Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

SENİNKİSİ HADSİZLİKTİR!…

Evet, HDP'li Garo Paylan.. "Ermeni soykırım" iddian.. Ve bu yöndeki "Meclise sunduğun kanun" teklifi.. Ki, "iade" edildi.. Yekûn fikriyatınla, seninkisi hiçbir kalıba koyulamayan, acıları alevlendirmek, yaraya tuz-biber katar şekilde, "hadsizlik ve ihanet" iftirasıdır… Ve tabi ki, provokatif bir girişim organizasyonudur!.. Barışçıl bir amaca hizmet etmiyor..

***

Diyarbakır'dan HDP'nin "akla ziyan" liste kabulünden seçilen, biri olman, Meclise sızdırılman da ayrı bir sorgulama faslıdır… Özellikle, peygamberler, sahabeler, evliyalar, ulemalar diyarı, Diyarbakır'dan "seçilip" Meclis'e giden ve sözde bu kentin "iradesini" temsil ettiğini sanan olarak; tüm medeniyet ve beşeriyet bir arada tutan kent üzerinden, yeniden bir ateşi yakma gayretin, "arkadan hançerlemektir?" Kabulü de mümkün değildir!..

***

Tarih tartışmalı olsa da!.. Herkes kendisine özgü "bir katliamdan, bir öldürmeden, bir vahşetin yaşanmışlığından" söz ediyorsa da!.. Tarihle yüzleşilir, ama "tarihi iftira" üzerine inşa etmek, iyi niyet beslemez!…  Aslında özü itibariyle, Kürtlere, Kürt Müslümanlara, Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan, tüm kesimlere "bir ihanettir" ve bölge insanının aba ecdadını da "açıkça töhmet" altında bırakmaktadır bu savınız ve bu tavrın be Garon!..

***

Bu bölgede, Ermenilerin "Müslümanlara" karşı, giriştiği "katliamların" haddi hesabının olmadığını, tarih kitapları yazıyor.. Bir çatışma, bir kavga, katliamlar silsilesi yaşanmıştır.?..  Tüm kesimler acılar yaşamıştır… Ama 'Kürt davasını" savunduğuyla övünen HDP bunu en iyi bilen ve yaşadığını savunandır… Ancak sen içe sızmış, "ateşi körükleyensin?".. Kardeşi kardeşe yeniden kırdırma gayretindesin!…

***

Sormak lazım...

BİR… Silvan Başnık köyündeki "Şeytankaya" katliamını?..

İKİ… Hızırilyas köyü "Mercani Deresi" katliamını?

ÜÇ… Lice'nin "Muzafkum ve Som" katliamını?..

Bunlardan haberdarsın!..

Peki, nere ve kime anlatabilirsin; bunların acı bir şekilde yaşanmadığını!..

Ve tüm bunları; "O dönemin, Ermeni Komitecileri" tarafından yapılmadığını?!..

***

Ya, "Taşnak ve Hınçak komitecilerinin" vahşetleri!!..

Say say bitmez..

Sen sende sayabilirsin; yaşanmışlıkları…

Ki, 1890 ila 1915 yılları arasında, Doğu ve Güneydoğu illerinde; "katledilen Müslümanların sayısı, 800 binden" fazla deniliyor.. Ve bunların tümü de Kürt..  Tarih ve tarihçiler bunları söylüyor!..

***

Peki ya, Den bejlerin "İbo Bexi Pasur'i" şarkısındaki "Ermeni Komitecilerin" vahşetini söyledikleri, meseleye ne diyebilirsin?… Kısacası; "dehşetin" utancı Ermeni Diasporasının ve Komitecilerin yüzlerinde asılı olmasına rağmen; Garon "üste çıkma" gayretin hadsizliğin de ötesindedir!…

***

Eeyyy Garon!… Bugüne kadar Türkiye'deki "yasadışı hiç bir terör örgütüne" bir laf etmişliğin var mı?.. İster üç harfli, ister dört harfli, ister beş harfli olsun.? Her ne "yasadışı örgütler" var ise.. Sol, sosyalist, ataist, ateist örgütler!.. Döktükleri kana, yaptıkları katliama, icra ettikleri vahşete tek bir söz etmişliğini göster?!.. Gösteremezsin!?.

***

De hele!.. Bir tek an, bir tek gün, bir tek cümleyle "karşı" duruşun oldu mu?.. Bir tek gün, aklında Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olma sorumluluğunun olduğunu geçirdin mi?… Bunlar "teröristtir" ya da yasadışı örgütlerdir, "vatan ve millet hainidir" dediğin oldu mu?!.. Yok!… Bilakis, sahiplenme, bilakis, sırt sıvazlama, cesaret sağlama, "yardım ve yataklık" etmeye çalıştın,  imtina etmedin.. Ve bu ülkeye hep hasım kesildin…

***

Hele ki, iş Türkiye'nin "yekününe" gelince, aslan kesilip, bülbülleşiyorsun, kendine has nara atıyorsun!!.. Ulusal ve uluslararası; Türkiye hasımı herkesle de "iş tutan" akılla, siyaset yapıyorsun… Ama gel gör ki, bu ülkenin imkanlarından yararlanıyor, maaş alıyor, makam ve mevki sahibi oluyorsun.. Ne tezat bir hal…

***

Ama diyeceksin ki, "kavram terörizmle" Demokratik hak, demokrasi var!.. Türkiye bir hukuk devleti… İşine geldiği için… Geçen sene; "Soykırımla yüzleşin" diyordun, bu yıl "Soykırım Kanunu" teklifinde bulunuyorsan!.. Üstadın ifadesiyle; "yüzleşelim de, hangi yüzünle ya da senin gibilerin yüzleriyle yüzleşelim ki?"…

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıllarda şöyle seslenmişti; "soykırım" iddiasında bulunanlara.. Demişti ki; "Bu konuda arşivler açılsın ve kararı tarihçiler versin…" Erdoğan tarihsel bir özgüven politikasına bu çıkışıyla imza atarken, sen ve senin gibiler ne yaptı?.. Kendinizce "Soykırım iftirasını sektör haline getirerek" bırakın yüzleşmeyi, arşivlere gelip bakmaya bile cesaret edemediniz…

***

Bu yazıyı kaleme alırken, Erdoğan'ın  Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan'a gönderdiği mesaj ajanstan düştü.. Erdoğan özetle şu çağrıda bulunuyordu; "Yüzyıllarca sevinç ve tasada ortak olan bizlerin, geçmişin yaralarını birlikte sarması ve insani bağlarını daha da kuvvetlendirmesi önemlidir. Bu anlayışla acıları büyütmek yerine bin yıla varan köklü birlikteliğimizden ilham alarak geleceği beraber inşa etmemiz gerektiğine inanıyorum..."

***

Velhasıl… Garon'u da, ona bu cesareti veren siyasi gücü de, "yarayı kaşıma adına, toplumu gerip, birbirine hasım etme, virüsüne ve yangınına körük olması noktasındaki hadsizliğini, tek kelimeyle ayıplıyor ve telin ediyorum!!!…

 

***

NOTUM VAR!…

O da şu hassasiyeti, hiçbir şekilde gözden kaçırmayalım!.. Pek tabi ki unutmayalım da!.. "Ermeni meselesi" her açıldığında.. Garon gibilerin "hadsizlik" üretici provokasyonları, estiğinde!.. Bilelim ki, onlar gibi düşünmeyen, onlar gibi politika üretmeyen, onlar gibi "ülkede iç kaosun ateşini" körüklemeyen.. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin birer onurlu vatandaşı, Ermeni vatandaşlarımız da var!…

***

Bize yapılan hadsizliği, haksızlığı ifade ederken, onları da, dikkate almalıyız!.. Üzecek, kıracak, rencide edecek, söz, eylem ve üsluptan uzak durmamız lazım!!… Ermeni Patriği Maşalyan "Ermeni Soykırımı" provokatörlerine ve yara kaşıyıcılarına şöyle sesleniyor…

***

“Halkımızın acısının bazı ülkeler ve kişiler, gruplar tarafından gündelik politikalara alet edildiğini görmek bizi üzüyor...”

***

Hele ki, hendek ve barikat terörü esnasında yıkılan Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesindeki, Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin "restorasyonunun" tamamlanıp, 7-8 Mayıs tarihinde, açılacağı gündemde iken!… Yani, birilerinin "yaraları kaşıma" ihanet ve hadsizliğine, prim vermeyelim!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden ikisini de harcayın gitsin.


Bu Makale 4226 kere okunmuştur.