KARACADAĞ OSB’DE NELER OLUYOR?….

Biliyorum kafadan diyeceksiniz; “ne olacak ki?”…

Öyle ya, Karacadağ Organize Sanayi Bölgesi daha “tamamlanma” aşamasını dahi bitirmedi..

İşin başındalar…

Ki “personel” kadrosunu bile tam teşekküllü oluşturmamış..

Üye kabulü yapıyor..

Yeni yeni, yatırımcılara proje hazırlığı içerisinde.. 

Kim nerde, neyi inşa edip, fabrika kuracak diye..

Kendisine ait binası dahi yok iken!..

Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın binasında, tek odada “hizmet” vermeye çalıştığı süreçte, ne olabilir ki, neler dönebilir, yaşanabilir ki?!..

İşte tam da ben de bunu, Karacadağ OSB ekseninde, sorgulama yaparken, ulaşan bir bilgi, “OSB’de neler oluyor” sorusunu, öne çıkarmasına neden oldu?!…

***

İşin çok da detayına girmek istemiyorum..

Niye derseniz; Karacadağ OSB çiceği burnunda, bir oluşum ve kurumsal kimlik kazanmış bir organizasyon olduğu için, çelme olmayalım!!..

Kent adına, bölgeye özgü özellikle “ekonomik” yönde ivme kazandıracak, kalkınmaya vesile olacak, yatırımlarla “iş, aş istihdam” oluşturacak, bir girişim!..

Onun için de, korunup, kollanması, sahiplenilmesi gerekir…

İşte tam da burada hassasiyet ölçüsü, olması lazım diye düşündüm!..

İş ehil ve liyakat rotasında sahiplenilmesi gerektiği gibi; “kurumun işleyişinde ve yönetim kadrosunda, “şeffaf” olunmalı..

Çünkü, “rant, rüşvet, hile, desise, kirli ve sinsilik” olmaması gerekir oluşumun bina edilişinde..

Olursa, ilk tuğlanın “yanlış” konulmasıyla ortaya çıkacak bina yamuk olur!…

***

Benim merak ettiğim ve yanıt aradığım OSB’nin “müdürünün, neden, niçin neye ilişkin” jet hızıyla görevden alınması?..

Ki o müdür, daha göreve başlayalı kaç ay bile olmadı?!…

Ulaşan bir dizi iddia var..

Kim kimden ne kadar; “indirme” yaptığına ilişkin!..

Mevzu iki ay önce, yaşanmışsa da, yeni haberdar oldum!…

OSB’deki “patlak veren” hadise yeni yeni, “seslendiriliyor” olması da, ayrı bir garip hal içeriyor değil…

Vaziyet, “kol kırılır, yen içinde” kalır noktasında mı, hasır aldı edildi, yoksa başka amaç mı güdülüyor bilmiyorum…

Kim mevzuda nasıl bir hesap güdüyorsa..

Ama, Mütevelli heyet ve tabi ki “amir noktasındaki” yetkilinin “yaşananlara dair” neler düşündüğünü ve neler söyleyeceğini doğrusu merak ediyorum!…

Birileri aydınlatırsa, iyi olur…

Kent adına,  malum sinek küçük ama mide bulandırıyor..

O müdür niye alındı, ondan şimdi kim ne istiyor?…

***

İKİ AFİŞ’İN MIRILDANDIĞI!..

Çok şey ifade ediyor!..

Ama önce, kısa bir açılım yapalım..

CHP “Millet Sesi” sloganıyla, 21 Mayıs’ta, miting yapacak?..

Miting, “Canan Kaftancıoğlu’nu” malum davadan dolayı, “sahiplenme” adına, gerçekleştirilecek!..

İşte bu miting  ve sahiplenmeye ilişkin de; “tanıtım afişleri” yapılmış!..

Hazırlanan iki afiş hal-i hazırda yarıştırılarak, konuşuluyor..

Biri, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “ekibinin” organize ettiği afiş..

Diğeri ise bilahare CHP Genel Merkezinin hazırlamış olduğu afiş..

***

İstanbul patentli afişe bakıyorum!..

Miting nasılsa Kaftancıoğlu adına yapılıyor aklıyla hazırlanmış.?

Ama “gizlemli” ..

Bir tarafa Kılıçdaroğlu’nun resmi, diğer tarafa da, Kaftancıoğlu’nun resmi konulmuş..

Karşılıklı bir poz..

Yazılan slogan da şöyle; “Canan cesurdur, yüreklidir, bizimdir…”

 

***

Genel Merkez Patentli afişe bakıyorum, sade…

Bildik, afişlerden…

Kılıçdaroğlu’nun biyometrik bir resmi konulmuş..

Ve tek ifade; “Milletin sesi” yazılmış..

Başka da bir şey yazılmamış…

Kaftancıoğlu’na dizilen “methiyeler” gibi sloganlar yok..

***

İki afişin arasındaki “sır” ayrıntı ve mırıldanma gizemliği nedir, diye sorarsanız!?.

Yanıt, CHP’nin kulisleri ve Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu kattaki, yansımada yer alıyor!…

Çünkü, ilk afiş ve tanıtım, bilboardlara yansıyan İstanbul patentli afiş imiş?..

İşte buna, “çok içerlenmiş, öfkelenmiş, tepki göstermiş” Kılıçdaroğlu…

***

Katındakilere “olağanüstü” bir zirve toplantısı yapmış..

Bu ne “rezalet” demiş ve eklemiş, Kaftancıoğlu kendini ne sanıyor; “Eşbaşkan mı?..”

Hemen yeni bir afiş yaptırmış, o da “milletin sesi” afişi..

Tabi merak edilen şu..

21 Mayıs’taki mitingde “hangi afiş” arz-ı endam edecek CHP’nin aklında!!…

***

Burada Kılıçdaroğlu’nun 2023’e gidilirken, “uykularını” kaçıran ve “uykusuz” bıraktıran, etkenler de giderek vücut buluyor..

Birincisi;  “Cumhurbaşkanlığı adaylığı” ikincisi, Parti Genel Başkanlığı.. 

İki yönlü bir operasyonel kıskaç söz konusu, hal-i hazırda..

***

Malum, “adaylık” noktasında altılı masanın dip hareketliliği..

Ve beri yanda, ABD ve AB’nin, İmamoğlu “üzerinden” hesap yapması..

İçten ise, Mansur Yavaş’ın öne çıkarılması..

Kılıçdaroğlu için, “iki yönlü” bir handikap üretici..

***

Eee, hal böyle olunca da..

 Domino taşı misali, “sürekli seçim” kaybeden parti genel başkanı ünvanının etkisiyle; “Başkanlık” koltuğu da, tartışma konusu, ediliyor..

Yoksa, İstanbul’dan “iki yönlü” yüksek dozajlı sesler yükselmezdi, Kılıçdaroğlu’na!..

Yani özetlemek gerekirse, CHP’deki “siyaset” doğru bir mecrada akmıyor!…

Akmadığı için de; herkes kendi meşrebinde, hesap kollayıcı!…

***

ATATÜRKÇÜ KAFTANCIOĞLU…

Denir ya, nerden nereye!…

Atatürk’e “Atatürk” demem, desem de “Gazi Mustafa Kemal” derim diyen, CHP’li Canan Kaftancıoğlu.. Makas değiştirdi..

Yerine “Millet Bahçesi” yapılacak olan Atatürk Havalimanı için “ayağa” kalkmış..

Dün,’ Atatürk’e, doğaya, kente düşman olanlara bir çift sözümüz var” narasıyla, havaalanına gitti..

Buradan bir  Gezi nasıl çıkarabilirim diye..

Denir ya vay da vay; “sevsinler doğaya olan aşkını ve Atatürk’e Atatürk demeyen sevdanı?”…

***

Ey Kaftancıoğlu..

Gittiğin yer; tamamlandığında dünyanın en büyük yeşil alanlarından biri olacak..

132 bin 500 ağaç dikilecek…

5 milyon 61 bin metrekarelik yeşil bir koridora dönüşecek..

Sahi sendeki kafa neyin kafası?!

***

132 bin ağaçlı proje “doğa düşmanı” olur mu?!..

Atatürk Havalimanı “Atatürk’ün” ismi var diye, öyle harabeye, terk-i diyar mı edilsin?!

Seninkisi; “açık ve aleni bir şekilde, provokasyondur?*…

Ötesi yok..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Elbette yüreğinizin götürdüğü yere gidin ama giderken yanınıza beyninizi de alın.