Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

TÜRKİYE PARTİSİ OLMAK?..

Bu ifade, ekseriyetiyle HDP için, ya da geleneğinden gelen partiler için söylenip duruldu!..

Neden, "Türkiye Partisi" olamıyor, olunamıyor diye!?..

Ya da olma yolunda, bir irade ortaya koymuyor, denile gelindi bugüne kadar!!..

Oldu mu, siz deyin?!..

Denir ya bir işe 40 kere dersen olurmuş?..

Ama olmadı?.

***

Neyse, bence artık bu ifade kulvar değiştirsin?..

CHP için, açık ve aleni bir şekilde yüksek ses tonuyla, bu ifadenin söylenmesi gerekir!..

Aslında, bir asır önce söylenmeliydi..

Bugün için darısı CHP'nin başına diyerek artık, "Türkiye Partisi olman gerekiyor ey CHP diyoruz..

"Milli ve yerli" ol…

"Sahillere" takılmaktan kurtar kendini.. 

Hele ki, batıya, batıla, hocaya, mocaya, takılmayı terk et, gel özgür ol!…

***

Kendini şöyle, çayırlara, bayırlara, dağlara, yaylalara, yaymaya çalış!…

İlleri, ilçeleri "Ali Babanın çitliği" görmekten kendini arındır…

Ufkunu aç..

Hedefine, 780 bin kilometre karelik, Türkiye coğrafyasını al..

"Vatan sathı" narasıyla, "bildirilerden" medet umarak, yol alma gaflet ve delaletlerden kendini kurtar…

Vesayetçi olma, kendini vesayetin, merdiveni yapmaktan vazgeç artık!!…

***

"Ecnebi" olma ruhunu terk et..

Sırtını sıvazlayan, yanağına "iktidar" olabilme adına "bal çalan" seni senden ettiren "Laiklik, Kemalizm, Ulusalcılık" anlayışının körükleyicisi olarak, "dış orjinli" yapıların, apoletlerin, postalcıların çanak tutucusu olma…

Demokrasiye, milli iradeye, milli ruha "odaklanıp", kendini millileştir artık!…

***

İşte bu değişimi, "Türkiye Partisi" olmayı bir deneseler!!…

Görürler, "yüksek oyların" nasıl alınabileceğini, milletin kıymet sahibi olduğunu!!.. Ama nerde?..

Bir türlü "kör döğüşün" arenasından, çıkamıyorlar ki?.

Onun içindir ki, 27 Mayıs'tan bu yana, yüzde 20'lerden bir adım öteye gidemiyorlar?..

***

Çünkü, "Cumhuriyet'in" cumhuru yok..
Çünkü Halk'ın gerçek halkı yok..

Çünkü, Parti sadece "amblemden" ibaret!…

Cumhuriyet'i Cumhurla, Halkı da, vatan sathındaki ahaliyle buluştursa, amblemi de, "dava" görse; iktidar olmak kaçınılmazdır!…

Siyasette "tapulu" alan yoktur, basiret sahipliği vardır!!…

***

ŞAHANNE Mİ, ZEVZEKLİK Mİ?..

İyi Partili Aytun Çıray'a dair, "tutumunuz nedir" yönünde cevap aranan bir soru ikmale geldi!!..

Yani, hal-i hazırdaki tekaütlü amirlerin bildirisine Çıray bey olarak "yaklaşım" noktanız hangisidir?…

 Siz bildiriye hala, Şahanne mi diyorsunuz, yoksa laf değiştirip Zevzeklik mi diyorsunuz!?.. 

***

Öyle ya!.. Siz bildiriye ilişkin çok iştahlı ve çok yüksek bir ses tonuyla, tepki koymuştunuz?..

Ve demiştiniz ki; "Şahane bir bildiri.. Altına imzamı atıyorum…"

104 Tekaütlü Amiralin bildirisini, "sahiplenmiş" taraf olmuştunuz…

***

Ama sonra mensubu olduğunuz Partinin Genel Başkanı Meral Akşener sizin, tam aksi yönünüzde duruş sergileyerek, bildiriyi reddetti..

Ve, okkalı bir kelime ederek dedi ki; "Bu bildiri zevzekliktir.."

***

Şimdi vaziyet böylesi bir ikilemi inşa etti, sizin cephenizde…!? Şöyle ki, şahane mi, zevzeklik mi, "tutumunda", sizin geldiğiniz nokta açısından, safınızda bir değişiklik var mı?… Bir pardon, bir itiraz, bir özür beyanı var mı, yoksa lafımın arkasındayım, bildiriyi sahipleniyorum diyebiliyor musunuz?.. Deyin hele bir Çıray bey, tutum kavşağınız hangisi!?..

***

Siz geldiğiniz nokta açısından, Lideriniz Akşener'e şunu mu, diyorsunuz… Sayın Başkan yanlış bir tutum içerisindesiniz.. Siz şahane bir bildiriye, nasıl oluyor da, zevzeklik yakıştırmasında bulunuyorsunuz…?

***

Yoksa, siz geldiğiniz nokta açısından lideriniz Akşener'e şunu mu diyorsunuz?… Sayın Başkanım, ben fevri bir hareketin içerisine girerek, yanlış yaptım. Bir zevzekliğin altına imzamı attım, özür diliyorum?..

***

Doğrusu, tutum kavşağı" açısından Çıray'ın bir babayiğitlik gösterip safım budur, diyeceğini beklemiyorum!… Kanaatim odur ki, "bir süreliğine" ortada görünmeyip, kendisini "yokmuş" moduna, sokacak… Tıpkı, imzacı tekaütlü amiraller gibi!…

***

BOYNUKALIN GÖREVİNDEN AYRILDI…

Ayasofya-i Kebir Cami Baş İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın.. Dün itibariyle, "bu görevinden" ayrıldı… Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ndeki akademik görevine geri döndü!…

***

Görevden "ayrılma talebi" ister, kendisinden gelsin!.. İster, "hedef konulmasından" dolayı, sinsi siyasetin ürettiği tepkilerin, sonucu olsun.. İster AK Parti'nin, "isteği" doğrultusunda gelişen bir sonuç teşkil etsin!…

***

Kısacası, her ne şekille olursa olsun!.. Söyleceğim tek bir söz vardır.. O da, Din adamının "mimber" özgürlüğü hiç bir şekilde olmadığı gibi, fikir ve düşünce serbestiyetine sahip değildir.. Ümmet'in rehberi olma, sadece "ezan oku, namaz kıl" başka da, bir iş yapma!…

***

Nitekim, Boynukalın görevden ayrılmasına bakın hangi gerekçeleri sunuyor.. "Aldığım kararın bir diğer sebebi ise, milli iradeye karşı pervasızca yayınlanan malum bildiriyle ilgili yalan yanlış kıyaslamalara gidilerek 'Ayasofya imamı konuşuyor da biz niye konuşmayalım.' Gibi hezeyanlara meydan vermemektir. "

***

GÜNÜN SÖZÜ

Birinin uykusundan önce ettiği duada yer almak, hayatta olabileceğin en güzel yerlerdendir.

***

Hayırlı cumalar…

 


Bu Makale 1288 kere okunmuştur.