HER HALİYLE; İĞRENÇLİK!…

İzlediniz mi, bilmiyorum!..

Ben de, müdavim okurumun mesajıyla, duruma vakıf oldum..

Okurum mürekkep yalamış, meslektaşım da aynı zamanda!..

Whatsapp'tan görüntüleri attı..

Altına da; "şarlatan değil, sapık bunların alayı" diye de, not düşmüştü!…

Önceki yazılarıma da atıfta bulunarak, Sakarya'daki "şarlatan" sözde sahte şeyhin "sapıklığından" sonra "böylesi bir sapıklığın ortaya peş peşe çıkması, tesadüf değil..

Ne yazık ki?

***

Görüntüleri izledim!..

Gizli çekim olduğu belli!..

Ama görüntülerin muhtevası; denir ya, her haliyle "iğrençlik ve sapıklık" içerdiği gibi, insanı çok yönlü bir dehşet duygusuna sürükletiyor..

Öfke dolu bir hal..

Lanet olsun "böylesine insana ve böylelerine de inananlara.?"

Görüntülerde, zibidinin biri "sözde" hoca kesilmiş, başında takke!..

Uçkuru düşmüş..

Bu arada göbeğinden aşağısı, çıplak vaziyette yere uzanmış bir kadın…

Sapık adam ne olduğu belli olmayan bir kitaba ikide bir bakıyor..

Sonra o kadının çıplak tenine bir şeyler yazıyor, çizikler atıyor..

Sapık adam, arada bir de kadının üstüne çıkıyor..

Mahrem yerlerine dokunuyor..

Kadın da hiç tepki vermiyor..

Bir de sorular soruyor..

Aldığı sözde cevaplar karşısında adam iğrençliklerine devam ediyor.. 

Neymiş, "Kadının içine cin kaçmış..

Hoca o cini çıkarmak için ayetler yazıyormuş?"…

İşte bu görüntüler, sosyal medyada yankı bulduğu için İstanbul polisi harekete geçti.

Şahsın Esenler'de olduğu tespit edildi..

Adı, Burhan Dalgalı!…

48 yaşında..

Gözaltına alındı, nöbetçi mahkemece tutuklandı!..

Şu an cezaevinde, "tek hücrede" tutuluyor?.

***

Vakıa, "kep düştü, kel göründü" misali, enva-i iğrençlikleri, rezillikleri içerdiği gibi "O cinci hocanın" bir anda tüm seceresini de orta yere serdi…

Sicili bozuk, eski bir sabıkalı!…

Halk deyimiyle, "hangi suçu ararsanız var?"…

Nitekim, "tutuklanmasına" gerekçe olan suç ta, sosyal medyaya yansıyan "görüntüler" değil?…

İnsanların inancını suiistimal ederek yaptığı "dolandırıcılıktan" dolayı tutuklanmış!…

Basına yansıyan iddialara göre!..

Ebubekir B. adlı şahıs, boşandığı eşiyle yeniden bir araya gelmek ve imam nikahı kıymak için, sözde bu şarlatanın yanına gidiyor..

"Nikah tazelemek" için,  "kefalet parası" verilmesi gerektiğini söyleyip 3 in 200 lira para alıyor.

Dalgalı daha sonra Ebubekir B.'ye; "eşinle baş başa görüşmem gerekiyor.

Boş odanız var mı?" diyor..

Bu istek reddediliyor..

Ama nikah tazeleniyor..

Bilahare, Dalgalı'nın "bir kadını taciz ettiğini" öğrenen, "nikahta böyle bir paranın olmadığı" kendisine söylenince, Ebubekir B. "dolandırıldığını" anlıyor…

Soluğu poliste alıyor…

Polis kayıtlarına göre, 2012 yılında da "cinsel tacizden" suç işlemiş..

Dalgalı'nın sosyal medyaya düşen ilginç bir resmi de ortaya çıktı. PKK sempatizanı olduğuna dair…

***

Velhasıl kelam; tepeden tırnağa iğrençlikle "boyanmış" bir adam!...

Ne var ki, bu iğrenç adamı "bahane" edip, aynı iğrençlikle İslam'a "kin kusanlar" var..

Dünden beridir onları takip ediyorum..

Tıpkı, 28 Şubat'taki, Gündüz, Şahin ve Kalkancı" iğrençlikleri gibi..

Tıpkı, Sakarya'daki "şarlatan" sözde şeyhin "sapıklığı" gibi!…

Yok tarikatlar şöyle..  Yok cemaatler böyle!..  Yok alimler böyle!…

Erol Mütercimler gibi "şuur yoksunu" şeklinde İHL'ler böyle, deyip duruyorlar..

Sol, seküler, Kemalistler..

Ağızlarını açtıklarında ilk sözcük..

Hepsi kapansın..

Medreseler de..

Kur'an Kursları da..

İHL'ler de..

Camiler de "kapatılsın" diyecek kadar "pervasızlaşıyorlar?"..

***

Ve şunu da iyi biliyorlar!…

Böylesi şarlatanların..  Böylesi sapıkların.. Böylesi din tacirlerinin "zerre-i miskal" İslam'la alakalı olmadıklarını!..

Hurafeliğin..

Üfürükçülüğün..

Muskacılığın..

Cinciliğin..

Kadının göbeğine Arapça yazı yazmanın da; "şeytanca" bir iş olduğunu da biliyorlar..

İslam'ın, Müslümanların bunları "kabul etmediğini de" biliyorlar..

Ama buna rağmen!…

Şerefsizleri, İstismarcıları, Sapıkları, Ve bilmem daha necileri İslam'la "ilişkilendiriyorlar?"..

Biliyorum!..

Diyeceksiniz ki, zaten onların gayesi "üzüm yemek" değil..

Tek hedefleri "bağcıyı dövmek.."

Onlar da, kendilerine hep İslam'ı hasım "gördükleri" için, fırsat kollayarak, batının ve batılın nam-ı hesabına, saldırıyorlar…!

Doğrusu beni üzen diğer bir nokta da!…

"Alçakça vücut bulan" böylesi hadiselere karşı, bizim cephemizin "ketum" kalışıdır!..

Konuşan, bir saniye bu "tinetlilerin" İslam'la, Müslümanlıkla alakası yok..

Bunlar ne tarikatların, ne cemaatlerin, ne alimlerin, ne medreselerin bulunduğu alana, mekana, ortaya "giremezler" ayak bile basamazlar..

Bastıklarında; tükürüğe boğulurlar..

Ama nerde?….

***

TEPE'DE HASTANE VAR MI…

Telefonun ucunda bir okurum!.. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinden.. Daha doğrusu, Tepe mahallesinde.. Malum, eskiden Belde idi.. Belediyesi vardı… Daha doğrusu, eski Bakanın memleketi olduğu için nimet yağıyordu!…

***

Okur'um tepkili!.. Diyor ki, Tepe'de hastane var mı?.. Benim bildiğim var.. Hem de 18 Yataklı bir hastane.. Hekim de, bina da; modern!.. 2012'de de açılışı yapıldı.. Peki şimdi yok mu diye, sordum!.. Verdiği cevap!… Bina var.. Ama gel gör ki; "in cin top oynuyor?"…

***

Neyse!… İlgili ve yetkililere duyurulur.. Tabi ki, eski Bakana da duyurulur.. Tepe beldesinde hastane var mı yok mu?.. Varsa, in cin niye top oynuyor.. Yok tam tekmil ise; "buyrun cevap" deyin…

***

GEL DE İNAN!…

Bir anket yapılmış!..

Ankete göre on kişiden dokuzu "sokağa çıkma yasağını" destekliyormuş..

Yasakları çiğnemeyi seven bir toplum iken!..

Gel de inan…

Aynı ankette on kişiden altısı "yüz yüze eğitimden" yana!…

Okullar ne zaman tatil olacak, beklentisi herkeste hakim iken!

Gel de inan…

***

Sizi bilmem.. Ama benim söyleyeceğim şu..

Toplumun "kendine bakan" gözlerinde!…

Bizlerin de "zihinlerinde…"

Bir dağınıklık mı, yoksa bir "netsizlik mi?" var?

Eeee..

Hadi gelin de çıkın işin içinden!… Neyse; mevsim değişiyor!…

Toz bulutları geliyor..

Riski yüksek..

Tek maske yetmiyor, artık yedek maske de bulundurun!..

***

KARALOĞLU'NA BİR ÖNERİM VAR?...

Malum!.. Diyarbakır'da vakıa sayısında; "pik" durumdayız..

Bir dizi tedbirler aldığımızı iddia etmemize rağmen..

Maske, sosyal mesafe ve hijyen!..

Üç kurala dair, ceza-i müeyyide de uygulanıyor..

900 ila 3 bin lira arası para cezası kesiliyor..

İzolasyondan kaçana da "Yurtta kalma cezası" veriliyor?…

***

Diyorum ki!.. Bu iki yönlü cezaya, eğitimsel noktada bir "ek ceza" getirilse fena olmaz mı?!..

Olumsuzluklara dair hep diyoruz ya!…

"Eğitim şart.. Eğitim şart" diye!…

İşte bu noktada,, yasakları ciddiye almayanlara karşı "okumaya, bilgi almaya" yönelik bir proje geliştirilmeli..

***

İl Valisi Münir Karaloğlu'na buradan önerimi iletiyorum…

Önerim şu!..

Ki Sakarya Valiliği de, başlatmış!!!…

Kendilerini tebrik ediyorum..

Parasal cezaların yansıra, "beşer ya da onar" adet kitap okuma "zorunluluğu" getirilmiş..

Diyarbakır'da böylesi bir "ceza" uygulamasını hayata geçirdi…

Hatta okunan kitapların, "özet yazımı da" ceza kesilen kişiden istenilsin?…

***

Yasaklara karşı "ıslah etmede" önemli bir merhale aldırır düşüncesindeyim!

Seçilecek kitaplar da, Ahmetin, Mehmetin romanı, tarihçesi olmaması gerekir…

Okunacak ve okutulacak kitaplar "yaşamın" içindeki "olumlu-olumsuz" sorunları kapsamalı..

Eğitim ve öğretim noktasında bilgilendirmelidir...

***

İnsanı önemseyen!..

Aileyi yücelten..

Dinimizi, inancımızı, iman nokta-i nazarında, değerlerimize, örflerimize, kültürümüze "ivme" kazandıran!..

Hatırlatan, öğreten…

Hak, hukuk, adalet eşitlik, demokrasi, insan haklarını kapsayan kitaplar olmalı!..

Kısaca "vatandaşlık" ve "sorumluluk" kapsamında her şeyi kaleme alan kitaplar olmalıdır…

***

 

GÜNÜN SÖZÜ..

Kapital cezaların "ıslah edici eğitim" kolu yoksa, ihlal edicisi çok olur!…