezillik" deyince!.. Tanrıkulu, akşamdan kalma halinden kurtulup, ayıklanmış… Ne diyor bu kez, Sivereklilerin hemşehrisiyim, İl olması için çaba göstermişiz, Sivereklilerin siyasi zekasını, esprisini yeteneklerini hatırlatmak ve onurlandırmak istemişim?…

***

Gel de; bu hal-i vaziyete söz söyleme!… Attığı twit'in muhtevasının hangi satırında, espiri ya da zeka yeteneği var.. Düpedüz; hakaret var, yerme var, küçük düşürme var?…

***

Bir Milletvekili, ki ana muhalefet partisinin Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş, okumuş bir dönem de Baro Başkanlığı yapmış zat-ı muhteremin ortaya koyduğu; espriyle, hakareti "birbirinden ayıramayacak" kadar; arıza-i zihne sahip haline söylenecek benim nazarımda; vay ki vay millet kimi vekil yapmış?!!…

***

Peki, bu beyanlara karşı İzol Aşiretinin, Derneğinin Başkanı Hasan Doğan ne diyor?.. "Özür dile.. Haddini bil Sezgin..?"… Siverekli Merttir.. Siverekli yiğittir.. Siverekli misafirperverdir.. Siverekli cömerttir. Siverekli Adamdır.. TR 705 koduyla çalışan CIA Ajanı Siverek'i ağzına almak senin haddine değildir.. Sezgin Tanrıkulu Özür dile…"

***

Bakalım bu çekişmenin, sonu nereye varacak?..  Ama velakin görünen o ki; "bu hamur çok su alacak?"..

***

OVALI HOCA VE KUYUYA ATILAN TAŞ?..

Vallahi ne diyeyim!.. Vaziyet aynen de böylesi bir "çetrefilli" duruma dönüştü.. Denir ya; gel de çık işin içinden!…  Prof. Dr. Ercüment Ovalı.. Bir twit attı.. Virüse karşı, "bir ilacın" etkili olduğunu tespit ettik diye bir nara attı!..

***

İlginç olan; "bu ilacın" ismini vermesi!… İlaç, Türkiye patentli değil; "uluslararası" bir ilaç!… İşte "bu tespit" bir anda, "yeni bir ilaç bulundu" şeklinde algılanarak, ortalığı toz dumana çevirdi!… Ki haber bültenlerine "son dakika" manşeti olarakta yansıdı..

***

Sonra, iş iki uçlu değneğe dönüştü!?. Hele bir de sosyal medya algısı; "kuyuya atılan taş'a" üşüşen üşüşene!…

***

Önce Bakan Koca fena çaktı.. Sonra, diğer cepheler; "yer misin, yemez misin" moduyla; vur da vurdular; Ovalı'ya!!… Ovalı her ne kadar, "yapmayın, etmeyin, ben bir ilaç bulduk demedim, ben piyasadaki mevcut ilaçlardan birinin tedaviye iyi geldiğini tespit ettiğimi söyledim" dese de; kim dinler!?.

***

Sonuç derseniz!.. Gelinen aşama itibariyle; sorgulanan iki kulvar var…

***

BİRİNCİSİ.. Ovalı, "piyasada bir ilaç tedaviye iyi geliyor" tespitini beyan ederken, uluslararası "ilacın" ismini vermemesi gerekirdi.. İsmini vermekle; "büyük bir reklam" bombası oldu.. Bu tavır, bilim adamına yakışmaz!…

***

İKİNCİSİ.. Ovalı'nın "yanlış anlaşıldım, özür diliyorum" demesine rağmen; üzerine yüklenmek, "insani ve vicdani" olmadığı gibi, bilim adamları bu ülkede kolay yetişmiyor.. Hele ki, yürütülen "linç" kampanyası, hiç te insani ve vicdani değil…

***

Hasılı kelam; Ovalı hocanın artık bir beyanı ya da adı zikredilince; şüphe ile irdeleyip, düşünerek bakacağım.. Ve her söylenene "laf yetiştirenlere de" virüsten kaçar gibi uzak durup, kaçacağım!?… Bu arada, kuyuya düşen taş çıkarıldı mı?…

***

YANLIŞA YANLIŞ DİYEBİLMEK!

Evet, diyebilmek gerekir.. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilmek!.. Ekrem İmamoğlu'nu "siyaseti ve ortaya koyduğu yerel yönetim" anlayışıyla, alakalı, çok eleştirmişimdir!..

Özellikle, Elazığ Depremi sonrasında; "kayak keyfine" gitmesi!.. İstanbul'a dair, "dev yatırımlara" karşı çıkışı.. Bir dizi otomobilin "israf" diye, sergilemesi ardından, "kiralık araç" ihalesini yapması!..

Yani bir dizi; "yanlışlar" silsilesi kamuoyunda çok konuşulup, tartışıldı!… Ki ben de, mevzu edip, konuştum!..

***

Neyse!.. Konumuz İmamoğlu'nun yanlışları, siyasi aksiyonları değil.. Bu kez; "yanlışlarını" örtecek, yeniden siyasi figür olması noktasında, tabiri caizse "cilalama" olacak, bir soruşturmayla gündem olması!?..

Şu; "kovid kapsamında" vatandaşa yardım amaçlı başlattığı, sonrasında "yasak" konulduğu, "yardım kampanyasına" dair, açılan bir soruşturma!.. Paraya bloke konuldu!.. Kampanya durduruldu… İyi de tüm bunlardan sonra; soruşturma" neyin nesi?

***

Ne söylenecek kendisine!.. Sen yardım kampanyası açtın, bunu vatandaşa yardım için yaptın, ama "suç işledin?".. İzahı var mı?.. Kim ne der bilmem!.. Ama böylesi bir soruşturma, idari tahkikat İmamoğlu'na dair, yürüten makam, yetki veren iradeye "ters teper?".. Karlı İmamoğlu çıkar..

***

İNFAZ YASASI!…

Eksik dedik.. Eşitlik ve adil değil dedik. Eğer bir infaz yasası çıkarılırsa, cinayet işleyen, katliam yapan, cinsel sapıklıkta bulunan, vahşice insana işkence yapan, siyasi ve adi her kim ve kimler ise; "kapsam" dışı tutulsun.. Bu infaz yasası, "Rahşan affına" benzemezsin, yoksa boşalan cezaevleri, bir ay sonra beterin beteriyle "tıklım tıklım" olacak.. Bu arada, kovid-19'da, cezaevlerini kasıp kavuracak?.. Olmadı, dinletemedik.. Nitekim, Rahşan affı misali, ilk dakika, ilk gol misali, İzmir Torbalı'da yaşandı..

***

İnfaz yasasından tahliye olan 21 yaşındaki Mehmet I isimli şahıs!.. Tartıştığı 44 yaşındaki Ümit Arıç'ı öldürdü… Yani, ne cezaevinde bir ıslah edilmişlik, ne de cezaların bir kez daha caydırıcı olduğu ve ne de; "infaz indirimlerinin" soruna çözüm olduğu gerçeğinin; doğru olmadığı ortaya çıktı?.. Yani vaziyet, şüyu vukuundan beterleşti!…

GÜNÜN SÖZÜ…

İnsan yalnızlaştığı zaman; kendini ve yaşam varlığını hatırlamaya başlıyor?…