PAZARIN ATEŞİ DÜŞMÜYOR?..

Ne yazık ki, düşecek gibi de görünmüyor!.. Çarşı, pazar, market, manav, kasap alayında "fahiş fiyat" atmosferi solunuyor.. Ama dehşetli!.. Ki yukarıda Kemal Bey'e "teftişteki" arıza-i durumuna laf atarken, gerekçe noktasında ise "haksız" değil, demek de gerekir!..

***

Şöyle ki!.. Tarım alanında, gıda ürünlerinde Türkiye'nin dünya ülkeleriyle kıyaslamasında; "ilk sıralarda" deyip duracaksın!.. Sebzede şöyle, meyvede böyle.. Küçük, büyük baş hayvanda, şu rakamdayız!.. Ki Kemal bey bile, binlerce "canlı hayvan" uçakla Katar'a götürüldü, iddiası orta yerde iken!..

***

Yani bu kadar bolluk, bereket ve yüksek oran vaki iken, o zaman "ticari kulvardaki" bu fiyat yüksekliği, fahiş fiyat uygulaması, "kim kimi kazıklarsa" anlayışının, nedeni ne?!.. Biri buna yanıt versin.. Çünkü işin "bam teli" burası.. Her şey bol, ama alım gücü yok.. Ki, Diyarbakır Söz'ün bugünkü manşet haberi de, bu minvalde "bakan çok alan hiç yok?"..

***

Vaziyet kısmi olarak muhalefetin, muhalif yazarların, ya da sosyal medyadaki trollerin "fahiş fiyat" üzerinde icra ettikleri algı operasyonuyla geçiştirilse de; özünde hakikat şudur ki "vatandaşın cebini soyup, soğana çeviren" yüksek fiyat, tartışılmazdır.. Ki, artık zamlar "saat başı" reyona işliyor..

***

Aylar önceydi, Cumhurbaşkanı Erdoğan "5 büyük market zincirine" vurgu yaparak, buraların mercek altına alınmasını istedi.. Ama gel gör ki, "kimin umurunda?".. Mesele halledilmediği gibi; daha haşin ve daha fahiş, daha bir iştahlı "reyon etiketi" operasyonu, yaşatılıyor…

***

Gerekçe, "nakliye ücreti" artışı!.. Yahu bir kilo domatesi seradan 3 liraya alıyorsun, marketin reyonunda 30 liradan satıyorsun.. Pazardaki fiyatta aynı.. Kar payı, nakliye ücreti, işçilik, maliyetin 10 katına mı tekabül ediyor.. Denetim var mı yok, hesap sormuşlük var mı yok, etikete dair vergi alımı var mı yok?!..

***

Kim ne der bilmem!.. Ama açık ve aleni bir şekilde, piyasada 2023'e gidilirken "iktidar değişimine" yönelik, sinsi, kinli, fitne üretici, vatandaşın "aklını başından" aldıran, psikolojik bir, operasyonel işbirliği faaliyeti var.. Küçük bir kesim belki "para kazanmak" adına ateşi körüklüyorsa da, özünde 15 bine yakın zincir marketinin varlığı, çok şey okutmalı!..

***

En önemlisi de, "denetim" mekanizmasındaki zafiyet!.. Ki bu da, özellikle bölgemizde "etkili ve yetkili" makam ile birimler "vatandaşın öfkesini" aleve dönüştürme adına, ne yazık ki ellerinden geleni yaptıklarını söylemeden geçmek istemiyorum!.. Sonuç itibariyle diyeceğim şu!… AK Parti iktidarı "vatandaşın alış-veriş" kulvarını etki alanına alıp, kontrol edemiyor!.. Ya da etmemesi için, "içteki devşirmeler" artık büyük rol sahibi olarak, set çekiyorlar..

***

Çıkış yolu derseniz!… Çok kez dile getirdim, yazdım denir ya bir kez daha ifade edelim… Hükümet, "şu şikayeti, bu şikayeti, şunun, bunun yaptığını" değil, zaman kaybetmeden "gıda sektörünü ve ticari alanını" tekelleşmeden kurtarmalıdır.. Yasal düzenlemeyle, "işler güçler" düzenini yıkmalıdır.. Vatandaşın mutfağını "yangın yerine" çeviren 20 temel gıdayla alakalı, "sabit fiyat" sistemini hemen oluşturmalıdır..  Yoksa; 2023'e dair "atı alan Üsküdar’ı" günü gelmeden geçip, gider!..

***

KEMAL BEY TEFTİŞTE!…

Bu seferki adres; "Et ve Süt Kurumu.." Flaş bir gelişme, şok bir operasyon(!)… Kemal bey ani baskınla, "teftişte(!)" gitmiş!!!.. Başlık ve yorumlar bu minvalde; iri puntolu, sayfaların baş köşesinde çarşaf çarşaf!!!.. Sanırsınız ki; "kaf dağını" aşmış..  Aşmış ki, öyle görünüyor.. Tabi bir de, "teftiş" randevusuz olunca heyecan ve ara başlıklar daha bir anlam ve esrarengiz bir gizemlik kazandığını görün!..

***

Trollerin mahirliğiyle bir başka dizayn ediliyor teftişlik.. Edilmez mi!? Öyle ya, "randevulu, haberdar edilmesi" gerekiyormuş size göre teftiş yapılırken(!).. Sahi ya, siz öyle alışmışsınız ya!!.. Yok daha neler diyorum bu hal-i vaziyetinize be arkadaş!?.. Zat, ana muhalefet partisinin lideri.. İktidar olsa neyse; davul-zurna çalınıp, "teftişe" geliyor denilirdi?.. Ama, o muhalif ondan randevu talep etmesini mi, bekleyeceksiniz yani!!.. Saatini ve dakikasını da, aylar öncesinden bildireydi deyin bari o zaman, olur biter!…

***

Sizinkisi de iş mi yani; randevusuz teftiş mi olur demek!?… Randevulu olacak ki; foyaları ortaya çıkarsın!!!.. Yahu arkadaş, "sizde akıl kıtlığı mı" var?!.. Kemal Bey'in niyeti de, maksadı da, "teftiş ve denetim" mekanizmasını işletmesindeki amaç belli.. Onun inanç ve kültür medeniyeti; "halka hizmet hakka hizmettir?"… Orada halka hizmet, halk adına savaş veriyor(!)!.. Kendisi için bir şey istemiyor ki!… Siz niye anlamıyorsunuz?..

***

 Adam, 2023'e merdiven dayamış.. "Basamakları çıkma ve bilahare gel-gitler" açısından "ayak alışsın" kurumlar da, "kendisine aşina" olsun demek içindir bu teftişlik, modelini ikmale getirdi!… Adam proje adamı ya!.. Bi gözünüzü açın ya(!)… Ne bu körlük, ama takılma, "at gözlüğüyle" bakma haliniz.. Yeter be...

***

Daha açık bir ifadeyle söyleyeyim, anlayabilesiniz diye… Zat-ı muhterem, "altının ortak aklıyla hareket ediyor…" Avrupa "kıtasının" işbirliğiyle, Okyanusun ötesindeki zatların "himmetiyle", "milli iradenin de" tahakküm altına alınış felsefesiyle, Cumhurbaşkanı olacağına inanıyor… Kesin kez, biliyor ve ona göre hareket ediyor!..

***

Sizinki gibi; "seçtiğiniz tek kişi" olarak hareket etmiyor… Siz demokrasi diyorsunuz, o memokrasi diyor.. Siz demokratik teamüller diyorsunuz, o vesayetin teamülleri diyor.. Yani; O bir proje adamıdır, kolektife önem verir.. Ki "kurumları şimdiden dizayn edip, çeki düzen vermek" gayreti ve uğraşı içerisinde olup, bu icraatlara imza atıyor olması; "devlet ve millet" adınadır!.. Daha neyi anlamıyorsunuz siz?…

***

Biliyorum!.. Kıt aklınızla "bozuk saat' noktasında yılda bir kez dahi olsa doğru zamanı gösterir hakikatiyle; "önce bir partisini teftiş etsin" diyeceksiniz?!… Haklısınız da; hangi partisini teftiş edecek ki?.. Ben de sormak istiyorum; neyi teftiş edecek ya?.. Sanki "O partinin" başına seçilerek geldi; "sizin oyunuzla" o koltuğa oturdu.. Adam bileğinin hakkıyla "organizasyonlu kasetle" başa geldi.. Kurultaylarda, delegelerin peşinde, koşarak, oy dilenerek; gelmedi!… 

***

Oturdu.. Ama pir oturdu.. 12 Yıldır da; "başarılı bir lider" vasfıyla, partinin lideri.. Şimdi de tutturmuşsunuz, partisini teftiş etsin.. Ki Eren Bülbül "isminin parka verilmesine", parti meclisinin verdiği "red kararını?"  niye incelemiyor, ya da sorgulamıyor, teftiş etmiyor?  Nedeni ve niçini belirleyip, bize bildirmiyor diyorsunuz… Allah billah aşkına, siz kimsiniz ya, aklınız başınızda mı?!.. Siz neyin alemindesiniz be!… Niye Kemal Bey'i anlamakta zorlanıyorsunuz ki; dedik ya "adam proje adamıdır…"

***

Kemal Bey'in gayretkeşliği açık ve net iken, siz hala havanda su dövüyorsunuz!.. Yok böyle, yok şöyle.. Yahu arkadaş!.. Adam teftişe çıkıyor "laf" sokuyorsunuz, adam denetime çıkıyor, söz söylüyorsunuz.. Adam "ittifaklar bozulmasın", ortaklıklar dağılmasın, legali, illegali herkes "bir çatı altında" halkın seçimlerle uğraşmasını, sandığa gitmesini, oy kullanmasını "bir zahmet, zulüm" demokrasiye pranga olarak görüyor, onun için "denetim mekanizmasıyla" vesayet oluşturuyor.. Çabasını böyle görün.. Emek sarf ediyor, emek!..

***

Velhasıl; "adam kızılcık şerbet" içiyor… Sizin takındığınız tavır da  iş mi yani demek zorunda kalıyor insan; Kemal Bey'in tüm bu uğraş savaşına karşılık… "Vaziyete limon" sıkıyorsunuz!!.. Neymiş; "senin Kandil'le ne işin var?.. Emri oradan mı alıyorsun!.. HDP mi, "senin patronun?"… Neymiş; Öcalan'a bir selam çak da öyle gel!… Selahattin Demirtaş'a "beni başkan yap, seni serbest bırakacağım" dedirt… TSK operasyonları sonlandırsın!?.

***

Arkadaş, "Kandil" siyasi geleneğinin ürünü değil mi!?… Irkçılığı “Laiklik ve Kemalizm" üzerine, inşa etmedi mi?!.. Tek Parti şeflik ve dipçik döneminde; "Kürt’te kim" diyen, kendileri değil miydi?!.. 80'leri ikmale getirip, "cezaevlerinden" Kandil'e, Beka'ya; "yol verdiren?.." Kendi ürünü ve üretimini, gözardı eder mi insan?!..

***

HDP.. Ne yapsın bir kere "celladına aşık olmak" diye bir duygu bilmez misiniz siz?!.. Halden bir anlayış ya!… İnsan aşık oldu mu, zihin de, göz de, duygular da; "görmez" hale gelmez mi?!.. Siz neyin kafasındasınız.. Şimdi HDP kapansa, partinin oyları kime gidecek Kemal Bey'e.. Deyin bakalım Kemal Bey ister mi; "HDP'nin" kapısının kilidinin, başkasında olmasını.. Kendisinin yarattığı ve beslediğinin anahtarı, kendisinde olması gerekmez mi?..

***

Sormak istiyorum size; Demirtaş "cezaevinde" çıkarsa, parti oyları bölünmez mi!?.. Eee; oyların bölünüp, parçalanıp dağılmaması gerekmez mi?.. Ha bir de Milletvekili dokunulmazlıkları vardı ya!?.. Evet, dokunulmazlıkların kaldırılmasına "evet" dedik, ama bir sorun niye evet dedik… Kemal bey diyecek ki, "bizim dostlar cezaevine düşse de, yine bizimledir, oyları bizimledir, biz onları yalnız bırakmayız!.."

***

Bi bakın, bıraktılar mı?.  Yok.. Bizim hemşerimiz, haftanın bir kaç günü Edirne"ye "mekik" dokuyor.. Özkan da gidiyor.. Hal bu iken; sizin gurur yapmanız nedendir?… Kızmayın, kızdırmayın; Kemal Bey'in teftişlerinin maksadı belli!…

***

Tamer diyor ki!.. Sırada, Külliye var.. Tez elden Kemal Bey'in Külliye'ye bi uğrayıp, etrafı gözlemesi gerekir.. Musluklar, klozetler "altın mı?".. Neme lazım, 2023'te "kuş taşa" değerse, bari külliyeyi devir alırken; "eksik" olmasın.. Envantere sahip çıksın..

***

GÜNÜN SÖZÜ

“Yanlış yolda gitmiş olan biri, doğru yol yürürse, doğru yolu doğru yolda yanlış yürüyenden daha tez bulabilir.”