PARTİLERE BİR HALLER OLUYOR?!…

Ne yazık ki!.. "Haller" öylesine "haller ki" sanki mutasyona uğramış gibiler hal-i hazırdaki siyasi partilerimiz!.. Bir eksen değişikliği, fikir, düşünce, dava, misyon, tavır "erozyonu mu" dersiniz?.. Yoksa; psikolojik ruhsal bir kaybın, sapıtması mı?!.. Ne dersiniz bilmem ama bilaistisna siyasi yelpazede, "devşirme" söz konusu..

***

Denir ya hangisinden başlasak!.. Saadet Partisi'ne bir bakalım.. Lideri Temel Karamollaoğlu'nun geldiği "siyasi çizgi" ve ortaya koyduğu, misyon!.. En akıl, sır erdirilemez evrimi yaşıyor.. Ne Parti'nin kurucusu ve manevi lideri Merhum Erbakan'ın "mirasını" ve ne de, o Milli Görüş "temsiliyeti", yok!.. Aksi bir makas değişikliği ve rotası içerisinde!…

***

Sırtına, göğsüne, kalbi derinliklerine inen 28 Şubat'ın hain "hançerinin" izleri ve yaraları vaki olmasına rağmen; geçirdiği evrimle "biat" edici olmaktan öte; kapıkulu misali.. Bugün o davanın, savunucusu, kollayıcısı, güç yapısıyla aynı masanın etrafında, "çeyrek asır öncesindeki" dava arkadaşlarına, hasım!.. Haset duygusunun vesayetinde…

***

Yani üzerindeki "tüm gömlekleri" o muhafazakar kimliğini bir kenara bırakmış!.. Yaşadığı mutasyon yetmezmiş gibi bir de, kabrinde kemiklerini sızlattıkları merhum Erbakan adına da, "racon" kesmeleri, dem vurmaları da ayrı bir değişkenlik.. Bu ne lahana, bu ne turşu, bu ne perhiz misali; dedirten bir kırık çizgide, Saadet ve Lideri Temel..

***

Diyeceksiniz ki, SP'yi "masasına" alan vesayetçi siyasetin tek savunucusu CHP'ye olan "hallere" ne dersiniz?!.. Bir garip hal içerisinde bugün CHP ve onun başındaki lideri Kılıçdaroğlu… En radikal mutasyona uğrayan siyaset yelpazesindeki haşin oluşum, CHP… Ne sol, sosyalist, ne Atatürk ve ne de Kemalizm denilen, siyasi çizgi, yok!?..

***

Bir kaset ve değişime uğrayan, her türlü faaliyetin maddiyatına odaklanan, maneviyatı da "çöplüğe" terk eden siyasi çizgi.. Ama kırka bölünmüş, kırık anlayış.. Bir asırlık serüvenin rotasından sapmanın ana kırılganlığının da, "dış orjinli" olması, Ecevit ve Baykal'ın "sol bayrağını" indirmiştir.. Kim kimin nam-ı hesabına var, meçhul!.. Dava ne; o da meçhul..

****

Gel gelelim, DP'ye.. Ve tabi ki lideri Gültekin Uysal.. Menderes'in, Demirel'in mirasına sahipse de, halk nezdindeki bugünkü desteği, "sıfırları" gösterse de!.. Mevcut siyaset kulvarında, "dava" yönünde mutasyona uğrayanlardan, üçüncü konumda!.. Hesabı, kitabı, defteri, amacı ve gayesi neye kamildir bilmem; ama gidişatı halel değil…

***

Miraslarını aldıklarını "kabirlerinde kemiklerini" sızlatan bir anlayışın güdülmesi; "hoyratlığı" gösteriyor.. Bir miras bu kadar mı heba edilir… Yazık, günah, ayıp!… Bir "milletvekili koltuğuna" bu kadar mı değersizleşerek, bit pazarına düşülür.. Muhtemelendir ki, CHP, SP gibi DP'nin parti tabanı da; "liderlerine siz ne yapıyor ve nereden koşuyorsunuz diye" soruyordur…

***

Altının üçlüsü, peki diğer üç atlının hal-i vaziyeti nedir?!… Doğrusu- İyi, DEVA ve Gelecek için; "çok şey söylemeye" gerek yok!.. Çünkü onlar liderlerinin "zihniyle" kendilerine bir libas ölçüsü oluşturdular… Taban yok, var olan ise liderin kendi "çizgisindeki" gidişatı… Onlar ne derse o; karışan, sorgulayan...

***

Zaten, indikleri trenden, geldikleri mahallelerden sonra ciddi bir mutasyon geçirdiler.. Artık istedikleri yerde, istedikleri an; "her türlü rol üstlenip, kalıba girebilirler?".. Yeter ki, hasetleriyle, kinleriyle, nefretleriyle, hasım kesildikleriyle alakalı, ecdat düşmanı, baba hasmı olsun; "onunla" iş tutar, birlikte kendi geldiği mahalleye savaş açar!…

***

Çünkü, onlar için ne bir dava, ne bir misyon, ne de herhangi bir "fikir, düşüncenin ve inancın" bayrağını yükseltme gibi dert yok".. Yeter ki, üst aklın moduyla bir vizyon sergilenebilsin.. Ki benzemez halleri, diğer üçünün "değişim ve dönüşümü" birbirini tetikler durumdadır..

***

Özetle, benzemezler diyerek söz edilen altılının bir tek benzerliği ve örtüşür noktaları vardır; "o da" onları yönlendiren, mutasyona uğratan, değişime yönlendiren "vizyon" üst aklın, odaklandırdığı hedeftir.. O hedef de; hal-i hazırda Erdoğan'dır.. Zaten, Erdoğan gitsin sonrası tufan olursa olsun, denilmesi de, aslında hakikatin ifşasıdır, evirilen siyasi duruşlarına ilişkin…

***

Altılının dışında kalanlar derseniz!.. Gerek muhalefette bulunanlar olsun.. Ve gerekse de, AK Parti… Doğrusu, 2018 sonrasındaki "siyasetteki değişim ve dönüşüm" pandemiyle sıkça telaffuz ettiğimiz "mutasyona" uğrayan dava felsefesi, kendilerinde de ciddi bir eksen değişikliği yarattığını, söylemek gerekir…

***

Nitekim, AK Parti'yle alakalı "AKP'liler" denilmesi!.. Çünkü, parti içerisinde hem liderine, hem davasına, hem de üstlenilen siyasi misyona karşı, "manevi mutasyon", eksen değiştirmiştir… Neyse, bu faslı bilahare deşip irdelemek lazım.. Tabi ki, HDP'nin de, etkili ve organizeli halindeki "değişkenliği…" Oluşan haller; parti tabanında hiç de iyi haller olarak görülüp, kabul edilmiyor?.. Siyasi genetiği bozuldu..

***

KENDİNE BUYRUKLARDA DÜŞÜŞ!

PİAR Araştırma Türkiye Siyasi Gündem Araştırması Nisan anketini kamuoyu ile paylaştı.

Anket, 1-4 Nisan 2022 tarihleri arasında Türkiye genelini temsil eden 26 ilde toplamda 2 bin 584 katılımcı ile yüz yüze yapıldı.

PİAR Araştırma Başkanı Kadir Atalay anket sonuçlarını değerlendirirken, "Bizim gibi demokrasisi zayıf ülkelerde liderin karşısına savaşçı bir lider çıkmalı. Kılıçdaroğlu gibi rakibini eleştirmeyen, hayata pembe tablo ile bakan bir genel başkan ile bu seçim kazanılamaz" dedi.

Atalay, "Önceki aylarda yaptığımız anketlere göre İYİ Parti, DEVA ve Gelecek partilerinin oylarında düşüş var. Siyasette görünür olmak oy kazanmada çok önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.

Son anket çalışmasında seçmene, “Bu pazar genel seçim olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusu soruldu.

Nisan ayı son anket sonuçları ise şöyle çıktı:

AK Parti yüzde 27,5

CHP yüzde 19,8

MHP yüzde 7,3

HDP yüzde 9,6

DEVA Partisi yüzde 1,9

Saadet Partisi yüzde 1,3

Zafer Partisi yüzde 1,2

Kararsız yüzde 11,7

Oy kullanmam yüzde 7,5

Kararsızlar dağıtılmadan Cumhur İttifakı'nın (AK Parti+MHP) oy oranı ise yüzde 34,8 olarak ölçüldü.

Millet İttifakı (CHP+İYİ Parti) oy oranı ise yüzde 28,1 diye belirlendi.

Kararsızlar dağıtıldıktan sonra partilerin oy oranı şöyle ölçüldü:

AK Parti: Yüzde 34

CHP: Yüzde 24,5

İYİ PARTİ: Yüzde 10,3

MHP: Yüzde 9

HDP: Yüzde 11,9

DEVA Partisi: Yüzde 2,3

SAADET: Yüzde 1,6

Zafer Partisi: Yüzde 1,5

BTP: Yüzde 1,3

TİP: Yüzde 1,1

DİĞER: Yüzde 2,5

***

ÖZAL DA PARTİ KURUYOR…

"Krallık" babadan oğula geçiyor da!.. Siyasette, Parti liderlerinde "aynı miras" söz konusu mu!?.. Görünen o ki, bu minvalde "demokratik teamüller" artık fena şekilde, sıkıştırılıyor..

***

Yoksa, Fatih Erbakan "baba mirasıyla" siyasi kulvara müdahil olmazdı!?.. Yetmediği gibi, Parti Kurmazdı!.. Yeni Refah Partisi kimliğiyle, "sahaya" inmezdi!.. Ben varım diye!…

***

Keza, Haydar Baş'ın oğlu da, parti kurdu!.. Her ne kadar, babasından miras kalan partiden "istediğini alamayıp" ümitleri kesildiği için; "kendisine özgü parti" kurduysa da!.. Gaye; babasının "siyasi mirasını" yemek!..

***

Şimdi, Ahmet Özal!.. Her ne kadar, "baba" mirasını, çok yediyse de.. Parti ve siyaset ekseninde, farklı aksiyonel faaliyetlerde bulunduysa da.. Şimdi o da; Parti kuruyormuş!…

***

Ne diyelim, demokrasinin bir diğer "yüzü de" kime göre, neye göre, "demokrasi libası" dikiliyor sözü boşuna söylenmiş değil!!?… Miras yediler…

***

GÜNÜN SÖZÜ

“Olduğunuz gibi kalın. Dininizi, milliyetinizi koruyun. Kimliğinizi kaybetmenin bedeli köleliktir.”