KARA GÜN DOSTU!…

Şu virüs var ya; işte bize "bu kara gün dostu" olabilme, kültürünü yeniden, hatırlattı!.. İnsani, vicdani ve rahmani! Hem ahali, hem de Devlet-i Âliye’de bu günlerde hayli yüksek!!!…

***

Baksanıza; polis, asker, zabıta ekiplerine! Sokak sokak, köy köy geziyorlar… Sosyal devlet ilkesiyle, "vatandaşının" kapısını çalıp; "Bir isteğin var mı, bir ihtiyacın var mı" diyor!…

***

Ekmeğe ihtiyacı olana ekmek uzatıyor.. "Pazar" alışverişini yapıyor.. Maaşını alamayana, sokağa çıkamayana, engelliye maaşını ayağına götürüp kapıda ödeme yapıyor… İmkanı, gelir olmayana biner lira aylık, "gıda ihtiyacı" olarak, ödeniyor..

***

65 yaşında olduğu için sokağa çıkamayan, tarlasını süremeyen çiftçinin, tarlasını benim askerim traktörüne binip, çift sürüyor.. Bağ ve bahçesini buduyor.. Yakacak odununu kesip, kırıyor..

***

İşte, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi.. Vali Hasan Basri Güzeloğlu.. Ki Belediye Başkan Vekili.. İki makamın da tek kişide olmasının avantajını; "sosyal devlet" ahlakını sahada icra etmede yüksek derece kullanıyor… 17 İlçe ve kurumsal iletişimdeki koordinasyon!…

***

Düne kadar 5 bin aileye gıda yardımı yapıyordu, şimdi 10 bin.. İl dışından gelen, hasta yakınlarına, misafirhanelerde ağırlayıp, üç öğün iaşeleri sağlanıyor, yatıp-kalkmalarına imkan veriliyor.. Pandemi hastanesinde görev yapan tüm sağlıkçıların, öğrenci yurdunda ağırlanıp, yeme ve içmelerinin karşılanması!

***

Yoksul ve fakir ailelere, nakdi yardımların yapılması!  Esnafa ve küçük işletmelere, berbere, kuaföre, çay ocağı işletmecisine, günlük çalışmayan yevmiyeli sosyal güvencesi bulunmayana; "nakdi" yardım!…Güzeloğlu'nun ifadesiyle; "geliri olmayan vatandaşımızı imkansız bırakmıyoruz"… Yani her eve mutlaka; sosyal devlet imkanından bir şeyler giriyor?..

***

Her eve, postalanan maske, eldiven ve kolonya, dezenfektan "paketleri.."  İnsanların evde kalmaları için; sosyal ve kültürel etkinlikler, yarışmalar tertipleniyor.. Hediye paketleri, hazırlanıyor.. Maske dağıtımı, eldiven dağıtımı.. Sağlıkçılarımıza, toplu taşıma araçları ücretsiz!

***

Ya Bağlar Belediyesi! Şu sokak, şu cadde, şu mahalle demeyerek topyekûn ilçenin, dezenfektanla yıkanıyor olması!… Maske dağıtımı? Çat kapı diyerek yardım paketlerinin dağıtılması.. Hiç bir parti gözetmeksizin; bunların yapılır olması!… Başkan Hüseyin Beyoğlu'nun, her gece bir kaç ev ziyaretiyle bulunması… "Hal, hatır, sohbet ve sorunların takibinde" birebir hadiselere vakıf olması!…

***

Vefa Sosyal Destek birimine gelen; telefonlar anında cevaplanıp, istenilen yerine getiriliyor.. Kimi "hastaneye gitmek istiyorum, kimi bugün doğum günüm pasta lazım, kimi de evladım yolda kaldım yürüyemiyorum, bir yardım eli uzatın diyor?"

***

"Kızım, oğlum, yalnızım kimse yok mu gelip, evimi, temizlesin, tabakları yıkasın, camı pencereyi silsin" diye çığlık adan, yaşlılarımızın, kimsesizlerimizin "anında yardımına" koşan, "evde bakım" ekiplerinin, canhiraşane çabaları!

***

Peki ya sokaktaki hayvanlar.. Kediler. Köpekler.. Kırsaldaki yabani hayvanlar… Kuşlar.. Aç ve susuz bırakmamak için, ortaya konulan çabalar.. Ya, insanlarımız bizatihi kendi hassasiyetleriyle, gönüllü görev üstlenip "mama ve su" bırakmaları!

***

Velhasıl kelam! Kara bulutların, oluştuğu "kara günlerde" ortaya çıkan, insani, vicdani ve rahmani "kara gün dostluğu" bizi bir kez daha "ümmet ve ümmet idaresindeki rahmani" kültüre kavuşturdu..

***

Evet, Kovid-19'la "kararan" gün ve günlerimiz, elbette ki hep "kararıp" kalacak değil.. Üstadın ifadesiyle, her gecenin bir sabahı, her sabahın da bir gecesi vardır, her yokuşun bir inişi, her inişin bir çıkı vardır! Hayatta böyle bir şey…

***

Ama önemli olan; insanı, vicdani ve rahmani bur "ahlak ve kültürle" kararan günlerde; "ümmet" olabilmek, devlet ve millet "yekvücut" olup, birbirlerini tamamlayan "etken" olmalıdır.. Yoksa, işte ona da dilim varmıyor.. Çünkü kısa süre önce "o yoksayı" bize çok yaşatmak isteyen oldu!

***

48 SAATİMİZ VAR…

Evet.. Bugün ve yarın serbest! Cumartesi ve Pazar; yasak var… Sokağa çıkma yasağı var.. Önceki hafta, malum Cuma akşamı "ilan" edildi! Ki, yaşadık o "akla ziyan şuursuzluğu!" Ders aldık.. Erdoğan, 5 gün önceden duyurdu…

***

Ki duymayan kalmamıştır! Duymayan da, daha iki gün var! Yeterli bir süre! O'nun için, "hafta sonu" yasağına dair; o şuursuzca görüntüler mazide kaldı, diyerek paniğe kapılmaya gerek yok.. Alış-verişimizi, hazırlığımızı, yapalım!

***

Ama!… Bu işi yaparken de, sosyal mesafeyi koruyalım.. Tedbirleri elden bırakmayalım.. Maskemizi takalım!.. Maskesiz olanı, sosyal mesafe kuralını, ihlal eden varsa da; "insani bir noktada" uyaralım, "maskenizi takar mısınız?" diyerek..

 

***

Peki, temel ihtiyaçlarımız nedir… Doğrusu önceki haftanın ortaya çıkardığı bir gerçekte şu oldu! Ahalinin "temel ihtiyaçları" arasına artık, cips, çikolata, kek, kuruyemişi ve malum "içeceklerin de" katılması gerekir.

Çünkü; o gün hangi resme baktımsa; "hepsi vardı?"..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Hafta sonu yasak, bugünün işini sakın yarına bırakma!…