Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

KURBAN KESİLMESİN HA!...

Bakar mısınız, "Kurban" karşıtlarının çirkefleşmelerine!..

Yine ahkam kesmeye başladılar!…

"Hayvanları kesmeyelim, hayvan katliamı yapmayalım…

Ülkenin dört bir tarafı kanlı görüntülere sahne oluyor?..

Bu vahşiliğe son verelim…"

Gibisinden, falan laflar çakıp, kasmaktalar!...

İyi hoş da!..

O kebapçı senin, bu kebapçı benim dolaşıp duran sen değil misin!..

Mangal partileri tertipleyen de, sen değil misin!…

Önüne konulan, mangaldan aldığın "etleri" merhum Erol Taş'ı aratmayan sahneleri sergileyerek, iştahla hapır hupur yiyen, sen değil misin…

Hele bir de, "süslü sofraların" elindeki kadehle mangal partisine ait görüntüleri; midenin şişkinliğiyle, pişkince sosyal medyada hesaplarında paylaşıp, reklamcı kesilen de, sen değil misin!…

Az kanlı olsun, diyerek bonfilenin servisini bekleyen de, sen değil misin?!…

***

Hadi ordan sizi, bilmem “iki yüzlüler..!”

Yani, tüm riyakarlığı sergileyeceksin...

En sahtekarca tavır içerisinde olacaksın..

Tutarsızlıkla, göstermeliklerinde sınır tanımayacaksın...

En sinir bozucu, tiksindirici hallerini pervasızca ortaya koyacaksın!..

Sonra ahkâm keseceksin..

Çıkıp, "hayvanları kesmeyelim, kurban bayramı, hayvan katliamı" diye, anılacak şekilde, laflar üreteceksin!?.

Seni gidi işkembeci seni!?..

***

E be be namaz..

Alnı secdeye gitmeyen..

Küfrün batağında çırpınıp, duran!…

Dine, inanca, değerlere saygısı bulunmayan şuursuz şahsiyet!..

İnancın yoksa da, bari inançlı kesime karşı, azıcık saygılı ol!..

Ki, seni adam sayalım!...

***

BENİM YAKINMALARIM!…

Bilinçsizce "kurban kesiminden" yakınanım!...

Elinde bıçakla, hayan pazarında kol gezen kasaplardan, yakınanım!…

Cadde, sokak, bahçede "boğa kovalayan" eli satırlılardan, yakınanım!…

Ulu orta yerde, kurban kesilmesinden yakınanım…

Hayvan sakatatlarının gelişi-güzel etrafa saçılmasından, yakınanım!..

Acemi kasapların, hayvana eziyet etmesinden yakınanım…

Elini, bacağını, orasını burasını kesenlerin hal-i durumundan yakınanım…

***

TRAFİK, TRAFİK, TRAFİK!…

Gel gelelim, "tatil için yollara" düşenlere…

Seyahate çıkanlara…

Yani otoyollarına, karayollarına…

Her bayram, dilimizde tüy bitiyor anlata anlat..? Ama yine de trafik kazaları bitmiyor..

Her bayram, bir sonraki bayramın "rekorunu" kırıyoruz!…

***

İçişleri Bakanlığı genelge yayınladı..

Bayram süresince "trafikte" tavizsiz uygulamalarda bulunulacak..

Üç ayrı kontrol stratejisi!..

Doğrusu siz istediğiniz kadar kontrol ve tedbir alın.. Direksiyonun başındaki "trafik canavarı" olduğu sürece, kazalar kaçınılmazdır!…

***

Onun için, azıcık dikkat azıcık direksiyona ve arabanıza dikkat diyorum!…

Çünkü kabahat "trafik canavarının, hayvanoğlu hayvan olmasıdır"…

Yani aman ha aman, dikkat...

Evet ya, dikkat dikkat ve yine dikkat!!!..

Can sadece sizin canınız değil...

Bilin ki, aynı güzergahtakilerin de, canı vardır..

Bunu öğrenin!?..

Ona göre kurallara uyun!...

***

AMAN HA DİKKAT!…

Bayram, seyran, keyif.. Ve tatil..

Hepsi güzel, hoş ve sevindirici…

Hele ki, "normal hayata" dönüş!..

Herkesin yüzünde bir gülümseme, tebessüm ve sevinç var..

Öyle ya, 1.5 yıldır "kabuslu" bir yaşam kafesindeyiz..

"Ölümler" kol gezdi, salgın "kasıp kavurdu?"…

Şükürler olsun bugünlere..

Ancak, unuttuğumuz bir şey var..

O da, "ölümcül" virüs koronanın, "kalabalığı, boş vermişliği, rehaveti" çok sevdiğini…

Yazın keyfi, bayramın 9 günlük tatil zamanı..

Yani bugünlerde yiyeceğimiz "hurmaların" sonrasında "bizi tırmalayacağını" bilmemiz gerekir…

Ona göre!…

***

Yoksa, "bizlere" bayram "ölüm" olur, koronaya ise "çifte bayram" olur!…

Şu varyantlı hali ise; kim bilir şu an kimle ve kimlerin kucağında, gel kucaklaşalım, bayramlaşalım, el yanak öpelim, diye pusuda bekliyor!..

Korona, ‘sıfır toleranslı’ gaddar bir insan avcısıdır.

Kısacası; aman ha bayramı zehir etmeyelim…

Çünkü, "aşı ve kurallar" 60 bin vakadan 5 bine indi..

Ölümler yüzlerden, 40'lara düştü!..

Yeniden "alevlendirmeyelim…"

Onun için; maskemizi ve mesafemizi; "koruyalım?"…

Biz bayramı yaşayalım, koronaya da kahru-perişanlığı bırakalım!..

Belki, kıskançlıktan, hasedinden çatlar-patlar..

Ve bir daha yüz yüze gelmeyiz!…

***

YİNE GAZİ YAŞARGİL!…

Ne yazık ki!..

Yine Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma hastanesi.. Ve yine skandal bir vakıa!…

Bu kez, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suiistimal, sahte sağlık raporu..

Ya da; karargah kuran müfettişlerce yargıya intikal ettirilen dosyalar!…

Ve ne de, hiçbir mevzuata uymayan…

Ve "suç teşkil eden", müfettişlerin de olmaz deyip, "hukuksuzluğa" nasıl imza atılır minvalindeki, Öğretmen Evi'nden, Gazi Yaşargil'e "yemek satışı ve hizmet alımıyla" alakalı dosya da değil…

***

Mevzu, Hastanenin Baş Eczacısı olan Mahmut Sert..

Ki kendisi aynı zamanda, Eczacılar Odası Başkanı…

Bir hemşir tarafından, "mevzuat" dışı istediği ilacı vermediği için, darp edilmiş..

Olay Başhekimliğe intikal etmiş.. Ancak, gelenek bozulmamış; "üç maymun tavrı" takınmış!..

***

Eczacılar Odası olayı kınadı..

Yazılı açıklamayla dikkatleri çekip, "yönetimsel zafiyete" dur denilmesi istendi..

Bir kez daha klişeleşen ifademizi kullanırsak..

Şu Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ne zaman "Sağlıklı" bir hastane kimliğine kavuşacak…

***

BAYRAMI YAŞAMAK!…

Dönersek, Kurban Bayramı mevzusuna!…

Bugün Arife günü..

Yarın da, Bayram…

Ne yazık ki, son bir buçuk asırdır, "bayramları" yaşayamıyoruz!..

Denir ya, "burnumuzdan" getiriliyor…

Çünkü, coğrafyanın hal-i vaziyeti perişanlık!..

Terör, şiddet, kan ve gözyaşı; kesintisiz iştahlı iştahlı akıtılıyor…

İç savaşlar, her ülkede "bağnazca ve fütursuzca" kan akıtıyor..

Suriye'deki iç savaş..

Ortadoğu dün olduğu gibi bugün de "alev" topu misali, cayır cayır yanıyor..

Bombalar, her yerde patlıyor…

Ve, yakılan-yıkılan, virane edilen bu diyarların hepsi de, İslam memleketi!…

Ölen de, öldüren de "Allah'u Ekber" diyor..

***

Ama kimse, Allah için, kendi milleti ve devleti için "bunu" yapmıyor..

Bilaistisna hepsi, Siyonizm’in, emperyalizmin, faşizmin küresel sermaye güçlerin, namı hesabına şeytani yapılarla işbirliği yaparak, yapıyor…

Ne dini bayramları ne milli bayramları, yaşar olduk!..

Hele ki, korona belası da yaşanan "zalim ve zulüm kâr" hayatın, coğrafyanın, ülkelerin ve milletlerin üzerine çökmüş, kabus gibi!…

***

Evet, her şeye ama her şeye rağmen!..

Duamız ve temennimiz, Mübarek Kurban Bayramı, ülkemize, milletimize, devletimize, İslam ülkelerine, Müslümanların içerisinde yaşadıkları "sıkıntıların" bertarafına, huzurun, barışın, özgürlüğün, kardeşliğin payidarlığına vesile olsun!..

Pek gündem olmayan, konuşulmayan, dillendirilmeyen!..

Ama içten içe yürekleri dağlayan bir hadise var…

Cezaevlerinde yürütülen açlık grevlerinin, tüm nedenleriyle birlikte "son bulması" dileğiyle!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Efendi davul sesi ile uyanıyor, bekçinin gecesi nasıl geçti, nereden bilecek.

***

Kurban Bayramınız Mübarek olsun…


Bu Makale 2405 kere okunmuştur.