MEVZULAR DAĞINIK!..

Öyle böyle değil…

Az sonra, "içine" dalacağız..

Ama önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır gezisine, bi göz atmak istiyorum..

Malum, nefesler tutulu şekilde, gözler Diyarbakır'a odaklı..

Erdoğan "sürpriz ve müjdeler" noktasında, neleri konuşacak, neleri açıklayacak..

Yeni bir süreç, yeni bir sayfa, yeni bir "Kürt politikasına" dair, kart mı sunacak?..

Doğrusu, sorular kapsamlı ve hayati cevap ister!… Tabi bir de, "Cumhurbaşkanına açık mektup" başlıklı yazımın da, etki ve tepki aksiyonuyla ilgili, yansıması!…

İşte bu alana dair hasb-i hali kapsamlı ve irdeleyici noktasında bugün, değinmeyecek..

Kısmet ise, Pazartesi günü, ele alıp, sizinle paylaşacağım..

Ek olarak da, "dile getirilmeyen" ama kulislere yansıyanları da, harmanlayacağım!?..

***

KILIÇDAROĞLU'NDA AHDE VEFA!…

Var mı…? Sizi bilmem..

Ama Deniz Baykal örneğinden yola çıkarsak; "nerdeee" diye, söze girerim!…

Malum, Zülfü Livaneli "solu kutuplaştıran, inanç noktasında da ayrıştıran" çıkışında hedefine Baykal'ı ve Ecevit'i almıştı!…

Bunlardan "solcu olmaz, olmadı" diye!..

İşte bu "çürük siyasete" karşı, ahde vefa ilkesiyle herkes Kılıçdaroğlu'ndan "iki kelam" karşılık bekledi!…

Denir ya, Livaneli'ye "ağzının payını verme" adına!…

Beklenen şuydu!..

Nezaket kuralları içerisinde, vefa ve insani duyguyla, Baykal'ın CHP'de "emeği büyüktür!.."

Bizim üzerimizde de emeği vardır..

Bu minvalde, iyilikten, zarafetten, güzellikten, saygı, sevgi, muhabbet duygusuyla, "eski liderine" sahip çıkmaktı..

Ki Baykal'ın "sağlığı açısından" gerekli cevabı verebilecek" durumu yok iken!…

***

Denir ya!…

Gel yıllarca CHP'nin başında ol..

Genel Başkanlık görevini yürüt..

Bir ömür siyasi hayatını bu yolda, ver!..

Biri çıkıp "senin solculuğunu sorgulasın.."

Senin partin ve senden sonra liderlik koltuğuna oturan zat-ı muhterem, ahde vefayı bir kenara bırakıp, "sahiplenmesin!.."

Bu, sırttan hançerlemedir!…

***

Bahçeli'ye bakar mısınız vefa örneği!..

Ecevit'i sahiplendi..

CHP'nin yayın organı Halk Tv'de "Ecevit'in solculuğunun eleştirildiği" programa, mesaj gönderiyor..

Ve yapılan eleştirilere tepki verip, Ecevit'e sahip çıktı..

Anlamlı ve siyaseten de derin düşünülmesi gereken ilkeli duruşu ortaya koyan Bahçeli'nin destek mesajındaki bu satır, vefa bayrağını simgeliyor…

****

Ne diyor Bahçeli..

"Merhum Ecevit’in Türkiye’nin hak ve çıkarlarını samimiyetle savunduğuna her fırsatta şahit oldum.

Bu haliyle, Zülfü Livaneli’nin Merhum Ecevit’le ilgili mesnetsiz iddialarını, meşrepsiz ithamlarını, hatta seviyesiz iftiralarını reddettiğimi özellikle ve sizin vasıtanızla paylaşmak isterim. "

***

Hal bu iken!..

Bahçeli'nin bu ilkeli ve zarif duruş ve tutumu, CHP'ye bir derstir...

Bunun, zerre-i miskalini, Kılıçdaroğlu Deniz Baykal'a "sahiplenme adına" göstermiş olsaydı!..

Ama yok!…

Öyle inanıyor ve düşünüyorum ki, Kılıçdaroğlu oturduğu koltuktan kalktığı andan itibaren, "CHP'de kimse yüzüne bakmaz"..

Çünkü, Ahde vefa ilkesi, bu mahalleye uğramış değil..

***

KÜRT SEÇMEN!..

Hep derim ve demeye de devam edeceğim!..

AK Parti, "Kürtlerden" oy aldığı sürece, iktidardır..

Oy almadığı taktirde, "seçimi kaybeden" taraftır…

İstanbul, Ankara, Antalya ve Adana "bunun açık örneğidir.."

Her ne kadar!.. Farklı siyasi söylem ve eylemler mülahaza edilip, "milliyetçilik, ırkçılık" gibi, laflar da üretiliyorsa!…

Kürtler Erdoğan'ı seviyor, Erdoğan da Kürtleri seviyor…

Gönül bağı yüksek..

Selvi, dünkü yazısında mahiyeti bu şekilde, değerlendirmede bulunurken, Erdoğan'ın İlkbahara kadar, Doğu ve Güneydoğu'ya "odaklanıp" gezeceğine, işaret etti..

Tabi, gezi ve ziyaretler kadar!..

Kürtler'i "gönül birliği ve dirliği" noktasında, kucaklama adına!..

Genel siyaset ve kadroların oluşumunda, halk deyimiyle "sahada göstereceği" ve Kürtlerin kabul edeceği, benimseyerek sahipleneceği, "hamleler" ister ve bekler…

***

15 TEMMUZ "ÇETE HAREKATI!…"

Sene-i devriyesinin arifesindeyiz!…

Çok konuşulup, çok yazılıyor..

Dünkü yazılardan biri…

Rauf Tamer..

Tercüman'dan eski dost.. "15 Temmuz'a doğru" başlıklı yazısıyla, bir sorgulama yapıyor…

Yazı güzel..

Bugünkü sohbetimiz de, "mevzular dağınık" başlığıyla geliştiği için..

Yazıdan mahrum kalmayın..

Bakalım, ne diyor eski dost…

***

Darbe... Ne kibar isim.

İhtilâl’in, sosyetedeki lâkabı.–

Yakışıyor.

Çok da masum görünüyor.

......

27 Mayıs’a devrim dediler. Ahali de yedi oturdu.

12 Mart’a müdahale dediler. O da cuk oturdu.

12 Eylül’e Bayrak Harekâtı dediler...

Eh, kimsede itiraz edecek derman kalmamıştı.

Alkışlarla kabul gördü.

*

Fakat şu kepazeliğe darbe mi diyeceğiz hâlâ?

Ne darbesi?

İşgal demek bile yetmez. İstila demek hiç yetmez.

Niyet kanlı bir ihtilâl’di.

Kibarımgıllas biçimde ona hâlâ darbe demek, en azından bir rütbe bahşetmektir.

Sırf darbe de değil.

Darbe girişimi.

Ne büyük laf.

*

Asker kılığına girmiş çeteciler başkaydı, Şanlı Ordu başkaydı.

Nitekim...

Çeteciler, kendilerine tepsi içinde sunulmuş bir harekât planını beceremeyip, yüzlerine gözlerine bulaştırdı.

Şanlı Ordu ise hemen sınırötesi bir operasyona girişecek kadar yüksek bir kondisyon ve performans sergiledi.

Zaten de dünya en çok buna şaşırdı.

......

- Ya halk?

Tam 30 gün demokrasi nöbeti tutan halk var ya işte, bu güzel insanlara Joe Biden’ın demokrasi getirmesi isteniyor...

İsteyen de tankların arasından sıvışıp giden demokrasi şampiyonları... Hangi birini yazayım?

Bunlar onlardı

Kıyameti kopardılar.

Üniversiteye Katarlı gençler sınavsız girecek yalanıyla ortalığı birbirine kattılar.

Ama öyle utanmazlar ki...

5-6 yıl önce, sınav sorularını çalarak binlerce gencin hakkını hukukunu ve istikbalini yiyenler de bunlardı.

15 Temmuz’a yaklaştıkça, bakalım daha neler hatırlayacağız?

***

ÖMÜR BOYU MUTLULUK!…

İki resme pür dikkat…

Birinci resim.. Nikah töreninden…

İkinci resim.. Düğün töreninden…

Hikayesi şu…

Gazimiz…

Uzman Çavuş İbrahim Yüzer…

Kuzey Irak'ta "el yapımı patlayıcının infilak" etmesi sonucu, yaralanmış…

Bir kolunu, bir bacağını kaybetmiş..

Gülhane'de "tedavisi" sürüyor…

Ve önceki gün, nişanlısı Fundanır Baykuş ile "evlenmiş..?"

Evliliklerine dair, paylaşım yapmışlar..

Yüzer'in gazi olmadan önce yaptıkları nikahın fotoğrafları ile hastanedeki düğün resimlerini, yan yana koyup!…

"İyi günde, kötü günde" sözünü yerine getirdik diyerek, paylaşmışlar…

Duygu seli..

Söylenecek söz…

Yapılacak dua…

"Ömür boyu yüzünüz hep gülsün..

Ömür boyu çok ama çok mutlu olursunuz inşallah!…"

GÜNÜN SÖZÜ

 İlmini, dindarlığını gösteriş olsun diye yapan kimse, harmanı biriktirip ateşe veren gibidir. Sadi-i Şirazi