YÜZÜMÜZ GÜLMESİN İSTİYORLAR!…

Ne yazık ki, "el birliğiyle" ahali olarak biz de katkı sunuyoruz!..

Çünkü, "akıl kilitlenmesi" yaşıyoruz..

Duyguyu "terk-i diyar" ettik..

Varsa yoksa; siyasi, ideolojik, ırkçı ve faşizan, tekçi "bencil", vicdanı yoksun; "çatışmanın" körüğündeyiz!…

Bakar mısınız, geçtiğimiz hafta yaşadıklarımıza!..

Yurdun dört bir tarafı; "alev alev" yanıyor..

Ormanlar "ateşe" verilmiş..

Bir değil, onlarca "noktada" oksijenimizi, "kesiyorlar?"..

Her yer, cayır cayır!…

Peki, "konuşulan" ne, tartışılan, odaklanılan nokta nedir?…

***

Bir taraftan "PKK" yaktı, deyip dipnotuna da, "Kürtlere" ilişkilendirilerek; "ırkçılık", çatışması yaratılmak isteniliyor..

Diğer taraftan "yeni oteller, yeni konutlar, yeni villaların" yapılması için, arazi oluşturma talanı var, deniliyor!…

Hele ki, "uçak mı, helikopter mi, yangın itfaiye ekipleri mi?" şu veya bu denilip derin polemiklere mevzuyu, "boğma" gayreti!…

Şuursuzluğun dibine vuranların "asker nerde, daha önceki yangınlarda asker vardı, şimdi yok" diyecek kadar edepsizleşenler…

Yangın üzerinden "siyaset devşirme" gayretine girenler de ayrı..

Muhalefet, "vaziyetten çıkarım, nemalanmam" ne olur, çarkı içerisinde!…

İktidar ise, "yangın" alevi beni sarmasın, dokunmasın, ama ne olursa olsun, mantığıyla, bir yerleri "adrese" sokuyor…

Ha yerel yönetimlerin; "haset" halleri, çevre duyarlılığı olan sözde STK'ların afraları!…

***

Aklı selim, bir gidişat içerisinde değiliz..

Çünkü, tarafsızlık yok..

Bilgeli, tertipli, uzman, ehil, liyakat ölçüsüne girilmeden.. meseleyi tam teşekküllü anlamanın, çabası içerisine de girilmeden!..

Hasılı kelam; "yangına suyla değil, benzinle ve körükle" gidiliyor…

Ki bu hal, mevcut yangından daha tehlikeli!…

***

Kimse Şahin Akdemir'in şehadetini konuşuyor mu?.

O masum, o insani; yüzüne bakarak..

"Ülkem cayır cayır, ben neyin cevallığındayım" diyor mu?.

Yok..

Yüzler gülmüyorsa, eller sıkılıysa, yumruklar nefrete, odaklanmışsa; ne mümkün insanlıktan söz etmek!…

***

Gallup araştırma şirketi, 116 ülkeyle alakalı araştırma yapmış..

Binlerce kişiyle görüşmüş..

Araştırmanın konusu; dünyanın gülme, öfke ve stres haritasını çıkarmak… Türkiye'ye dair sonuç, "ne gülüyoruz, ne de insani duygu" sahibiyiz…

Aksi..

***

Şöyle ki; "en az gülen" ülkeler sıralamasında, lideriz..

Yani birinci…

Bizi takip eden ülkeler kim, Pakistan, Sırbistan, Bangladeş, Nepal!..

Vay halimize..

"Öfke" sıralamasında, neyse lider değiliz…

Birincilik, iç çatışmanın batağındaki Irak..

Biz, Irak'tan sonra, ikinci sıradayız!..

Öfkeli, millet!…

İkiden sonraki ülkeleri merak ediyorsanız!…

Lübnan 3'üncü sırada, ardından Tunus geliyor!…

İşte ülkemin ruhsal dengesinin hal-i pür melali böyle!...

***

KONYA'DAKİ VAHŞET!…

Gelelim; Konya'daki "insanlık dışı vahşetin" yaşanmış haline..

Ve üzerinde; siyasi ile ideolojik "kutuplaşmayı", kaos üretici eline kürük almışların, yarattığı travmatik hal!..

 "Doğal felaket" gibi, yıkıcı, yakıcı, yok edici!…

Acı bir tarafta, dehşeti "kanayan yarayı kanatmak" üzere, kullananlar bir tarafta..

Doğrusu ilk etapta, "ırkçı, şoven, tekçi, ayrılıkçı" bir zihnin "katliamı" olarak değerlendirmedim değil; Konya'daki 7 insanın katledilmesi olayını.

Ki benim gibi çok kişi aynı düşüncenin fırtınasıyla  sarsıldı…

Çünkü, 5 ay önceki olay ve sonrasında gelen bu vahşilik der demez, çok çabuk algı üreticilerine insanları kaptırdı…

***

Diyeceksiniz ki, kaptırmaz mı!?..

Ne yazık ki; öyle…

Bir tarafta, inkarı, asimilasyonu dayatan anlayış, diğer tarafta, ırkçı söylemi "alevlendiren siyaset dili!…

Beri yandan, şiddet, terör ve silahlı çatışmalar…

Ve hak, hukuk, eşitlik alanındaki demokrasinin birileri tarafından kendisine has "libas" olarak kullanıp, ortak dile düşman kesilmesi!!…

50 yıldır; kendini var edip, "vampir misali" kan emen gidişat!?..

***

İşte, Konya'daki 10 yıl önce başlayan bir husumetin geldiği sonuç!… 

Yılda bir iki kez "kavga, şiddet, karakol, huzursuzluk ve zulümkarlık" ortamına sokulan iki ailenin yaşadığı husumetin, mahalle baskısı, siyasi ve ideolojik körükle, çözümsüz bırakılması..

Yani ihmaller zinciriyle, oluşan ve büyüyen olay, 7 insanın katledilmesiyle, noktalandı!…

Her ne kadar, fail belli ise de!..

Olay anı görüntüleri..

Ve yargı süreci!..

Bir çok soruya yanıt olacaksa da; "akan kandan" herkesin vebali vardır ve sorumludur..

Gelinen aşama itibariyle, "gidenler" geri gelmez..

Ki ölenlere Allahtan rahmet diliyorum!..

Kalanlara da başsağlığı… 

***

Lakin, yaşanan olaydan çıkarılması gereken dersler var..

İşte bu ders-i ibrete odaklanmak gerekir…

Ki o derste, insana saygı, hukuk devleti, dil, din, mezhep, yaşam, kültürünün zenginliği; ortak değerlerimizdir aklına konulan prangayı kırmamız lazım…

"Eşitliğini" inşa etmemiz gerekir…

Tüm kesimler bir arada olmalı; "Kürt gerçeğini de", tanımak ve tanıtmak elzem bir kabul olmalıdır.

***

Aksi takdirde, en sıradan tartışma, en basit adli vaka; Kürtler için de, Türkler için de" yani bu topraklarda yaşayan 83 milyon insan için de; "ırkçı saldırılar" tüneline sokularak, bizi bizden etme gayretinde olanların, iştahını kabartır…

Ve ırkçı saldırılar, hızla tırmanır…

Her meselemiz de, ırkçı olarak görülür…

Yaralar, kangrenleşir..

En vahimi de!..

"Barışı, kardeşliği, milli birliği, dirliği" kimliksel yönde "asli unsurlar" olarak, bir arada yaşama kültürünü ve medeniyetini; "siyasi ve ideolojik" kutuplaşmayla, unutur hale getirilmemizdir!..

Bu kulvarda, barış fikrine ve güçlü düşüncesinden kendimizi izole etmemiz gerekir!!..

***

İşte, kırılan bu duyguyu da "ormanın yangınına" taşınan su misali, geliştirerek yaymamız lazım ki ateşi söndürebilelim!!…

Çünkü, barış sağlanmadan, huzur ve istikrarı tesis etmek mümkün olmadığı gibi, salihi selamete ulaşmak zor!!…

Ülke insanının, devletinin, topyekûn sarf ettiği enerjisini "boşa" tüketmiş oluruz… Doğası da, zenginliği de heba olmaya devam eder!…

Tıpkı, hal-i durumumuz gibi!…

Yoksa; ne söylenirse söylensin, laf-ı güzaftan ibaret kalır!…

***

BUNLAR DA İNSAN MI?…

Siz söyleyin..

Bakar mısınız hallerine!…

Bir tarafta kahveleri önünde, diğer tarafta, nargile..

Elinde de, tv kumandası!…

O biçim, keyifler yerinde..

Arada bir de, "zenginin gülmesi" repliğiyle, attıkları kahkaha!…

İştahlı, iştahlı memnunlar!…

Sel olsun, evler yıkılsın, insanlar olsun..

Deprem olsun; ilçeler, şehirlerle yerle bir olsun..

Afet olsun…

Onlar için; bayramdır!…

Ne kadar ölüm, ne kadar kaos, ne kadar felaket "o kadar" memnuniyet ve keyfiyet, bunlarınki!…

***

Ha bir de, hedefleri, istekleri belli değil!..

O da ayrı bir garabet…

Tek hedefleri;  kaos olsun yeter!…

Klinik vakanın ötesinde; bunlar!?.

Sizce; insanlar mı?

***

BRAVO METE!…

Ciğerlerimiz olan ormanların yakıldığı bir zamanda!… Konya'daki vahşetin, "yürekleri" parçaladığı, günde!.. Yani acı ve öfkenin, dört bir tarafımızı ablukaya aldığı evrede; Tokyo'dan gelen, Mete Gazoz'un "gurur verici" başarısı, yüzleri gülümsetti!…

***

22 yaşındaki Milli okçumuz… Altın madalyayı kazandı.. Oklarını, tam onikiden vurdurdu.. Gurur verici.. Hele ki, o kibirli, burnu havalı, çevresine hakir bakışla üstün gören rakibine Mete'nin "son vuruş" öncesi attığı gülüş var ya!… Ok'un isabeti ve vücut hareketi, der ya "mest" etti!… Sevinç büyük ve bu sevinç hepimizin!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak.