Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

ZOR DÖNEMDE; PEYGAMBERİMİZ ODAKTIR!…

Hiç ama hiç kuşku götürmez bir gerçektir ki; "zor, puslu, karanlık, belirsizliklerin" batağı halinde olan "zor bir coğrafyada" yaşıyoruz.. Her türlü fitne, fesat, kaos üreten "hadiseler, yönetimler, sömürüler" vaki.. Binlerce "kirli ve sinsi" tezgahlar dönüyor...

İslam dünyası.. Ümmet.. Dindaşlar.. Mezhepler.. Çok farklı; "siyasi, ideolojik ve ırkçı" faşizan grupların tertipleriyle "bölünüp, parsellenen" bir coğrafya söz konusu!.. Düzmece örgütler.. Piyon liderler.. Devşirme oluşumlar.. Denir ya; "puslu havayı seven kurtlar" misali; dört bir koldan "İslam'a" saldırıyorlar…

***

İnsani ve ahlaki değer ölçülerini, "batıl ve seküler" yaşamla "zehirleyenlerin" cirit attığı; topraklarda yaşıyoruz!.. Nesli, "beyninden, zihninden" koparıp, hipnozla kendine bağlayan çağdaş cahiliye "sistemine" köle eder hale gelen; mevcut yönetimler bizi idare ediyor.. Ve onların aşıladığı "Batı Hayranlığı" kültürü, halk deyimiyle "etrafı yeterince taaffün etmiştir?"… Ki hali alem orta yerde, kendini gösteriyor!..

***

Dünyanın yamyamları olan; ABD, AB, Birleşmiş Milletler.. Ve onların, "boyunduruğu" altında ülkesini ve milletini "esarete" mahkum ettiren Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi "Siyonizm’in hizmetkarı" prenslerin, İslam'ı ve İslam alemini "sırtından" vurma, suikast düzenleme, kalleşçe bölüp-parçalama gayreti içerisinde…

***

İşte, Fransa.. İşte, Almanya.. İşte, Avustralya.. İşte, Hollanda.? İşte Belçika.. Say say; bitmez misali, İslam'ın birliğini, dirliğini, kardeşliğini "yok etme" adına her türlü, fitne ve kalleşliği yapmada imtina etmeyen, sırtlanlar gibi saldırıyorlar..

***

Baksanıza!..  Ülkemizden, milletimizden, devletimizden, siyasal yönetimimizden "kimler hangi amaçla" hasım kesilerek, "kin ve nefret" duygusuyla, saldırıyor… Türkiye'ye karşı girişilen "topyekûn" saldırı, aslında İslam coğrafyasının nasıl da; "esaret altına alınmak istendiği" gerçeğinin en büyük resmidir.. Çünkü, hınçlarını bütün değerleri düşman ve hedef alarak ortaya koymaktadırlar…

***

Hasılı kelam.. Kan revan olmuş coğrafyanın, acının, öfkenin, gözyaşının, ölümlerin, katliamların, dramların dramlar doğurduğu ortamın yaşayanları olarak; "kendimizi" sorgulamanın, muhasebeye almanın, tefekkür etmenin, zamanı gelip geçmiştir… Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi; yenilemeliyiz!…

***

Hangi siyasi, politik, etnik ve mezhepsel düşünceye sahip olursak olalım.. Hangi kırgınlık, hangi anlaşmazlık, hesaplar ne kadar maddiyat odaklı olursa olsun; hepsini bir kenara terk edip "insanı, insanlarımızı, dinimizi, değerlerimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi" sahiplenmeliyiz… Ki, bu vatan, bu millet, bu inanç ve bu medeniyet "zarar görürse" bunun kazananı olmaz?.. Tek kazananı olur; o da "İslam'a hain olanlar?"…

***

İşte tam da bu noktada; bu akşam idrak edeceğimiz, "Mevlid Kandili" bize bir fırsat, bir sorgu ve sorgulama muhasebesi açısından, "zihnimizi, fikrimizi" tazeleme imkanı sağlamış olur?.. Çünkü bu gece, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V)'in yeryüzünü nurlandırdığı zaman dilimidir.. Bugün, her günden daha fazla "ona ihtiyacımız" var, hasretimizi katmerleştirmiş bir haldeyiz!..

***

O'nun yaşamını.. Onun tebliğ ettiklerini.. Onun emir ve direktiflerini.. Neye evet, neye hayır dediğini.. Emri bil maruf, nehyi anil münker!.. Bu düsturun, himayesiyle yönetilmeyi ve yaşamayı, kendimize şiar edinirsek… Eğer tüm bunları; samimi, ihlaslı şuurla, temiz ahlakla, idrak edip Mevlid-i Nebi'yi kutlar, onun yol ve rehberliğinde, içine düşünülen karanlık tünelden çıkmayı hedeflersek.. Yaşanan ve yaşatılanlardan da, bu ışığın nuruyla ders çıkarırsak, işte o zaman, huzuru da, istikrarı da sağlamış oluruz..

***

Batının da, batılın da, içimizdeki hainlerin de, ülkemize, coğrafyamıza, İslam alemine, Müslümanlara "kem gözle bakan", bizi bizden etme kalleşliğinde olanları "gark" etmiş oluruz.. Ümmet olarak da, salih-i rahmete nail oluruz!…

***

Yeter ki, Peygamber efendimizin;

El emin vasfına,

El beşir vasfına,

El nezir vasfına,

Yani güvenirliğine, müjdeleyeceğine, uyarıcılığına muhtaç olduğumuzu, unutmamalıyız..

Ve bu üç kavramı, şiar edinip "ebediyete" gidişte yol rehberi edinelim..

***

Yoksa!.. Evet yoksa, sadece kupkuru bir ifadeyle; Mevlid'i Nebi" kutlu olsun, mübarek olsun diyerek, çağın nimeti olan "sosyal medyada" bir iki mesajla, vaziyeti "idare" eder mantığıyla hareket ederken, bilmiş olalım ki; "kendi kendimizi" kandırdığımız gibi.. Hiç ama hiç bir şekilde de, Efendimizi memnun ve huzurlu kılmış da olmayız!…

Tefekkür edelim...

Hz. Peygamber’in şefaati haktır, gerçektir. Allah hepimize nasip etsin.

Mevlid Kandiliniz mübarek olsun...

***

 

 

 

MAK'IN ANKETİ..

Fırından yeni çıkan taze "anket" MAK'tan geldi.. 30'u Büyükşehir, 61 İl'i kapsayan geniş bir araştırma sahasında anket yapıldı… Çok soru mahiyeti var, ama biz tek soruya odaklanalım.. Malum çok konuşuluyor; "erken seçim, baskın seçim, zamanında seçim"… Neyse; "bugün seçim olursa, oyunuzu kime verirseniz?"…

***

"Cevap yok" deyip kararsız kalan; yüzde 13..

***

Peki, partilerdeki oy dağılımı!.. Kararsızlar dağılmadan önce; AK Parti Yüzde 33.1, CHP yüzde 21.4, İyi Parti Yüzde 10.1, HDP Yüzde 7.8, MHP Yüzde 7.6.. Gelecek Parti yüzde 2.1, DEVA Yüzde 1.9.. Saadet Partisi; yüzde 1.3.. Diğer partiler; yüzde 1.8..

***

Yüzde 13 kararsızlar dağılınca tablo nasıl değişiyor?..

Yüzde 38 Ak Parti..

Yüzde 24.6 CHP

Yüzde 11.6 İyi Parti

Yüzde 8.8 HDP

Yüzde 8.7 MHP

Yüzde 2.4 Gelecek Parti

Yüzde 1.4 DEVA Partisi

Yüzde 1.4 Saadet partisi

Yüzde 2.2 ise diğer partiler..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Cüzdan ve çıkar konuştuğunda, vicdan "dilsiz şeytana" döner…

 

 


Bu Makale 1329 kere okunmuştur.