KULİS NOTLARI?..

Ne de çok.. Masam dolu.. Not defterim ha keza!.. Ki, yazıma döşenen notlar da ayrı.. Tabi, sosyal medya hesapları da var.. AK Parti kulis bilgileri, daha bir  çoğunlukta… Diyarbakır'dan, Genel Merkez'e uzanan bir yol seyrine sahip hepsi!!… Lakin, bilgiler "soru eksenli…" Yani, yanıt aranıyor..

***

İkmale gelen ilk soru şu.. Kabine değişikliği; "kongre öncesi mi, kongre sonrası mı?"… Yeni yönetim sistemiyle ilgili; henüz bir "veri" yok.. Ancak, AK Parti'nin "siyasi geleneğine" yani, geçmişe baktığımızda, soruya gelen yanıt şöyle…

***

Önce, kongre yapılır.. Parti yönetimi belirlenir.. Yani, MYK seçimine girecek isimler, netleşir.. Görev dağılımı yapılır.. Sonra, "uzlaşılan" isimler üzerinden, Kabinede değişikliğe gidilir.. Ki son dönemlerdeki kabine değişikliği, "hükümetin" omurgasını oluşturan yapıya, dokunulmadan bir kaç isimle, münhasır kalınıyordu..

***

Ama görünen o ki, parti kongresinden sonra kabinede "köklü" bir değişim olacak.. Özellikle, kabinenin "değişmez" diye ifade edilen isimleri, "Cumhurbaşkanı Yardımcılığı" görevine getirilecek.. Ki bunların başında kulis bilgilerine göre isimleri zikredilen iki kişi var; "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.. Ve eski Başbakan Binali Yıldırım.."

***

Tabi, Başkan yardımcılarının görev alanı, bağlı bakanların "yetki konusunda da" kapsamın genişletileceği ifade ediliyor.. Yani, Erdoğan'ın 4 kişiden oluşacak, "Yardımcı" kadrosu, Kabine üyeleri üzerinde, etkili olacak.. Sembol isimler olarak kabinede görev almayacaklar… Riskli bir durum.. Belki çok başlılık polemiğiyle, bu fikirden geri adım atılabilir.. Ama, gidişat bu yönde… Kabinenin de yüzde 80'inin "değişeceği" ifade ediliyor..

***

En çok vurgulanan, dillendirilen soru ise!… Kabine ve Parti Yönetiminde "Bölgesel" dengelere, hassasiyet gösterilecek mi?.. Kabinede, Doğu ve Güneydoğu temsiliyetine, önceki hükümetler döneminde olduğu gibi; "tercihsel" duruş sergilenir mi?.. Yoksa, tepki gören hal-i hazırdaki düşünce, kendini korur mu?. Kulis bilgilerine göre, 2018 seçimlerinin sonucunun verileri doğrultusunda, "hassasiyet" gözetilecek..

***

Kısacası, Kabinede ve Parti Yönetiminde Doğu ve Güneydoğu bölgesi; "kendini" bulacak… İşte bu bulma bilgilerinin geliştirdiği bir kaç sorudan biri de; "kim, hangi isimler" temsiliyet alacak.. Ya da en güçlü isim, kim olabilir… Beri yandan, İllerin ağırlığı olacak mı?.. Mesela Diyarbakır, kendine MYK ve Kabinede yer bulabilecek mi?..

***

Malum!.. İki dönemdir, hükümette Diyarbakır yok!… Neden yok faslının tartışmasına girmek istemiyorum… Çünkü, "yokluğu" salt Diyarbakır eksenli, değil.. Bölgeyle alakalı… Ancak, MYK'da "hep var oldu?".. 24 Mart'taki kongrede, Diyarbakır bir kez daha "çifte" temsiliyet alacak mı.. Alırsa kimler olur?..

***

Zikredilen isimler çok!.. Buradan dillendirmek istemiyorum.. Ama, ana kriter şu olmalı diyorum?. Her kim, MYK'da yer alacaksa, "sadece bir dinleyici, sadece ismi orada bulunan" halk deyimiyle, "suya sabuna dokunmayan" bir hal içerisinde olmasın… Bölgeyi ve Diyarbakır'ı doğru ve gerçekçi, samimi bir fikriyatla anlatabilen, olsun!…

***

Eğer ki, 2023'teki seçimlerin "kazaya" uğraması istenilmiyorsa.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği gibi; "2023 seçimleri Türkiye için tam bir kader seçimine dönüşmüştür" sözüne, pür dikkat kesilmeli.. Ona göre, "kadroların" şekillenmesi ve yetkilendirilmesi gerekiyor..

***

İL BAŞKANI AYDIN'LA BULUŞMA!

Dün, AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın'ın "basınla buluşma" toplantısı vardı.. Aydın'ın daveti üzerine katılım, gösterdim.. Ki, medyanın hayli ilgisi yüksekti..

***

Aydın, Kadın Kolları Başkanı Müzeyyen Kaya, Gençlik Kolları Başkanı Mahsum Melikoğlu ile birlikte, Kayapınar İlçe Başkanı Uğur Delidereli, Yenişehir İlçe Başkanı Nupelda Kaya, Sur İlçe Başkanı Murat Unat ve Bağlar İlçe Başkanı Ahmet Maruf Demir de hazırdı…

***

Yakından tanıdığım Aydın'ın, dün bende bıraktığı ilk intiba şu oldu.. Ki, kendisi Parti Kongresinde şunu ifade etmişti.. "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak?.?" AK Parti İl ve teşkilat politikasında, "eski tas, eski hamam" misali bir anlayışın güdülmeyeceği yönünde, taahhütleri oldu…

***

Malum daha önce, AK Parti İl Başkanlığına ilişkin iki yazım olmuştu.. Birinci yazımda, "kim başkan olacak" değil, "nasıl bir başkan olmalı" diye sorgulama yapmıştım.. İkinci yazımda, Aydın'a yönelik "naçizane tavsiyelerim" diyerek, bir düzine geçmişin "hatalarını" içeren, yaşananları dile getirip, "aman ha dikkat" demiştim..

***

Aydın'ın yansıması, iki yazıyı "harmanlayan" siyasi bir profil oldu.. Önceliğimiz, "100 günlük hedefimiz" olacak. Ana temamız, "gönüllere dokunmak" olacak?" diyor Aydın… Ve şehrin hassasiyetlerini önceleyerek, "Sahada aktifleşeceğiz. Siz istediğiniz kadar maddi içerikli hizmetler, faaliyetlerde bulunun, eğer ki insanın yüreğine, kalbine, vicdani değerleriyle bütünleşemiyorsanız, sizin alabileceğiniz mesafe kısa olur" diyerek, "Biz, gönüllere dokunacağız" dedi…

***

Kentin bir çok sorununa ilişkin, soruları da yanıtlayan Aydın.. Özellikle, "kayyım yönetimlerine" ilişkin ciddi bir rapor ve faaliyet çalışması içerisinde olacaklarını ifade etti… Kamu kurum ve kuruluşların idareci profili ve faaliyet "istatistiklerini" çıkarıp, "ehil ve liyakat" odaklanacağını söyledi… Aydın, Anayasa ile ilgili Diyarbakır'da kapsamlı bir "çalıştay" hedeflediklerini de açıkladı.. 

***

Önceki başkanların aksine "istişareye ve eleştiriye açığım" dedi.. Yeter ki, "yıkıcı" olunmasın, "yol gösterici" olsun.. Geçmişin bir çok olumsuzluklarını, bir vatandaş olarak "yaşadıklarım" diyerek aktaran Aydın, "işçi alımlarının kurayla yapılacağını, bir değil üç noter huzurunda, yapılması yönünde telkinlerinin bulunacağını" ifade ederken, siyasi nüfuz ediciliğin önünü böylece kesmiş oluyor..

***

Neyse!.. Aydın daha işin başında, güzel, samimi ve güven verici konuşuyor.. Üstadın ifadesiyle, bakalım zaman ne gösterecek…? Öyle ya, Diyarbakır'a gelip-giden bir çok il başkanı, "gelen gideni aratır" oldu… Bekleyip göreceğiz…

***

İsmet Paşa

İsmet Paşanın oğlu Erdal İnönü, bir seçim mitingi için Rize'ye gider.

Kürsüde konuşan ince zayıf uzun boylu İnönü'yü gören Temel sorar:

- Ha bu konuşan adam da kimdur?

Derler ki:

- İsmet İnönü'nün oğlu Erdal'dır!

- Uy desene Paşanun çok günahını almışuz.

Rahmetli II. Dünya Savaşı yıllarında bizleri çok aç bırakmıştı.

Baksanıza ne kadar adaletli davranmuş, kendi uşağını da aç bırakarak ne hale getirmiş!

***

İNANSAYDINIZ

Kuraklık var, yağmur yağmıyor, nefesi kuvvetli bir hoca getirmişler, hep beraber tepeye yağmur duasına çıkmışlar, akşama kadar dua etmişler, bir damla yağmur düşmemiş...

“Hani hoca efendi, yağmur nerede?”

Hoca terslemiş:

“Sizin kalbiniz bozuk!”

“Niye?”

“Eğer yağmur yağacağına inansaydınız, şemsiye taşırdınız. Bir ben inandım, şemsiye aldım, o da yetmedi!”

***

GÜNÜN SÖZÜ

 - Ben seni susayacak kadar, ben sana susayacak kadar, ben seni beni susturacak kadar sevdim.