Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

FİKRİ "SAĞLIKSIZ" SAĞLAR!...

Ne yazık ki, kafa bu değişmez?!!!… 50’lerin kafası... Fikri de, zikri de; tekçidir, vesayetçidir ve zalimdir!.. Faşizandır.. Ruhunda ve karakterinde, "despotluk" vardır… Acımasız ve gaddardır..

***

Kendi halkına güdümlü olduğu anlayış ve siyasetin icrasıyla; "hasımdır?".. En baba düşmana rahmet okutur.. İnkarın, asimilasyonun yaratıcı kimliğiyle, tavizsizdir… Hizipçidir..

***

Mensubu olduğu halkının "inancına, kültürüne, medeniyetine, dinine" saygılı değil, karşıdır!… Tarihi bilmez, geçmişi de sevmezdir.. Radikal, vahşi, kafirin bu ülkeye yaptığını aratmaz!?..

***

İşte CHP'nin varlık "ruhuna" işlenmiş bu karakter maalesef hal-i hazırda, gelinen çağa rağmen; hala da kendini, bazı CHP'lilerin karakterinde diri tutmaya çalışıyor… "Gizlenen" perdeyi, her fırsatta "aralayıp" ben buradayım dedirtiyor…

***

Son örnek, önceki gün bu karakterinin varlığını, bünyesinde yaşatanlardan CHP'li Fikri Sağlar "zehrini" kustu!.. "Sağlıksız" Sağlar, katıldığı televizyon programında, kendini bu minvalde deşifre etti…

***

Bilemiyorum.. Konuşmasına muttali oldunuz mu, olmadınız mı?.. Ben, vakıf oldum ve izledim.. Hem de bir kaç kez, tekrarlayarak!!.. Sağlar'ın ağzından dökülen salyaların "kelimelerinin" tartısını kaçırmamak adına!!!

***

Doğrusu, akıttığı salyalar tüm muhtevasıyla; akla ziyan bir hal içerdiğini ifade edebilirim.. Ki, der demez insana "bu nasıl bir düşmanlık, bu nasıl bir kin, bu nasıl bir gözü karalık, bu nasıl bir tekçi, vesayetçi, şoven bir yaklaşım?" dedirtiyor..

***

Bakar mısınız dediklerine!!… Diyor ki; “Türban irticai faaliyetlerin şeriat isteyenlerin üniformasıdır, başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir arada fark var.".. Hay bilmem neyine?!…

***

Bu zehirli tezviratın ardından, eklediği cümle de şu… "Kendimden söylemek istiyorum ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var!”

***

Hani bir söz vardır… “Katranı kaynatsan da olmaz şeker.. Cinsi batasıca, mutlaka cinsine çeker!..”

***

Darbeci Kenan Evren'in söylemi!.. Değişmez.. Neydi o masal… "Türban ayrı, başörtü ayrı.." Gel de, söylenme eee be şuur kilitlemesi yaşayan zat!… Türbanın da, başörtünün de ana teması; aynıdır.. 

***

Gelirsek, "türbanlı hakimin, tarafsız ve tarafgirlik" gibi, icra edilen tezvirata!… Hakim türbanlı ise, "taraf" tutarmış.. Eee; türbansız hakim taraf tutmaz mı?.. Öyle ya, "türbanlı avukatı" mahkeme salonundan çıkartan hakim, türbansız "tarafsızlığıyla(!)", dışarı çıkarmıştı..

***

Çirkinliğin dibini gösteren bir diğer ifadesi de!.. Neymiş; "Türbana karşıyım, başörtüsüne karşı değilim?".. Sevsinler seni!…

***

Zihni "zehir" akıtan, toplumun "sinir uçlarıyla" oynayanların gayesi, açık ve nettir!.. Bugün değil, yüz yıldır aynı rotada yol alıyorlar.. Tek gayeleri var; "örtünmeyi" emreden kutsal "inancın" bizzat kendisini yok edebilmektir.. Ve bu operasyon da, batının ve batılın nam-ı hesabınadır..

***

Gelelim CHP'nin Genel Başkanı Bay Kemal Bey'e.. O ne demiş bu "zehirli" bakteri karaktere!.. Salvo yapmış.. Diyor ki.. “Biz hakimin başındaki örtüye değil, verdiği karara bakıyoruz. Bizim partimizin yönetiminde, hukuktan mezun türbanlı arkadaşlarımız da var..”

***

Eee.. Hepsi bu kadar mı bay Kemal!.. Bir "türbanlı parti yönetiminde" var diyerek, CHP'de "Kültür Bakanlığı" yapmış bir zatın "türbana karşıyım, şeriatın sembolüdür" demesini atıla mı getirdiniz?.. Ne mümkün?..

***

Merak ediyorum.. Bu mevzuda, CHP'nin "gizli" Lideri İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu ne düşünüyor?.. O da, Bay Kemal bey gibi mi, düşünüyor, yoksa Sağlar gibi "zihnin dışa vuruluşunda mı?"...

***

Eğer ki, CHP yüz yıllık tekçi, vesayetçi, inkarcı, devşirme ve şoven ruhu bünyesinde artık taşımıyorsa.. Milletin dinine, inancına, medeniyetine, tarihine karşı değilim diyorsa; bunu samimiyetle ortaya koymalıdır?..

***

Denilsin ki!… Ey CHP'liler, eeyy CHP yönetimi!..

Her kim olursa olsun; "başörtü yasağını savunuyorsa…"

Her kim olursa olsun; "türban, başörtüsü irtica sembolüdür" diye çıkışıyorsa…

Her kim olursa olsun; "bu milletin diniyle, inancıyla" yasakçı fikriyatla yaklaşıyorsa…

Bugünden itibaren, CHP'nin çatısı altında "yer almasın, yeri yoktur, fikri de zikri de bizi bağlamaz" deyip, atsın!..

***

Amaaa nerdeee!?.. Onun içindir ki, 70 yıldır bu halk CHP'yi "bu ziyan zihninden" dolayı, "hep sandığa" gömmektedir.. Çünkü, muhafazakar insan, dindar insan "CHP'nin neresine" güvensin ki!…

***

CHP DEMİRTAŞ'I ÇOK MU SEVİYOR…

Sizi bilmem.. Ama ben zerre-i miskal, sevdiklerini sanmıyorum ve inanmıyorum.. Bilakis, hal-i durumu onları daha bir çok sevindiriyor.. Çünkü, "onun üzerinden" çok güzel bir strateji geliştiriyorlar.. HDP'nın tabanını, kendilerine sevdiriyorlar.. "Celladına aşık olsunlar" diye?..

***

Ne diyor Bay Kemal, AİHM'in Selahattin Demirtaş'a dair aldığı, karara ilişkin?.. Diyor ki; "Karara tıpış tıpış uyacaksınız?".. Bu ifadenin tefsiri, kim ne derse desin; "karara uymamanız gerekiyordur"…

***

Çünkü bu ifadenin siyasetin lügatindeki yeri şudur…"Yapmamam gerekeni, yapacağım?"…

***

NE BİLGİLİ TİPLER VAR?…

Öyle böyle değil!.. Hayli mahir, hayli etkili, hayli "al benili", bunlar!..  Her mevzunun, "filozofu" gibi… Her şeyi "herkesten" iyi bilirler?… Bilmedikleri tek şey; "bilmedikleridir?"… O kadar yani!… Ne ararsan var!...

***

Bu arada, benden size bir uyarı.. Sakın ola onların yanında, "ağzı olan" konuşuyor, diye bir laf etmeyin!.. Çok kızıyorlar… Gönül koyuyorlar.. Alınganlaşıyorlar… "Ben küstüm" deyip, karşınıza geçiveriyorlar… Ve başlıyorlar; yani diyerek…

***

Biz şimdi, "virüsü bilmiyor muyuz?"..

Biz şimdi, "aşıyı tanımıyor muyuz?"

Biz şimdi, "aşının dozunu, elementlerini bilmiyor muyuz?

Biz şimdi, "aşının kime etkili, kime etkisiz olduğunu bilmiyor muyuz?"…

***

Maşallah, maşallah deseniz de!.. Devam ederler size; "bilmediklerini" bildiklerini, dikte etmeye..

***

Biz yani şimdi, "siyasetin, dış politikanın" nasıl yapılması gerektiğini bilmiyor muyuz?

Biz yani şimdi, "depremi tetikleyen, fay hatlarının nasıl oluştuğunu" bilmiyor muyuz?

Biz yani şimdi, "çığ nasıl oluyor, kar nasıl yağıyor, gökteki dönüşü ve düşüşünü" bilmiyor muyuz?..

***

Bu bilgeliklerine(!) ikinci bir maşallahınız var deyip, nokta koymak isteseniz de!… Size; "herkesten daha iyi bildiklerini" enjekte etmeyi sürdürürler…

***

Yani şimdi biz; "trafikten" çakmıyor muyuz?

Yani şimdi biz; "terörden, silahtan" anlamıyor muyuz?…

Yani şimdi biz; "küresel sermaye, küresel güç" bilgisine sahip değil miyiz?

Yani şimdi biz; "ekonomiden" çakmıyor muyuz?

***

Pes vallahi ya!.. Meğer siz neymişsiniz be arkadaşlar… Sahi sizler ne işle meşgulsünüz?..

Ben mi, "özel güvenlik uzmanı..!" Siz, Anayasa hocasıyım.. Peki siz, ben mi "eski parlamenter?"… Ya yanınızdaki zat-ı muhterem-ler onlar mı, "bizim kadrolu" lobimizden… Emekli asker, emekli polis, emekli hukukçu, emekli, akademisyen!?..

***

Neyse!… Ben cevabımı aldım, çok da aralarına girmek istemiyorum…? Girsek; "bize lafı çakacaklar" bilmediğini bilen adam diye!….

***

"TEK KİŞİNİN BEKA SORUNU" VARMIŞ!…

Hadi ya!… Yani, 83 milyon nüfuslu Türkiye’mizde bir tek kişinin "beka" sorunu var?.. Hayret… Peki, kim bu çok şanssız kişi?..

***

Vallahi ne diyeyim!… Sorunun muhatabı ben değilim…?. Yanıt istiyorsanız, Ali Babacan'a soracaksınız; "Kim o beka sorunu olan kişi?".. O biliyor, o söylüyor da ondan!?.

***

Doğrusunu isterseniz!… Yanıt size ne gelir, ne gelmez bilmem?.. Ama velakin; siyasetin yol güzergahında "ikbal ve istikbal" bekleyen, ama "beka sorunu" olmayan, çok kişi biliyorum!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Eğer bitmiş bir şey sana acı veriyorsa duyduğun acı o şeyin kendisinden değil verdiğin değerin ona değmemesindendir.

 

 


Bu Makale 1282 kere okunmuştur.