TEZKERE VE ÜÇ ÇAKILAN SELAM!..

Beklenen oldu.. "Tezkere" Meclisten geçti..  TSK İki yıl daha, Irak ve Suriye'de, "konuşlanabilecek?".. Peki, "kim evet" dedi, ya da "hayır diyen kim" oldu?…  Meclis tutanaklarına göre, HDP ve CHP "hayır" çekti.. Ortakları İyi Parti dahil, iktidar ve diğer partiler de "evet" dedi…

***

Kısacası "ekseriyetin" oyuyla, hükümet "onaylı tezkereyi" aldı.. Malum, Tezkere'nin "mahiyetindeki" temel amaç, PKK'ya yönelik yürütülen "mücadelenin", sınır ötesini kapsıyor.. Yoksa, bir toprak işgali amaçlandığından değil… Irak ve Suriye'de bir kalıcılık, olsun!..

***

Hiç kuşkusuz ki, Irak ve Suriye'deki "Kürtlere" karşı topyekûn bir mücadeleye ilişkin, alınmış bir onay da değil tezkerenin içeriği.. Ki, Kuzey Irak'ta KDP memnun.. Aynı minvalde, Suriye'deki diğer Kürtler de durumdan memnun!… Rahatsız olan, PKK, YPG, Rusya ve ABD, tabi ki Suriye'deki Baas Rejimi!…

***

Hal-i vaziyet bu iken, tezkereye "hayır" demeyi nasıl okumalıyız?.. HDP açısından, durum net!.. Bugüne kadar, Meclis'te bulunduğu tarihi itibariyle, "tezkerelere" hep "kırmızı kart" gösterip, "hayır" demiştir.. Nedeni de, belli!..

***

Ama velakin, CHP açısından "derin bir kronoloji" ve psikolojik bir "teşhis" gerekli… Dün "evet" derken, yani "Çekiç Güç'ü" hatırlatarak diyorum!.. Bugün ne oldu da, "hayır" bayrağını çekiyorsun… Ben, zamanın siyasi konjonktürüne, Erdoğan odaklı hasımlığa ve üç selama bağlıyorum..!!…

***

BİRİNCİ SELAM… Suriye'deki mevcut yönetim "Baas Rejimi.." CHP'nin genlerinde de bu felsefe ve anlayışın "varlığı" söz konusu.. Ki, Esed'le dirsek teması da, bilinen bir gerçek.. "Hayır" demeleri, "CHP sizinle, yanınızdadır" selamını çakmaktır!..

***

İKİNCİ SELAM.. HDP'yi "arka bahçe" olarak, stabil etmek.. Kandil'e de bu yolla, selam göndermek.. Malum, gelen-giden mektuplar var.. Muhtevaları, "gönül dostluğu" değil, iktidara hasımlık ittifakı.. Düşmanımın, düşmanı düşman kaldığı sürece "dost" misali…

***

ÜÇÜNCÜ SELAM… "Bizim dostlar" diye söylenip durduğu ABD'ye ve Biden'e, "hayır" diyerek selam çaktı… Seçim öncesi ve seçim sonrasında, Türkiye'deki "iktidarı" değiştirme sözünü Biden'in verdiğini hatırlarsak, muhalefete desteğimiz tamdır "sözünü de" baz alırsak, "bir vefalık" var. Yoksa, ABD'nin başını çektiği 10 elçi, "hadsizlikte" bulunur muydu?

***

Peki, CHP çaktığı bu üç selam iç siyasette, parti tabanında, halk nezdinde karşılığı ne olur?.. İşte onun cevabı da, 80 yıldır "milli ve yerli" olamayışının sonucu olan, "iktidar yüzü görmemesidir!.." Milletinin "iradesine" değil, batının ve batılın, vesayetin "iradesinden ve gücünden" medet ummasıdır!!!… En barizi de, "istikrarlı, güven verici" bir politikanın ortaya koyulmamasıdır!…

***

Ancak, CHP'deki "bu hamle" partinin "iç dünyasındaki" değişim ve dönüşümü açısından, "en büyük başarı ve devrim" olarak, görmekte gerekir!…  Çünkü, Kılıçdaroğlu gerçekten CHP’yi dönüştürdü. Bu minvalde, helal olsun, yüksek bir başarı… Dile kolay, Kuvay-ı Milliye’nin, Atatürk’ün, ulusalcıların partisi CHP, bugün "nereden koşuyor?"…

***

MİLLET İTTİFAKI'NDAKİ KIRILMA!…

"Hayır" oyunun bir de, Millet İttifak'ında oluşturduğu bir "ittifaksızlık" söz konusu.. Çünkü, İp "evet" dedi… Bunun önümüzdeki günlerde, "etkisi ne olur" hep birlikte göreceğiz.. Bir üçüncü blok "üremesine"  vesile olabilir mi?…

***

Neyse; "ittifakın" ittifaksızlıklarına odaklanırsak!.. Ki yüzlerce sıralayabiliriz, bunlar "nasıl bir arada" tutunabilir sorusunu ikmale getiren, "uzlaşmazlıkları?"… Milli meseleleri, ülkenin bekasını, devletin nizamını, milletin "birlik ve dirliğini" koruma, kollama gibi, "hayati" meselelerde, "ittifakın" sağlanır olabileceği, endişesini!?.

***

Denir ya buyrun buradan yakın!… Mesela, "Türküm, Doğruyum, Çalışkanım" diye başlayan, Öğrenci "andınının" okutulup, okutulmaması!.. İyi Parti, "illa ki okunsun" diyor, CHP "olsa da olur, olmazsa da olur" kodunda, HDP ise "katta okunmasın?".. Var mı bir ittifak?..

***

İşte Anadil'de eğitim!.. HDP diyor ki, "Anadilde Eğitim" olmalı.? Ki bunu tüm Kürtler bila istisna, "siyaset üstü" talep ediyor… Peki, CHP… Yine ikilem içerisinde, PM'de görüşmeyi bile işaret etmiyor.. İP'nin bu minvaldeki tavrı, "katta, olmaz" diyor… Var mı bir ittifak?..

***

Ya vatandaşlık tanımı!.. Ki Anayasanın değişimine ilişkin, ilk maddeler üzerindeki tavır… CHP ve İyi Parti "ilk üç maddeye" kırmızı çizgi diyor, HDP değişmeli, değiştirilmeli fikri beyanından, geri dönmüyor!?… Var mı bir ittifak?….

***

Peki, Öcalan'ın "tecritine" ilişkin, millet ittifakının iki artı biri, nasıl bakıyor?… HDP tüm politikasını "tecrit var, tecrit kalkmalı, Öcalan başka bir cezaevine nakil edilmeli" kurgusuyla, icra ediyor.. İyi Parti yok, "İmralı'da kalsın" kartını gösteriyor.. CHP ise, "iki eli" havada, ama ne beyaz, ne kırmızı kart yok!… Var mı bir ittifak?…

***

Toplumsal inanç değerlerinden söz edersek!… Türkiye bir İslam ülkesi mi; sorusuna yanıt vermede bile; "görüş" ayrılığı var.. CHP ne diyordu, Ayasofya "müze" olarak kalsın, hatta daha da ileriye giderek Sultanahmet'in bile "ibadethane" olarak değil, müze olarak faaliyet göstersin.. HDP de ne hikmetse, aynı fikirde.,. İyi Parti, "hayır ibadethane" diyor.. Var mı bir ittifak?..

***

Kuzey Irak, Suriye'nin Kuzeyi, ABD ile olan ilişkiler, Avrupa Birliği, Azerbaycan, hatta Ukrayna.. Katar işbirliği.. İran.? Suudi Arabistan.. Kıbrıs meselesi… Lübnan.. Mavi Vatan.. Yani uluslararası ilişkilerde bile; "zıt kutupların" olduğu, aşikarken.. Var mı bir ittifak?…

***

Say say bitmez, "ittifak var mı" sorusunu ikmale getiren, zıt duruşların somut delillerini?!.. Samimiyetten uzak kurgulanan siyaset, dehşet engiz!… Dile kolay, Parlamenter sisteme dönüşle ilgili formül üretmeye dayalı "görüşülmeye, yuvarlak masa etrafında toplanma" mesaisine, bile HDP çağrılmadı.. Var mı bir ittifak!?…

***

Hasılı kelam; "beş benzemez" kulvarında koşan, fikirleri de, zikirleri de, kültürleri de, medeniyetleri de, varlık nedenleri de "zıt" kutuplardan oluşuyorsa da, tek ittifak ettikleri bir hedef ve strateji vardır.. O da, Erdoğan'a olan "hasımlık?"… Fikri beyanları; Erdoğan gitsin "ne olursa olsun" kodunda?.. Yoksa, "saygısız elçilere" sırt sıvazlama yaparlar mıydı!… Ne mümkün?

***

İyi ki, milletin "feraseti" geniş.. Ve iyi ki, olup-bitenin farkında.. Tüm sıkıntı, ekonomik buhran, yaşanan hayat pahalılığına rağmen!.. Duayen ismin beyanıyla, her şeye ama her şeye rağmen bu millet "istikrarsız vesayete" prim vermez, "Erdoğan'ı da, Türkiye'yi de" bunlara yem ettirmez.. Ecdat düşmanına "boyun" eğdirmez!…

***

"YÜZÜNDE RABBİ YESSİR GÖRÜLMÜŞ…"

Kim, kimin yüzünde nasıl görülmüş..! Denilene göre; Ekrem İmamoğlu'nun yüzünde Rabbi Yessir" görülmüş.. Kim, görmüş bunu. Meral hanımın Ablası görmüş.. Öyle deniliyor?.. Peki, "Rabbi Yessir" nedir, anlamı nedir?.. Anlamı şu; "rabbim kolaylaştır?".. Dua bu, "yüzme görülmesi, ne hikmetse!…

***

Galiba, Kılıçdaroğlu'na bir nispet mahiyetiyle, sosyal medyada mevzu edildi.. Öyle ya, İmamoğlu'nu İstanbul'un "Fatihi" olarak sunan, Meral Hanımdı.. Vaziyetin ikmalinde bir haksızlık var gibime geliyor.. Bay Kemal'e   tamam da, parti geleneğinden gelen Mansur Yavaş'a bir haksızlık olmuyor mu?..

***

Bence ivedilikle Meral Hanım… Yavaş için de bir formül, bir tanım, bir isim yüklemeli ki!.. Ankara için, "Kanuni'den" başlayabilir mesela!… Ya da, "Veliaht" olarak ilan edilebilir?.. Gönül almak güzel bir şey!!!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Nasıl olsa sistemin ne olduğunu bilen yok; "güçlendirilmiş" deyip salla gitsin!…