Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

OH BE... MÜJDE GELDİ?..

Evet, Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü "betonlaştırılamayacak?"…

Müdürlüğün hazırladığı, lojman, garaj, yeni hizmet binası gibi proje “yeşile” dokunamazsın, denilerek “dur” çekildi..

Bölge Müdürlüğü alanı "artık bu bölgede" hizmet vermeyecek..

Peki ne olacak?..

Bizim uzun süreden beri, gündeme getirdiğimiz; "Yeşil alana dokunma.. Asırlık ağaçları katletme..

Orası, Diyarbakır'ın "oksijen" almada nefes borusu..

Yenişehir ve Sur buradan oksijenini alıyor?…

Birileri birilerine rant temin etmek için; burada katliam yapmayın, şehri nefesiz bırakmayın, çığlığımız doğrultusunda; "topyekûn" yeşil alan olarak kalınması kararı alındı!…

***

Sümerpark..

Eski Diyarbakır stadyumu..

Ve Anıtpark..

Sıralı şekilde, Karayolları Bölge Müdürlüğüyle birleşerek, burası "Millet Bahçesi" koridoru olarak; "yemyeşil" bir oksijen membası haline getirilecek…

Yani, Diyarbakır yeşil ve oksijen, temiz hava konusunda "ihya" edilecek…

İşte bu müjdeyi, önceki gün Diyarbakır'a gelen  Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu verdi..

Bakan "Bu emrin, bu müjdenin, bu talimatın mimarı da, Cumhurbaşkanı Erdoğan" dedi..

***

Bu karar ve müjde karşısında; iki duyguyu birden yaşıyorum…

Hem sevinçliyim, hem de azıcık da olsa gururluyum!..

Sevincim, Diyarbakır "kısmi de olsa" beton yığınından kurtulmuş oldu.

Şehir, önemli bir yeşil alana, oksijene kavuşacak..

Gururum ise; bu mevzuyu sürekli gündemde tutup, kamuoyu baskısıyla; "işi" somuta getirebilmek adına uğraşım olması!!..

Eee, eski stadyumun yeriyle alakalı "az dil dökmedik, ne olur burayı betonlaştırmayın" diye!…

Neyse, her şeyi kendimize mal etmeyelim..

Yemekte bizim de azıcık tuzumuz oldu..

Ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Bakan Karaismailoğlu'na ve diğer ilgili ve yetkililere, özellikle de Diyarbakır kamuoyuna, hassasiyet ve duyarlılık noktasında şehrin yaşayan bir ferdi olarak da "teşekkür" ediyorum!…

Hayırlı uğurlu olsun!..

Beklentim, tez elden işbaşı yapılmasıdır!…

***

Peki bu yeşil kuşakta ne yapılacak?.

Kısa bir bilgi notu vereyim..

Ki detayı, bugünkü Söz Gazetesinin manşet haberinde var..

Bu alanda millet kıraathanesi, kitapçılar çarşısı, 386 araçlık otopark, 2 seyir balkonu, basketbol-voleybol sahaları, 900 metre uzunluğunda bisiklet ve koşu parkuru, geri dönüşüm parkı, sera, ahşap ve çim seyir basamakları, çok amaçlı etkinlik alanı, yansıtma oyun ve su bitkileri havuzu, kültür ve fizik alanı bulunacak…

***

KİRLİ ZİHİNLERİN İŞLEYİŞİ!….

Bunlar, çok derin bir dünya anlayışına sahipler!!!..

Enva-i "şeytanlık ve karakter" sahibidirler…

Öyle ki, senden görünür, ama "en cani düşman" onlar sana karşı kesilirler..

Tıpkı, cevizin içerisindeki "kurt" misali, çürütücüdürler!…

Bakınız, kaç gündür konuşulan bir isim var..

Erol Mütercimler diye biri!….

Görünüşüne baktığınızda, kültürlü, medeni, terbiyeli, ahlaklı ve vicdani bir intiba oluşturuyor….

Okumuş, akademisyen!…

Yani, kelli-felli bir kişi…(!)

Ama, "gözlüğünün" arkasındaki gözlerinin içine baktığınızda…

Zihninin derinliğine odaklandığınızda…

"Kan dolu" göz damarcıkları, beyninde "haset" karşınıza çıkar…

Yani, kan emici!

***

İşte bu adam, katıldığı bir televizyon programında özellikle "İslami" kesimi kast ederek, İmam Hatipliler üzerinden dehşetli bir genellemeyle "kendi maskesini" düşürdü..

Kendini deşifre etti..

İçindeki "kirli zihniyeti, anlayışı, felsefeyi ve gerçek yüzünü" orta yere serdi…

Pespal bir yüz!

Denir ya, kep düştü, kel göründü misali!..

İğrenç bir tavırla, "İmam Hatiplilere" kin kustu..

Kini İHL'ler olsa da, İHL mezunu Erdoğan'adır asıl kini...

Kendi mahallesini "şahlandırma" adına, şöyle bir tanımlamada bulunuyor…

Diyor ki; "İmam hatip mezunları sapık, sahtekar, ahlaksız olarak karşımıza çıkıyor?.."

***

İmam Hatip Mezunu değilim..

Ama binlerce mezun dostum, arkadaşım, tanıdığım var..

Ki her türlü yemine, iddiaya girerim ki, terbiye, ahlak, insani ve vicdani yönünde yetişen, kendini eğiten-öğreten diğer lise-kolej mezunlarından fersah fersah "en sadık, dürüst insanlar" diyebilirim!..

Kimse de gocunmasın!…

Kolej mezunu Mütercimler'in alayına, edep ve haya dersi verirler…

Çünkü, İmam Hatip mezunu, "helali ve haramı" bildiği gibi, "şeytani ve rahmani" ayırımını da yapabilendir…

Eline aldığı ilk kitap ta, İlahi kitap Kur'an-ı Kerim'dir..

Neyse!.. Mütercimler.. Ve Onun gibi "kirli zihniyet" sahipleri bugüne özgü değil; İslam'a ve İslam eğitimi almış, kişi ve kurumlara karşı, "kindarlıkları, hasım oluşları?"…

Bunlar enva-i "şeytanlığı" ortaya koyup, "seni senden" ederler…

***

İşte, Sakarya'daki sözde şeyh olarak, kendini gösteren "sapık-şarlatan" Nurullah isimli, şahısın arkasından çıkan; "karanlık" senaryo!!..

12 yaşındaki kız çocuğuna yönelik "cinsel" taciziyle yargıya intikal eden ve tutuklu bulunan sapık ruhlu bu şarlatan ortaya çıktı ki, "sol, seküler, laik, Kemalist, sosyalist, İslam ve iktidar hasımı kesimiyle" sıkı-fıkı biriymiş!…

Nitekim, "sapığın" sapıklığının gündeme geldiği ilk günlerde, bu yapı "topyekûn" yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden, İslami kesime "ahlaksızca-pervasızca" saldırıya geçtiler.. Akla-hayale gelmeyen, suçlamalarda bulundular..

***

İktidar yandaşı denildi..

Erdoğan'ın finanse ettiği kişi diye yazıldı..

Tarikatlara, şeyhlere, cemaatlere "verip-veriştirilerek", kirli zihinlerini, zehirlerini, akıttıkça akıttılar..

Hem İslami kesimi hem de İslam'a karşı olan kesimi; "provoke" ederek, kaos çıkarmak istediler..

Tıpkı, 28 Şubat dönemindeki "Müslüm Gündüz, Fadime Şahin ve Ali Kalkancı" organizasyonlarının tertiplenmesi gibi..

Ama oyun kısa sürdü, gerçek gün yüzüne çıktı..

Görüldü ki, bunlar da İslam'a ve Müslümanlara karşı, Osmanlının son yıllarda "şeriat istiyoruz" diyerek, Selanik'ten yola çıkıp, "İslam'ı lağv" eden projenin sahibi ve akıl uygulayıcıları…

***

 

Şimdi, hepsi "sus pus" kesilmiş vaziyette!..

Suçüstü oldular..

Ne var ki, hala da bu şarlatanlara, bu din düşmanlarına ve yine din bezirganlarına, istismarcılarına, kirli zihniyetin işlemci ve işleyicilerine "kanan" var..

"Yalnız değilsiniz" diyenler var…

***

VAY KEFENSİZ KALASINIZ!…

Malum, Laikçi(!) geçinen gazete manşet atmış..

Ama ne manşet..

Buram buram "cehalet" kokan bir manşet..

Eee; "laiklikten" dem vurmak da bu olsa gerek..

Diyor ki;

Lise 3. sınıf "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" kitabında "kefenden" bahsediliyor..

Kabir deniliyor..

Tabut deniliyor..

Mezarlık deniliyor..

Cennet deniliyor…

Cehennem deniliyor..

Ve buna dair 9 da resim yayınlıyor…

Kitabın içeriğine bakınca..

Resimleri görünce..

"Ürktük.. Korktuk.."

Veliler de , "işe şaşmış kalmış..!'

***

Gel de, e be gafiller deme?.

Gel de, e be cahiller diye tepki verme?..

Gel de, e be be namazlar;

Kefenden,

Kabirden,

Tabuttan,

Cennet ve cehennemden ne anlarsınız ki?..

Siz..

Dinsizliğinizle, imansızlığınızla "her şeyi aşmışsınız?"..

***

İslam ülkesinde..

Müslüman bir toplumda..

Din ve Ahlak Bilgisi dersinde; "kabirden, tabuttan, mezardan, kefenden, cennet ve cehennemden" söz etmeyecekse!…

Deyin;

Sizin seküler hayat, dinsiz yaşamınızdan mı "bahsedecek?"…

Ee be kefensiz, tabutsuz, kabirsiz kalasınız!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Boşuna dememişler; gün ola, harman ola!…


Bu Makale 1321 kere okunmuştur.