LAĞIM PATLADI!…

Evet ya.. "Bâb-ı Âli“ yokuşu mu, inişi mi?..

Her ne ise...
Lağımı fena bir şekilde patladı!..

Koku dehşet verici…

Biz bile, "Diyarbakır'da kokusundan" duramıyoruz.

Rahatsız edici!.

Her ne kadar, "arada bir" burada da, benzer patlamalar oluyorsa da..

Etkisi, “yaygın medya” kadar değil…

Öyle böyle değil; Bâb-ı Âli‘nin "patlayan" lağımından akan ve kokan, "pisliklerin" hali..

Tabi, lağımdan üreyen "lağım farelerine" bir şey diyeceğimiz yok!..

Onlar zaten, " o lağımın" içerisindeler..

Yaşam dünyaları o lağım!..

Ne olsun olabilirler..

Ne de olsun yaşayabilirler…

Buradan nemalanıyorlar..

Keyifleri yerinde..
Her ne kadar arada bir; “kemirdiklerine” dair birbirlerine laf ediyorlarsa da!..

***

Patlayan lağımın çevrede yarattığı sel dikkatimi çekiyor!..

Ve oluşan baskınlar..

İşte "o lağımın bastığı" evlerden "bir tepki" yok!..

Kimseden ses seda yok!…

Herkes halinden memnun gibi “lağım içerisinde” geziniyor!..

Diyorum ki, onlar "o lağımın" eski fareleri olmasın mı?..

Öyle ya, patlayan lağımın oluşturduğu sel "gırtlağa" dayandı..

Batanlardan, "bir imdat" çığlığı yok..

Dahası, “evlerini basan, gırtlaklarına kadar battıkları lağımı dışarı atmaya da çalışmıyorlar?..

Oluşan pis suları temizlemeye çalışan da yok!..


 

***

Demek ki;  lağıma kapılanların "eski günlere bir dönüşleri var?"…

Malum, uzun bir süredir "kemiremiyorlardı?"

O kemirgenlik "vasıflarını" icra edemiyorlardı!…

Yuvalarına dönüş!..

Neyse!…

Aman ha aman; ahaliden uzak dursunlar da…

Onlar, "istedikleri gibi lağımdaki pisliklerle meşgul olsunlar..

Pisliklerini,

Dökülen kirli atıkları "kemirmeye" devam etsinler!..

Ha bu arada!…

Lağımı patlatan da, lağımda yaşayanlar!…

Dışarıdan müdahale yok..

Çok aşırı "şişip palazlandıklarından" olsa gerek pislik kanalını patlattılar!..

Kanal dolduğu için, azıcık hava, alması lazımdı..

Onun içindir ki; "lağım" patladı!…

Kim onararak!..

Üstünü kim kapatacak..

Kokunun yarattığı tahribatı kim giderecek; işte o da belirsiz!...

Neyse, koku rahatsız verici..
 

***

HAVASINI ELBETTE Kİ ATACAK!…

Bayan Meral!.. Kendi ifadesiyle, "Dede" Meral!…

Demiş ki, "Yerli Aşı" üzerinden, Erdoğan "siyaset devşirmesin?.."

Yani, "yerli aşı" başarısı üzerinden, "hava atmasın!…

Hayda!..

Havasını elbette ki atacak..

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı…

Bu ülkenin iktidarını elinde tutan Parti'nin Genel Başkanı..

Bu ülkeyi 20 yıldır yöneten kişi..

Ve bu ülkenin, yüzde 52'nin üzerinde "oy alarak" seçilmiş bir lideri..

***

Şimdi, bu siyasi lider!...

Sağlık Bakanlığı'nın özverileriyle..

Sağlık camiasının büyük mücadelesiyle..

Bilim adamlarının "akıl üstünlüğüyle" övünmesin mi?..

Hele ki; "yerli aşı" üretimi üzerinden; hava atmasın mı?…

Ki yeryüzünde "çok az sayıda" ülkeye ve millete nasip olmuş bir başarı "sağlanmışken?" keyifle söz etmesin mi?..

***

Edecek!..

Hem havasını "atacak" hem de, propagandasını yapacak..

Hem de, el allame, Türkiye'nin "nasıl büyüdüğünü, geliştiğini" gösterecek..!

Gururlanacak, sevinecek..

Sahiplenecek..

İşte Türkiye, işte AK Parti "diyecek?"..

Ve bu onun hakkı!…

***

Siz neden; "milli ve yerli" siyaset icra etmiyorsunuz!..

Bunun üzerinden de; "hava atmıyorsunuz?"..

Çıkın deyin ki, "Bilim İnsanlarımızla" gurur duyuyoruz, sizleri bağrımıza basıyoruz..

Sizler bu ülkenin ve bu milletin medarı iftiharısınız!..

Teşekkür ediyoruz..

İyi ki varsınız, iyi ki bu milletin evlatlarısınız, deseydiniz!..

***

Bunu, ortağınıza da empoze ettirseydiniz!..

Ve, hep birlikte "TURKOVAC" aşısıyla alakalı; "olası algı üreteceklere" ki siz diyorsunuz ya "Algı operasyonuna kurban edersen, altında kalırsın" tehdidi yerine "güvenirliğine" vurgu yapsaydınız!…

***

Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi; "Beni Türk Hekimlerine Emanet Edin" sözüyle yola çıksaydınız!..

Ki ortağınız, bu sözü söyleyen kişinin kurduğu partinin lideri!..

Güven tesis edici, "müspet" çıkış ve söylemleri icra ederek, "Milletçe Havamızı atalım" narasını atsaydınız; daha bir samimi olmaz mıydınız?"…

***

AK PARTİ'NİN OYLARI!…

Deniliyor ki..

AK Parti'nin "oy oranlarında" düşüş var!..

Peki "düşüş" oranı ne kadar?..

Bu soruya, yanıt aramadan önce, geçmişe bir bakalım!…

AK Parti, ilk iktidara geldiği "seçimde" kaç oy almıştı..

Oy oranı ne kadardı?…

Yıl 2002!..

AK Parti'nin aldığı oy yüzde 34 idi..

Ve iktidara geldi; hem da salt çoğunlukla?"..

Sonraki seçimlerde, "sürekli" oy oranını yükseltti..

Bir değil, kaç seçimde!..

Ki 2015'i hatırlatırsak!..

O günkü oy oranı yüzde 49'lardaydı!…

***

Peki şimdi!..

Ki herkeste yaygın bir görüş var..

"Oylarda düşüş var?"..

Nitekim AK Partili Mustafa Şen..

Kendi yaptıkları ankete göre, AK Parti'nin hal-i hazırdaki oy oranı; 38 ila 40 bandı arasında gidip-geliyor?…

Yüzde 34'ten, yüzde 49'a ve şimdi de anketlere göre yüzde 40'ları gösteren AK Parti'nin seyrine; odaklanmıyoruz!…

20 yıllık iktidarı ve yıpranmayı da, göz önüne getirmiyoruz!..

Ve diyoruz ki, AK Parti'de "büyük oy düşüşü" var?…

Diyelim ki, 49'lardan, 40'a..

Hatta, 38..

Biraz daha, puanları aşağı çekerek, yüzde 35!..

Düşüş oranı, yüzde 10 ila 15 desek bile!…

Bu düşüş; "büyük bir düşüş" olmadığı gibi; "ikmale gelen" soru ise, "kayıp oyları" kime gitti!…

***

CHP'ye mi; hayır!…

CHP yüzde 22 ila 25 bandında!.

Ne eksik, ne fazla?.

İyi Parti'de kıpırdama var, yüzde 11..

MHP inişte, 8 ila 9 bandında!..

HDP 10 ila 11 bandında!..

Vaziyet bu iken; "muhalefetteki" inişi de dikkate alınca!…

Sahi ya; tüm bu düşüş oyları nerede!..

Sel alıp götürmediğine göre; düşüşler "ağacın" dibindedir!..

Eğer ki, ağacın bakıcısı olan bahçıvan, hasadı ve budamayı "zamanında" yaparsa, "düşenler" toparlanır, kazanan en yüksek oy oranına sahip olan olur!…

***

Ne diyordum; ittifaklarda "kilit parti HDP" sandıkta ise son sözü söyleyecek olan da; "kararsız" seçmenler!..

Sandık ortaya konulduğunda; herkes görecek!…

Neyse, "oy oranı" üzerinden hiçbir zaman "demagojiler" bitmez!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Yalnızlık zeki beyinlerin çıkarsızların ve sağduyulu insanların kaderidir.

***

Hayırlı Cumalar..