KKH’NİN ÜRETTİĞİ KNH...!

Kutuplaşma.. Kamplaşma.. Hizipleşme..-KKH-.. Ve bunların üretimi olan; "kin, nefret ve husumet!.." -KNH..- Yaşamın; her kulvarında hep "körüklenen?" olmamış mı?.. Bugün değil, insanoğlunun var olduğu tarihten itibaren, "tılsımını" bozmadan, hep varlığını idame etmiştir?…

***

İyi ya da kötü!.. Tabi ki, etkenleri çoktur..

Ama dönemler, toplumlar, renkler ve ırklar açısından; "farklı isimlerle" yaşanır olmuştur hep!…

Siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel cephelerle kendine "varlık" atmosferi ve ortamı yaratmıştır!!…

***

İşte yakın tarihimizde bu minvalde "siyasetin" kulvarında yaşanan ve yaşatılan "kutuplaşmalara?" bakar isek!…

Siyaset dedikse, "salt parti ve yönetimleri" değil, ahaliye sirayet edici olan "taban siyasetin" bulduğu zemin önemli!.. 

Öyle ya, 60'ları bir hatırlayalım, nasıl bir siyasi rüzgar esip, soluklanan hava neydi?…

27 Mayıs'ta "vücuda" gelen kutuplaşmanın, adı neydi?… 

Ne deniliyordu; "Vatan Cephesi?"…

Kime karşı, dönemin siyasal iktidarının başındaki Liderine ve siyasetine karşı; "kin, nefret ve husumet(KNH).."

***

Ki, 60'tan önce.. Yani 50'lerde, "kutuplaşmanın, kamplaşmanın, hizipleşmenin" tek parti dipçik ve şeflik döneminde atılan tohumunun çürümüşlüğünü fark eden halk, "yetti deyip" birliğe, dirliğe ve bütünlüğe odaklandıysa da..

Demokrasi kazandı, milli irade söz sahibi oldu diye bir beklenti oluştuysa da.. Ancak akabinde, "KNH devreye girip, dizgini kopararak "Vatan Cephesini" doğurdu..

Yaktığı ateşi "körükledi?"…

Tekçi, vesayetçi ve inkar, asimilasyon ve inanca karşı, husumet "kazanı" ateşe konularak, dibi alevlendirildi!!…

***

Yıllar geçti, 70'lere geldik..

Dönemin akımı bu kez "Milliyetçi Cephe!" üzerinden kurgulamalar yaptı?..

Gaye, 80'lere "vesayet" ikmal ettirmek..

10 yıl içerisinde, "sokaklar da, meydanlar da, üniversiteler de, dağlar dahil olmak üzere" her yer; "gençliği" kırdıran, toplumda kırılma yaratan "O Milliyetçi Cephe" kendisine saha hakimiyeti oluşturarak; "hanedanlık" ateşini yaktı.

Ve; 12 Eylül'ü bu hanedanlık doğurdu..

Bir sağdan, bir soldan; "öldür de öldür?"..

"Körüklenen" iki kesim, "sonraki" hamlelere domino taşı oldu?..

KKH, KNH'yı "alevlendirdi?

***

Ve, 90'lar!.. Bir sağdan, bir soldan "alevini", inanca yönlendiren, 25'lerin dönemiyle, hanedanların yarattığı kutuplaşmanın, hizipleşmenin, kamplaşmanın adına bu kez; "İrtica" denildi.. 

Giyilen libas, İslam ülkesinde "İslam'ı, İslam'ı yaşayabilmeyi" yasaklamak, öteki hale getirmek!..

Dil ve ırk kutuplaşmasına, "inancı da" eklediler..

Bu süreci de; 28 Şubat olarak dizayn ettiler..

"Bu süreç bin yıl sürecek" deyip; yak, yık, yok et politikası benimsenildi!!!…

***

Bu yıkıcı ve yok edici "dil, ırk ve inanç" odaklı hizipleşmenin ürünü olan işlevsiz siyaset; "illegal oluşumları" sahadaki kullanılan argümanlar olarak belirledi…

Devletin içindeki derin devlet yapısı, dışa bağlı millet içerisindeki derin localar, siyaset kendilerine has "örgütlerle", yeni bir rol aldı..

Ölümler üzerinden korku imparatorluğu oluşturmak..

***

2002'de roller değişti…

Ancak; "KNH" 2007'de; "kapama ve e-muhtıra" gibi iki hamleyle, boy göstermedi değil, gösterdi.. 

Ki, yetmedi, 17-25 aralık..

Yetmedi, 15 Temmuz!..

Ve bugüne, geldik…

***

Şimdi!… Kronik ideolojik kutuplaşma; "ittifak" adıyla devreye girmiş bulunuyor..

Ama, her saniyesi, "hasımlığı" kişisel yönde körüklemektedir?..

Kutuplaşma ve kin, nefret birbirini "tetikleyen" dalgalar olarak, taraflarca fırtınalar estirilerek; "birbirlerini" güçlendirdiler..

***

Lakin, yaşadığımız şu çeyreğin, çeyreği zaman diliminde; "önceki dönemlerin" aksine, bir gelişme var..

Bilmem farkında mısınız?

 Çünkü, geçmişteki hadiseler, ülkeye ve millete sürekli "gerilime" evresini yaşatmıştır.. Her hamle; onlarca yıl geriye gitmek?…

***

Ama bu dönemde "Sihirli" bir durum var.. KKH de, KNH de "alabildiğine" yaşanıyor.. Ama; ülke ve millet adına büyük bir gelişme ve büyüme var?

Sanki, KKH, KNH, bir "doping, vitamin" güç oluşturan kazanım olarak, "gelişen, büyüyen, zenginleşen", küresel dünyanın "yeni aktörü" olabilme adına, koşan bir Türkiye'yi oluşturdu…

***

Tamer'in dediği gibi.. KNH siyasal iktidar açısından; "doping mi" içeriyor?..

Vaziyet, bunun oluşturduğu "güçlü vitamin" ise üstadın ifadesiyle; "yolun seyri hep böyle" olsun…

"Güç veren vitamini" korumak lazım…

Sakın ola geri vites atılmasın..

Çoklu barolar mı, çoklu birlikler mi, çoklu, örgütlü oluşumlar mı, her ne ise demek ki;

"Demokrasiyi" ayakta tutan, çoklu kutuplaşma "rotasında" yürümek lazım!!!…

***

Neyse!.. Biz yine neme lazım diyelim!…

"Tılsım, doping, ateş" gibi KKH ve KNH'nin "varlığına, işlevine, varlık etkenlerine" itirazımızı yapalım!..

Çünkü, bu seyrin ödenen ağır bedelleri var.. O bedeller, kaybedilen "canlardır.."

Keskin sirke küpüne zarar hakikatiyle yürüyelim..

***

Artık yeter, diyerek birliği, dirliği, bütünlüğü, barışı, kardeşliği, demokrasiyi, eşitliği, hak, hukuk, adalet ve zengin kazanımları ikmale getirelim..

İşsizliği, yoksulluğu gideren istihdam hamlelerini geliştirelim!..

Kutuplaşmayı, kamplaşmayı "hizipleşmeye, kine, nefrete ve husumete" dönüştürmekten, vazgeçelim!…

***

Geçmişten çıkaracağımız, büyük "derslerin" öncülüğünde, "fikir ve düşünce" farklılıklarımızı; "demokrasinin" zenginliği olarak; idrak edici bir felsefeyle, yol alalım!.. O zaman; yeni dünya düzeninde "yer alan" değil, rol alıp, karar masasında oturan, Türkiye olmalıyız!...

***

65'LERİN İTİRAZI VAR!…

Dün arayan çoktu.. Dedikleri şu; "turizm seyahat izni" çıktı.. Biz 65 yaş üstü kişiler seyahat edebiliriz.. Ama şartlar var.. Yok, refakatçi, yok elektronik cihaz kullanma.. Yok, internet.. Yok e-devlet…

***

İyi de, "kim bizimle" uğraşacak.. Evlat mı, torun mu, herkesin işi başından aşkın?..  İnternet kullanmasını bilmiyoruz.. E-devlet sistemini nasıl kullanacağız.. Galiba bu koşullar; "bizi evden çıkarmama" adına, pranga!…

***

Seyfettin dayıya yine cevap veremedim.. Ama; serzenişini ilettim.. Son cümlem şu oldu kendisine?.. Paran çok mu; cebinde kalsın?..

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Kediyi, köpeği seven; neden vatanını sevmez?