GÖZÜMÜZÜ KAPATALIM MI?

Kurulan “o biçim rüşvet çarkı” içerisinde olacaksın!..

Üst kadroya “aracılık” yapacaksın…

Teknik ve fiziki takibe “kurye” olarak, yakalanacaksın!..

Banka hesaplarında hayli “hareketlilik” yaşanacak..

MASAK’ta bunu, “para transferlerinde” tespit edecek!..

Hatta; “rüşvet” veren istasyonların yetti diyerek, “zanlı” oldukları davada “şikayetçi” olacaklar..

Hem suçlu, hem mağdur olarak; itiraflarda bulunacaklar…

Ve sen; gözaltına alınacaksın!..

İfade vereceksin..

İdari yönden de; “görevden el çektirileceksin!..”

Hakkında, iddianame hazırlanacak..

Haksız kazanç ve rüşvet, görevi suiistimal suçlarına istinaden 15 yıla yakın hakkında “hapis cezası” istenecek..

Tüm bu aksiyonel filminiz Belediye ve Sanayi müdürlüğü arasında, sahnelenip çekilmiş olacak…

Ki, yargılama evresindesin..

***

Hal bu iken!..

Gazeteci de, durumdan haberdar oluyor..

Önemli bir haber..

Araştırıyor.. Adliye’deki dosyanın muhtevasına ulaşıyor..

Vücut bulan “rüşvet çarkını” kamuoyunu olup-bitenden haberdar etmek vazifesiyle, hiçbir yorum, kırpma, yapmadan “iddianamede ne yazılmışsa” onu haber yapıyor..

 “Rüşvet çarkı kurmuşlar” diye de başlık atıyor..

Vay sen misin bunu haber yapan!..

Vay sen misin bizim isimlerimizi zikreden..

Vay sen misin bizi gazete manşetlerine taşıyan..

Vay sen misin bizi “deşifre edip, millete afişe” eden!…

Vay da vay..

Bir de aba altında tehditvari sözcükler sıralayıp duruyor, zat-ı muhterem!..

***

Doğrusu, muhabirle zat-ı muhteremin gelişen diyalogunu duyunca, ağzımdan çıkan ilk sözcük şu oldu..

“E be yuh yani..

Bu ne pişkinlik, bu ne zeytin yağı olma hali ya…

Enva-i haltı işleyeceksin, “suçüstü olduğun zaman da”, aman ha “kimse duymasın bu haltımızı” diyeceksin!..  Nasıl bir yüz; ve anlayış!!..

Ha bir de, “baş harflerle” alakalı, önerisi de olmuş!..

Yani; gözlerimizi kapatalım?

***

RUH HALİN FENA BOZUK!..

Öyle böyle değil..

Hal-i durumun giderek “psikolojik” bir vakıaya dönüşüyor!…

Artık, bir dediğin, bir diğerini tutmuyor…

Sazan balığı misali, her şeye “anında” atlıyorsun, sorgusuz sualsiz her seferinde de “oltaya” yakalanıyorsun..

İşte son icraatın!..

Kim bilir kimin gazına, körüğüne, lafına kandın ki, “iftiranın da” ötesine gittin..

Çıktın dedin ki; “kaçacak, adam kaçacakk?”..

***

E be adam!..

Ne çabuk unuttun, daha bir kaç yıl önce de “adam kaçacak” dedin!..

Kaçtı mı yok?!..

Sana “kaçacak gazı verenler” toz olup, kaçtılar..

Hem de arkalarına bakmadan!…

Niye mi!?.

Çünkü, adam başarılı, adam ahaliden destek görüyor..

Ve girdiği her seçim yarışında, sizden fersah fersah ileride, ipi göğüslüyor..

Bir değil, bir elden fazla “seçim kazandı?”..

***

Ve her seçim öncesi “kaçacak” dediniz!..

O kazandı, sizin ananeleriniz, akıl hocalarınız, rol biçicileriniz; tabanı yağladı!..

ABD ve Avrupa’da, ki Yunanistan sınırında hala kaçacak fırsatın peşinde olanlar var!…

“Büyük adam” ne zaman kaçacak?.

Takvim de vermişsin; “bu seçim sonrası?”..

Peki, erken seçim, baskın seçim “sonrası mı?”..

Yoksa; normal seçim sonrası mı?!..

Neyse; biz önümüzdeki seçim diyelim!…

***

Malum, siz yine vaziyete limon sıkarsınız!..

İyi de, seçime daha bir yıl var…

Fırsat varken neden, seçim sonrası olsun ki!..

Öyle ya; “siz seçimi şimdiden kazandık” narasındasınız!…

Galiba sizinkisi ; “ölme bilmem ne..”

Sizi bilmem, ama seçim kaybetmesini beklersek, “ömür vefa” eder mi, ya da seçime daha bir yıl var, kim öle, kim kala?!..

***

Akla ziyan bir halde kaçacağını söylediğiniz ülke!..

Diyorsunuz ki, ABD’ye “kaçacak..”

Sahi ya; ABD Başkanı Biden kimin “kadim dostu idi(!)..”

Pentagon Türkiye’de kiminle “stratejik işbirliği” içerisinde!…

Anlamak zor!..

Merhum Ahmet Kaya’nın şarkısında söylediği gibi; “nerden bakarsanız tutarsızlık!..”

Şu iki uçak nerde bekliyor?!..

İstanbul Havalimanında mı, yoksa Atatürk havalimanında mı.!..

***

Aileden, 200 kişi..

Eee, her bir uçak 200’den fazla, yoksa bunlar jet mi?!…

Hızlı kaçış için..

Heyecanla bekliyoruz, diyeceğim, ama o da yok!..

Ey “büyük adam kaçacak” diyen zat!…

Seni görmüştük, “tankların arasında” nasıl da sıvıştığını..

Kaçıp bir eve sığındığını..

Ekran karşısında, “milli iradeye” darbe vuranları, izlemek için; tiyatro diyen sahnesiydi!…

***

Ama “halktan silleyi yediler…”

Millet “Büyük Adam’a” sahip çıktı..

Bayrağıyla, “demokrasiye” sahip çıkma adına sokağa indi..

Tanklara direndi, göğsünü açtı..

 İşte böylesi bir halk gücü arkasında olan kişi; “ülkesinden kaçar mı, ülkesini işgalcilere teslim eder mi?”…

Mümkün mü?!..

Neyse; bilesin ki “kefenini koltuğunun altına almış kişinin, korkusu olmaz!.. Kaçacak adam değil..” 

***

27 MAYIS İHTİLALİ…

Üzerinden kaç yıl geçti!..

62 yıl.. Ama hala konuşuluyor, tartışılıyor?.

Çünkü; demokrasi tarihimizin kara lekelerinden biri.?

Ki, bu milletin vicdanında derin yaralar açan bir darbe…

Tarihin utanç vesikası..

Bir başbakan, iki bakan “idam” edildi!..

İdam kadar “insanlık dışı muameleler ise” daha bir vahşi; yüreklerde “sızı bırakan”, tahribat!…

Kahredici olan da; “o dönem” üzerine ait fikirlerin, yaratılması!…

***

Nitekim bu zıt bakış, “yalan söyleyen” tarih, gün adamı ve kimler kimlerin “kuklası” olma babında; açılan kapılar..

Çünkü, Türkiye’deki “ihtilallerin” tümü, 27 Mayıs’ın açtığı kapıdan çıktı..

12 Mart..

12 Eylül..

28 Şubat..

27 Nisan…

Ve 15 Temmuz’daki hain girişim!…

Hepsi; 27 Mayıs’ın kapısından türedi..

Yeşil-ışık oradan yakıldı..

Cesarette…

Eee… Teslimiyetçi, vesayetçi, “melez” fikriyatın sahibi davetkarlar da!…

Gelişen her ihtilala; “tüy” dikti…

15 Temmuz’a “tiyatro” diyen, siyasi irade, olunca!…

***

Daha bir kaç yıl önce!…

Atılan manşetler, yapılan yorumlar, tv kanallarındaki tartışma programlarında; “yeter artık, ordu göreve” imasında bulunanlar!..

Darbenin ne iyisi, ne kötüsü vardır?..

Çünkü, vesayetin rejiminde; “demokrasi ve milli irade” yoktur..

Evet, 27 Mayıs 62 yıl geride kaldı!..

Ama tarihin utanç vesikalarıyla yüz yüze gelmemek için; “milli ve yerli iradenin” temsiliyetinden asla ve asla vazgeçmememiz gerekir..

Önümüze ışık tutan en büyük güç; “milli iradenin üstünlük ruhudur?…”

Geçmişe mazi diyeceğiz..

Ama maziden ders-i ibretler çıkarıp, akla ziyan hallere ve galabelere, düşmememiz gerekir!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Ehil ve liyakat sahibi insanlar başkalarında iyi olanı beslerler, kötü olanı defettirirler, ama küçük insanlar tersini yaparlar..

***

HAYIRLI CUMALAR